Logo

5. Hukuk Dairesi2023/9749 E. 2024/5102 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı ve kamulaştırmadan arta kalan kısımlara değer kaybı uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın arsa olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda gerekli tüm unsurların toplanıp belgelendirilmeden ve kamulaştırmadan arta kalan kısımlara değer kaybı uygulanıp uygulanmayacağı hususunda bilirkişi kurulundan gerekçeli ek rapor alınmadan karar verilmesi doğru olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/236 Esas, 2023/294 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar vermiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30.04.2024 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı idare vekili Avukat İbrahim Çakan ve yetki belgesine istinaden davalı vekili Avukat Canan Biten gelmiş,

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu... Mahallesi 997 ada 62 (eski 21 ifrazen) ve 998 ada 52 (eski 28 ifrazen) parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa niteliğine göre ve dava tarihi itibarıyla tespit edilecek olan kamulaştırma bedelinin dava tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek oranda faizi ile birlikte peşin olarak ödenmesine, ödeme karşılığında taşınmazın davacı idare adına tapuda tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 23.12.2021 tarihli ve 2021/254 Esas, 2021/661 Karar sayılı kararı ile davanın özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 23.12.2021 tarihli ve 2021/254 Esas, 2021/661 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 16.05.2022 tarihli ve 2022/621 Esas, 2022/1601 Karar sayılı kararı ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 16.05.2022 tarihli ve 2022/621 Esas, 2022/1601 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; tespit edilen kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için davacı idare vekiline verilen süreler içerisinde kamulaştırma bedeli depo edilmemiş ise de, sunulan banka dekontuna göre davacı idarenin İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden sonra 04.01.2022 tarihinde depo kararını yerine getirdiği ve davalının gerek istinaf başvurusunda gerekse temyiz dilekçesinde davanın esasına girilmesi yönünde talebi olduğu anlaşıldığından, usul ekonomisi gözetilerek işin esasına girilmesi gerektiğinden bahisle Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tescil ve tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz itirazında bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların arazi niteliğinde olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda incelenen emsalin uygun olmadığını, emsal imar parseli dava konusu kadastral parsel olduğu halde dava konusu taşınmazın değeri takdir edilirken düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılması gerektiğini, dava konusu 998 ada 52 parsel için %1 değer azalışı olacağı belirtilmesine rağmen %3 oranında değer azalışı hesaplaması yapılması doğru olmadığı gibi, 997 ada 62 parsele %5 oranında yüksek değer kaybı verilmesi nedeninin açıklanmadığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi kurulunca belirlenen taşınmazların değerinin dava tarihi itibarıyla güncel ve geçerli bedeli olmadığını, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen veya Bölge Adliye Mahkemesince belirlenen değerlerin dikkate alınması gerektiği gibi bölgede süreç içinde enflasyon oranlarının dahi 5 misli üzerinde yaşanılan fiyat artışlarının da dikkate alınarak ve kamulaştırma bedelinin davalıya ödeneceği tarihe en yakın tarih esas alınarak değer biçilmesi gerektiğini, öbür türlü mülkiyet ve adil yargılanma hakkını ihlal eder şekilde davalının ciddi oranda zararı oluştuğunu, dava konusu 998 ada 52 parsel sayılı taşınmazın tamamının kapama narenciye bahçesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini, ağaç ve yapı bedellerinin düşük belirlendiğini, kamulaştırmadan arta kalan kısımlar için belirlenen değer düşüklüğü oranının olması gerekenden daha az belirlendiğini, Anayasa Mahkemesinin faize ilişkin hükmünü iptal kararı gereği kamu alacakları için öngörülen en yüksek oranda faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre; dava konusu taşınmazın Adana Çevre Yolu projesi kapsamında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının 19.01.2015 tarihli oluru ile davacı idare tarafından kamu yararı kararı alındığı daha sonra kamulaştırma amacına uygun olarak yapılan 19.04.2017 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında 998 ada 52 parsel sayılı taşınmazın kısmen tarımsal nitelikli alan, kısmen 35 ve 100 metrelik yol, 997 ada 62 parsel sayılı taşınmazın kısmen tarımsal nitelikli alan, kısmen 30 metrelik yol olarak ayrıldığı anlaşılmıştır.

4. 2942 sayılı Kanunun kıymet takdir esaslarını gösterir 11 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince kamulaştırmayı gerektiren imar ve hizmet teşebbüsünün sebep olacağı değer artışları ile ilerisi için düşünülen kullanma şekillerine göre getireceği kâr kıymet takdirinde nazara alınmaz. Bu nedenle, taşınmaz kamulaştırma kararından sonra düzenlenen 1/1000 ölçekli imar planı içinde ise de, söz konusu imar planı kamulaştırma amacına uygun yapıldığından, 1/1000 uygulama imar planı içinde olduğundan bahisle arsa olarak kabul edilemeyeceği, Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 17.04.1998 tarihli ve 1996/3 Esas, 1998/1 Karar sayılı kararına göre nazım imar planı içinde bulunan ancak belediye hizmetlerinden yararlanmayan ve meskun yerler arasında yer almayan bir taşınmazın arsa olarak değerlendirilebilmesi; plan içine alındığı tarih, yerleşim merkezine uzaklığı, plandaki konumu, sınırları mücavir alan içinde yer aldığı belediyenin nufus ve yapılaşma yoğunluğu, genişleme hızı, taşınmazın alt yapı hizmetlerine yakınlığı gibi tüm bilgilerin toplanıp belgelenerek, bu verilere göre taşınmazın nazım planının hazırlanma amacı ve bu verilerin taşınmaz yönünden olumlu olması durumda bu niteliklerle taşınmazın arsa olarak değerlendirilmesini haklı kılmasına bağlıdır. Tüm bu unsurlara ilişkin bilgiler toplanıp belgelendirilip tartışılmadan arsa olarak değerlendirilip rapora göre hüküm kurulması doğru değildir.

5. Dava konusu taşınmazların kamulaştırmadan arta kalan kısımlarında; yapılan Adana Güney Çevre Yolu yapımı nedeniyle yol ile taşınmazlar arasındaki kot farkı ve taşınmazların başkaca ulaşım imkânı olup olmadığı hususları da dikkate alınarak değer kaybı olup olmayacağı hakkında bilirkişi kurulundan gerekçeli ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken kamulaştırmadan arta kalan kısımların yüzölçümü gözönüne alındığında soyut ifadelerle değer kaybı olacağının kabulü ile karar verilmesi bozmayı gerektirir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüne, temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Taraflar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya, 17.100,00 TL vekâlet ücretinin de davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.