"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/168 Esas, 2023/224 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl ve birleşen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Balıkesir ili, Gömeç ilçesi, ... köyü 245 ada 72, 73, 74, 75 ve 76 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, Hazine tarafından açılan dava sonucu taşınmazların bir kısmının Hazine adına tescil edildiğini beyan ederek, uğranılan zararın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerden olduğunu, iktisabının mümkün olmadığını, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince tazminat talebinde bulunulamayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.02.2013 tarihli ve 2012/371 Esas, 2013/96 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne 193.760,85 TL tazminatın 13.12.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, 19.022,34 TL tazminatın 26.12.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; taşınmazın arsa mı yoksa arazi vasfında mı olduğu belirlenip, refakate resen alınacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak, arsa ise emsal karşılaştırması yapılarak, arazi ise gelir metoduna göre değerinin tespiti için bilirkişi kurulundan rapor alınarak, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği ve davacı taraf davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesi gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 30.06.2015 tarihli ve 2014/244 Esas, 2015/262 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne taleple bağlı kalınarak 212.783,19 TL bedelin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; gerçek zararın, tapu iptal kararının kesinleşme günündeki net gelir metoduna göre hesaplanması zorunlu iken, mahkemece dava tarihini esas alarak kuru tarım arazisi niteliğinde olan taşınmazlara %10 kapitalizasyon faiz oranı uygulanmak sureti ile değer belirlemesi yapan bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulması doğru olmadığından çekişmeli taşınmazlar arazi niteliğinde olduğundan çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtildikten sonra konunun uzmanı bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılarak, taşınmazın sulu-kuru olup olmadığı, bitki örtüsü, yerleşim alanlarına uzaklığı, iklim şartları, arazilerin toprak ve topoğrafik yapıları ve bölgelerindeki konumları gözetilerek tarla niteliği itibarıyla çevredeki ekilebilir ürünler araştırılıp elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılıp net gelir yöntemiyle tespit edilmesi, tapu iptali ve tescil davalarında verilen kararın kesinleştiği tarihteki gerçek değerlerinin hesaplattırılması, ilçe tarım müdürlüğünden getirilecek yörede yetişen münavebe ürünlerine ilişkin üretim gelir ve giderlerini gösteren tablo ile bilirkişi raporu denetlenerek gerçek zararının saptanması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Mahkemenin 09.07.2019 tarihli ve 2018/96 Esas, 2019/255 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne 138553,10 TL bedelin 09.11.2006 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.
E. Üçüncü Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın kuru tarım arazisi niteliğine göre bulunduğu yörede yaygın olarak uygulanan münavebe sistemi İlçe Tarım Müdürlüğünden sorulup, değerlendirme tarihi itibarıyla resmi veriler de dikkate alınarak tespit edilecek münavebe sistemine göre taşınmazın değerinin belirlenmesi gerekirken, münavebe uygulanmaksızın sadece tek ürün (buğday-saman ürünü) nazara alınarak ve İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün değerlendirme tarihine ait verileri gözetilmeyerek hesap yapan bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
F.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Dördüncü Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne, 113.979,52 TL bedelin 09.11.2006 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bedelin düşük olduğunu, münavebeye bamya ürününün alınması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının bulunduğunu, husumetin taraflarına yöneltilemeyeceğini, tapu sicilinin yanlış tutulması sonucu bir zararın bulunmadığını, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerden olduğunu, fahiş bedel belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438 inci maddesi
2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacının 2001 yılında satın almak suretiyle iktisap ettiği taşınmazların tapu kaydının Hazine tarafından açılan dava sonucu Gömeç Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/18 Esas, 2004/116 Karar sayılı kararı ile taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeni ile tapularının iptaline ve Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın 09.11.2006 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 15.11.2011 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3. Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arazi niteliğindeki Balıkesir ili, Gömeç ilçesi, ... köyü 245 ada 72, 73, 74 ve 76 parsel sayılı taşınmazlara gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı ...'nden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.