"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/588 Esas, 2023/459 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 inci maddesi gereğince tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 11.05.2004 tarihinde Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan ... ada ... parseldeki ... blok numara ... sayılı taşınmazı 4.000,00 TL ödeyerek satın aldığını, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü müfettişlerince yapılan inceleme sonucu taşınmazı müvekkiline satmış görünen eski mal sahibi S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi yetkililerinin imzası ile tapuda bulunan satıcı imzasının benzememesi üzerine soruşturma başlatıldığını, soruşturma sonucu ... Tapu Sicil Müdürlüğünde çalışmakta olan bir kısım müdür ve memurlar tarafından satıcının imzası taklit edilmek suretiyle satışın yapıldığının anlaşıldığını, davalının 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği söz konusu zarardan sorumlu olduğunu belirterek, tapusu iptal edilen dairenin dava tarihi itibarıyla rayiç değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın tapu sicil müdürlüğünü izafeden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı aleyhine açılması gerektiğini, hukuka aykırı bir tapu sicil işlemi söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.12.2016 tarihli ve 2015/197 Esas, 2016/354 Karar sayılı ilamı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13.07.2017 tarihli ve 2017/1166 Esas, 2017/1367 Karar sayılı kararıyla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 13.07.2017 tarihli ve 2017/1166 Esas, 2017/1367 Karar sayılı ilamına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; S.S. ... Konut Yapı Kooperatifi ve diğer arsa sahipleri arasında Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerine yapı yapılması yönünde yüklenici ... İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti'yle Ankara .... Noterliğinde düzenlenen 22.08.2001 tarihli ve ... yevmiye nolu kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yapıldığı, 30.06.2003 tarihinde kat irtifakının kurulduğu, ... Blok ... nolu bağımsız bölümünün kat irtifakı yoluyla SS ... Konut Yapı Kooperatifi adına tapuya tescil edildiği, bilahare satış yoluyla 11.05.2004 tarihinde davacıya geçtiği, ancak arsa maliki kooperatif tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının Sincan Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/89 Esas, 2009/105 Karar sayılı ilamıyla kabul edilerek, dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptaline ve kooperatif adına tescile karar verildiği, temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği, tazminat istemine konu taşınmazın satımına ilişkin resmi senetteki imzaların satıcı temsilcisi ... ve ...’a ait olmadığı, anılan kişiler yerine dublör kullanılmak suretiyle sahte imzalar atıldığı Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Başmüfettişliğinin 09.08.2004 tarihli ve 2004/4 sayılı ön inceleme raporu eki olan kriminalistik uzmanı bilirkişi ... tarafından düzenlenen 13.07.2004 tarihli bilirkişi raporuyla belirlendiğinden Hazinenin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca sorumlu olduğu kuşkusuz olduğuna göre, davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tapusunun iptalinin memur hatasından kaynaklı olmadığını, yüklenicinin edimini ifa etmemesinden kaynaklı olduğunu, illiyet bağının kesildiğini ileri sürerek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararın bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu bağımsız bölümün zeminine emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Buna karşın, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınan taşınmazların ise satış tarihleri itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulmadan, dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ile emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilip bilirkişi raporu denetlenmeden hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan usul ve kanuna aykırı olan mahkeme kararının BOZULMASINA,
21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.