Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1221 E. 2024/6663 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin davacıya ait taşınmaza kamulaştırmasız el atıp atmadığı, el attıysa müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil taleplerinin hukuki dayanağı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi’nin, taşınmaza kamulaştırmasız el atılması halinde el atılan kısmın bedeli ile eski hale getirme masraflarının karşılaştırılarak, eski hale getirme masraflarının fazla olması halinde el konulan kısmın bedelinin davalı idareden tahsili ve el konulan bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali, yer bedelinin fazla olması halinde ise el atmanın önlenmesi gerektiği yönündeki değerlendirmesinde isabetsizlik görülmediği gözetilerek, davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1639 Esas, 2023/2086 Karar

DAVA TARİHİ: 06.07.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Kocaeli 8. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/133 Esas, 2022/89 Karar

Taraflar arasındaki müdahalenin önlenmesi ve ecrimisil davasında İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurusunun ecrimisil talebi yönünden usulden reddine, tazminat talebi yönünden esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; Kocaeli ili, ..., Süleymaniye köyü 588 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın taş ve toprak dökmek suretiyle fiilen el atıldığını belirterek müdahalenin önlenmesini ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Kuzey Marmara Otoyolu Kurtköy-Akyazı arası bağlantı yollarından oluşan proje güzergahı kapsamında kaldığından 5.715,49 m²lik kısmının kamulaştırıldığını, ecrimisilin, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olduğunu, tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleriyle kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceğini, niteliği itibarıyla haksız bir eylem sayılması gerektiğini, haksız işgal sebebiyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceğini, müvekkili idarenin haksız bir işgalde bulunmadığını, kanunun tanıdığı yetki uyarınca kamulaştırma işlemlerini yürüttüğünü, taşınmaza el atılsa dahi, gelir getiren bir amaç için kullanılmaması ve kamusal amaca terkedilmesi dolayısıyla ecrimisil istenilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile müdahalenin önlenmesine ve ecrimisil talebinin kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle;dava konusu taşınmaz için ecrimisil miktarına hükmedildiğini, ecrimisilin zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, davalı idarenin haksız bir işgalde bulunmadığını, yasanın tanıdığı yetki uyarınca kamulaştırma işlemlerini yürüttüğünü, gelir getiren bir amaç için kullanılmadığını ve kamusal amaca terkedilmesi dolayısıyla ecrimisil istenilemeyeceğinden davanın reddinin gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı idare vekili istinaf süresi dışında ek beyan dilekçesi ile mahkemece 54.425,71 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davalıya verilmesine karar verildiğini, ancak davacının taşınmazın eski hale getirme bedeli talebi bulunmayıp, ecrimisil bedelini de artırmadığının karardan açıkça anlaşıldığını, vekâlet ücretinin yanlış belirlenmiş olduğunu belirterek kararın düzeltilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmaza kamulaştırmasız el atılması halinde davalı idarece el atılan bölümünün bedeli ile eski hale getirme masraflarının karşılaştırmasının yapılarak, eski hale getirme masraflarının yer bedelinden fazla olması halinde, el konulan kısmın zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve el konulan bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali, yer bedelinin fazla olması halinde ise el atmanın önlenmesi talebinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği, dolayısıyla bu yönde yapılan değerlendirmede isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine, ecrimisil yönünden başvurunun miktar itibarıyla kesin olması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin ödendiğini, müdahalenin menine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ecrimisil tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini, davacının eski hale getirme bedeli talebi bulunmayıp, ecrimisil bedelini de arttırmadığı karardan açıkça anlaşıldığını, bu nedenle davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atmanın olup olmadığı ve ecrimisil bedelinin tespiti hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesi, 683 üncü maddesinin ikinci fıkrası.

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup istinaf yoluna başvuru dilekçesinde getirilmeyen hususların da temyiz aşamasında incelenmeyeceği dikkate alınarak temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.