"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/320 Esas, 2023/566 Karar
DAVA TARİHİ: 12.05.2015
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerin ...mevkii, 28, 36, 37 ve 39 parsel sayılı taşınmazların malikleri iken Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/1156 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile eylemli orman olduğu gerekçesiyle tapuları iptal edilerek Hazine adına tesciline karar verildiğini, bedelin Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/1156 Esas sayılı dosyasında verilen kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Hazinesinden alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki davanın süresinde açılmadığını ileri sürerek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 23.02.2016 tarihli ve 2015/392 Esas, 2016/150 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece, değerlendirme tarihi olan, tapu iptaline dair hükmün kesinleştiği 2007 yılı itibarıyla, dava konusu taşınmazların imar planında termal turizm alanı ve belediye hizmetlerinden faydalanan yer olması nedeniyle arsa olarak değerlendirilmesinde isabetsizlik bulunmadığı; ancak arsa niteliğindeki taşınmazlara, olduğu gibi kullanılması halinde getireceği emsal satışlara göre hesaplanacak değer üzerinden tazminat takdir edilmesi gerekirken, üzerinde otel varmış gibi, 5 yıldızlı otelin % 50 doluluk oranında getireceği gelire göre değerlendirme yapılarak, somut emsalden % 750 daha değerli kabul edilmesi doğru görülmeyerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 28.12.2017 tarihli ve 2017/132 Esas, 2017/624 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik olması doğru olmadığından kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Mahkemenin 19.07.2018 tarihli ve 2018/304 Esas, 2018/309 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
E. Üçüncü Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; bozma ilamında yeniden keşif yapılması gerektiği belirtildiği hâlde, ek rapor almakla yetinilmesi ve özel amaçlı satışın somut emsal olarak kabul edilmesi hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.
F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Dördüncü Karar
Mahkemenin 10.10.2019 tarihli ve 2019/13 Esas, 2019/493 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
G. Dördüncü Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; hükme esas alınan raporda bilirkişilerce emsal 301 sayılı parselin satış akit tablosu dosyaya getirtilmişse de emsalin imar durumu, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değeri araştırılmadığı ve emsal parsel ile dava konusu taşınmazlar bilirkişilerce şehir haritasında değerlerini etkileyen merkezlere uzaklıkları ile birlikte gösterilmediği, ayrıca bozma kararında daha önce bilirkişilerce somut emsal olarak incelenen taşınmaza ilişkin resmi satış akit tablosundan satışın anne ile oğul arasında yapıldığı özel amaçlı satış olduğundan yanıltıcı sonuçlar doğurabileceği düşünülmediği belirtildiği hâlde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da benzer şekilde akraba arasında satışı yapılan 331 parsel emsal alınarak, ayrıca akit tablosunda gösterilen satış değeri 5000 TL iken, 9500 TL olarak kabul edilerek hesaplama yapıldığı belirterek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir..
I. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Beşinci Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; faizin hesaplanmasında, tapu iptal ve tescil tarihinin kesinleştiği tarihin esas alınması gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; aynı yer aynı mevkideki taşınmazların arazi olarak değerlendirildiğini, bedelin fahiş olduğunu, bölgede yapılan 1/1000 ve 1/5000 ölçekli imar planlarının iptal edildiğini, emsal kıyaslamasının usulüne uygun yapılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Mahukemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu...köyü 28 (11500 m²), 36 (5250 m²), 37 (2070 m²) ve 39 (4750 m²) parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/1156 Esas, 2006/121 Karar sayılı kararıyla iptal edilerek orman niteliğinde Hazine adına tescillerine karar verildiği, kararın 12.07.2007 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 12.05.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakta olup taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
4. Bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda davacıların payına isabet eden tutarın ödenmesine karar verilmesi gerekirken taşınmazın tamamı için biçilen bedel gözetilerek ödeme hükmü kurulması bozmayı gerektirir.
5. Dava konusu taşınmazların bedeli, tapu iptal tarihinin kesinleştiği tarih itibarıyla belirlendiği ve bu tarih itibarıyla faiz işletildiği hâlde, faizin başlangıç tarihinin gösterilmemesi hatalıdır.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının
a) 2 numaralı bendinde yer alan ''2.201.431,08'' sayısının hükümden çıkartılması, yerine ''858.933,90'' sayısının yazılması, aynı bentte yer alan ''kesinleşme'' kelimesinden sonra gelmek üzere ''tarihi olan 12.07.2007'' sayısının yazılması,
b) 5 numaralı bendinde yer alan, "3713,63 TL" sayısının çıkartılması, yerine ''3326 TL'' sayısının yazılması,
c) 6 numaralı bendinde yer alan " 248.071,55 TL " sayısının çıkartılması, yerine " 124.482,73" sayısının yazılması,
d) 7 numaralı bendinde yer alan "48.492,79" sayısının çıkartılması, yerine '' 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrası gözetilerek 124.482,73" ibaresinin yazılması, suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
09.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.