Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1452 E. 2024/6881 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sahte vekaletname ile yapılan tapu devri nedeniyle tapu kaydının iptali sonucu oluşan zarardan Hazine'nin sorumluluğu ve tazminat miktarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Hazine’nin, 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan zarardan kusursuz sorumlu olduğu ve tazminat miktarının taşınmazın gerçek değeri üzerinden hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin tazminat miktarını doğru hesapladığı ve Hazine’nin sorumluluğunu kabul ettiği kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/78 Esas, 2023/244 Karar

DAVA TARİHİ: 20.03.2013

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki davalı Hazineye karşı 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tapu sicilinin hatalı tutulmasından kaynaklı, diğer davalılara karşı ise haksız fiil hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tekirdağ ili, ... ilçesi, ... köyü 91 ada 26 parsel taşınmaz dava dışı Binali Diz adına kayıtlı iken Binali Diz'in vermiş olduğu vekâletnameye istinaden 24.06.2010 tarihinde vekil aracılığı ile müvekkilince satın alındığını; ancak işlemde kullanılan vekâletname sahte olduğu için malik tarafından müvekkili aleyhine ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/129 Esas sayılı dosyası ile tapu iptali davası açıldığını, davanın kabulüne karar verildiğini, kararın 13.02.2013 tarihinde tashihi karar talebinin reddi ile kesinleştiğini, kararın kesinleşmesi ile birlikte müvekkilinin taşınmazın kararın kesinleşmesi tarihindeki değeri kadar zarara uğradığını, davalı Hazinenin bu zarardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince tapu kaydının tutulmasından dolayı kusursuz sorumlu olduğunu, diğer davalıların da sahte kimlikle vekâletname düzenleyerek tapuda satış işlemini icra ettiklerini ve haksız eylemlerinden sorumlu olduklarını, tüm bu nedenlerle şimdilik 50.000,00 TL belirsiz alacaklarının kararın kesinleşmesi tarihi olan 13.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Hazinenin tapu kayıtlarının tutulmasında bir yanlışlık ve noksanının bulunmadığını, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi kapsamında sorumluluğunun oluşmadığını, müvekkili idare aleyhine açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, bu nedenle açılan davanın müvekkili idare açısından reddine karar verilmesini, vekâlet ücreti ve mahkeme masraflarının davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17.06.2015 tarihli ve 2013/198 Esas, 2015/559 Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 17.06.2015 tarihli ve 2013/198 Esas 2015/559 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; davacının zararının doğduğu tarih olan tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarih itibari ile dava konusu taşınmazın niteliğinin belirlenmesi, taşınmazın arsa vasfında olduğunun belirlenmesi halinde emsal metodu, arazi olduğunun belirlenmesi halinde ise gelir metodu kullanılmak sureti ile taşınmazın değeri belirlenmesi, sahte nüfus cüzdanı ve vekaletname düzenleyerek taşınmazı sattığı iddia edilen diğer davalılar hakkında verilen mahkumiyet kararı ve ceza dosyasındaki deliller de değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanan miktar üzerinden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 30.09.2021 tarihli ve 2018/170 Esas, 2021/283 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 30.09.2021 tarihli ve 2018/170 Esas, 2021/283 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; taşınmazın kuru tarım arazisi niteliği, konumu ve yüz ölçümü dikkate alındığında, değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının %5 uygulanması gerekirken, bu oranın % 4 olarak kabulü ile fazla bedel tespiti doğru olmadığından kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 02.11.2023 tarihli ve 2023/78 Esas, 2023/244 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davaya konu olayın noter tarafından düzenlenen vekâletnameye esas kimlik belgesinin sahte olmasından kaynaklandığını, bu nedenle 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin şartlarının oluşmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kabule göre de tazminat bedelinin yüksek belirlendiğini, yargılama giderlerinden sorumluluk için tazminata kasten sebep olan davalılar ile tapu kütüğünün tutulmasından sorumlu müvekkili idarenin sorumluluğunun aynı olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.