Logo

5. Hukuk Dairesi2024/1493 E. 2024/6170 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idarenin sorumluluğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza fiilen el atıldığı, bedel tespitinde ve davalı idarenin sorumluluğunun belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/329 Esas, 2023/2453 Karar

DAVA TARİHİ: 10.06.2021

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/176 Esas, 2022/553 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı ... yönünden davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davalı ... yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacılar ..., ..., ..., ... dışında kalan davacılar için hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle; adı geçen davacılar dışındaki davacılar yönünden davalı ... vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı ... vekilinin ..., ..., ... ... yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ..., ... Mahallesinde bulunan 28041 ada 3 parselde kayıtlı taşınmazda hissedar olduklarını, dava konusu taşınmaza davalı idare tarafından park ve yol yapılmak suretiyle fiilen el atılmış olduğunu; ancak maliklere taşınmazın bedelinin ödenmediğini, kamulaştırma yapılmadan taşınmaza el atıldığını, dava konusu taşınmazın imar parseli olup Ankara’nın en güzel yerlerinden birinde olduğunu, her türlü belediye hizmetlerinden yararlanmakta olduğunu, taşınmazın değerli bir konumda olduğunu belirterek, belirlenecek tazminatın davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle açılan davanın yargı yolu, görev, husumet, dava şartı yokluğu ve zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, taşınmaza fiili ve hukuki el atmasının olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; öncelikle yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili idarece yapılan bir el atma bulunmadığından, planlama çalışması ve el atma diğer davalı ... tarafından gerçekleştirildiğinden davanın müvekkili belediye yönünden husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ... yönünden davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne ve bedeline hükmedilen davacılar payının tapusunun iptali ve davalı idare adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; husumetin Çankaya Belediye Başkanlığına yöneltilmesi gerektiği, tescil kararının hatalı olduğunu, bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile park ve yaya asansörü yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı anlaşılan arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik olmadığını; ancak bir kısım davacı murisi Alime Söylemez'in ve yine bir kısım davacı murisi Mustafa Dağdeviren'in dosyada mevcut veraset ilâmına göre payının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden ve 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek Madde 4’ün son fıkrasında “Bu kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” düzenlemesi uyarınca gerekçeli kararın hüküm fıkrasının harca ilişkin bendi düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilerek davalı ... yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar etmek suretiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Ankara ili, ..., ... Mahallesi 28041 ada 3 parsel sayılı arsa niteliğindeki taşınmaza, park ve yaya asansörü yapılmak suretiyle el atıldığı anlaşıldığından fiilen el atılan bölümler ile proje bütünlüğü ilkesi uyarınca imar planında park ve spor alanında olan bölümlerin bedeline hükmedilmesinde ve 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin davalı ... Başkanlığından alınarak davacılara verilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Eldeki davada dosya kapsamına göre taşınmaza 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atıldığı anlaşılmaktadır. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 nci ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerekmekte olup, bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan ve resen gözetilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı ... Vekilinin; Davacılar ..., ..., ..., ... Dışında Kalan Davacılar İlişkin Temyizi Yönünden; davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı ... Vekilinin Davacılar ..., ..., ..., ...'e İlişkin Temyizi Yönünden;

1. Davalı idare vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Kamu düzenine ilişkin olarak yapılan değerlendirme sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 4 ncü bendinin ilk ve ikinci paragrafının tümüyle çıkartılmasına, yerine “Alınması gereken 78.997,00 TL harçtan peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan 37.696,30 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 41.300,70 TL harcın davalı idareden alınarak Hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan 37.696,30 TL harcın davalı ... Başkanlığından alınarak davacı tarafa verilmesine” cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Aşağıda yazılı kalan harcın istek halinde ilgilisine iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.