"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/301 Esas, 2023/470 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabul edilmiştir.
Davalılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.02.2025 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı idare vekili Avukat... ve davalılar vekili Avukat ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Ordu ili, ..., ............. köyü, 120 ada 33 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın Belediye sınırıları içinde kaldığını ve tüm belediye hizmetlerinden faydalandığını, emsal karar gereği düzenleme ortaklık payı düşüldükten sonra metrekare birim fiyatını 81,60 TL olarak belirleyen dava konusu taşınmaza yakın ve Yargıtay denetiminden geçen dosya dikkate alınarak karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 27.03.2015 tarihli ve 2013/368 Esas, 2015/264 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın maden ruhsatı ve ruhsat işletme iznine ilişkin belgeleri getirtilip, tarafsız maden ve jeoloji mühendisi bilirkişilerin de bulunduğu bilirkişi kurulu eşliğinde mahallinde yeniden keşif yapılarak dava konusu taşınmazın maden işletme ruhsat ve izni verilen yer içerisinde kalıp kalmadığı hususu fen bilirkişisinin krokili raporunda işaretlettirilmek suretiyle tespit edildikten sonra, dava tarihi itibarıyla maden ruhsatı ve işletme izni verilen bölüm içindeyse, resmi kurumlardan (Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, vs.) maden işletmesine ilişkin resmî veriler de getirtilip, denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi ve taşınmaza maden gelirine göre değer biçilmesi, dava konusu taşınmaz kapama fındık bahçesi olduğuna göre fındıklık değerinden dava konusu taşınmazın arazi değerinin düşülerek bulunacak ağaç değerine de hükmedilmesi ve karar tarihine kadar yasal faize hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 07.01.2020 tarihli ve 2018/205 Esas, 2020/6 Karar sayılı kararı ile uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulüne kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin; bozma kararı sonucu oluşan kısmının karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmek üzere bankada üçer aylık vadeli hesapta tutulmasına, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 07.01.2020 tarihli ve 2018/205 Esas, 2020/6 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu ... köyü 120 ada 33 parsel sayılı taşınmaza maden geliri esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak Dairemiz bozma kararında dava konusu taşınmaz kapama fındık bahçesi olduğuna göre taşınmazın fındıklık değerinden, dava konusu taşınmazın arazi değerinin düşülerek bulunacak ağaç değerine de hükmedilmesi gerektiği belirtildiği hâlde, bu yönteme uygun olmayan rapor esas alınarak ayrıca kapama fındıklık bedeli üzerinden hüküm kurulması, ilk karar gereği davalılara ödenmesine karar verilen 1.503.113,83 TL bedele 16.03.2014 tarihinden ilk karar tarihi olan 27.03.2015 tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi gerektiği gibi Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanun'la Değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 21.04.2022 tarihli ve 2021/156 Esas, 2022/153 Karar sayılı kararı ile bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
E.Üçüncü Bozma Kararı
1.Mahkemenin 21.04.2022 tarihli ve 2021/156 Esas, 2022/153 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; zemini maden niteliğindeki taşınmazın üzerindeki fındık ağaçlarına bedel belirlenirken önce taşınmazın kapama fındık bahçesi değeri hesaplanıp bu değerden çıplak arazi değeri indirilerek aradaki farkın ağaç bedeli olarak hesaplanması ile yetinilmesi gerekirken, kapama meyve bahçesi ile zemine ekilecek münavebe bedeli olarak hesaplanan değerine ayrıca objektif değer artışı uygulanması suretiyle fazla bedel tespiti, kabule göre de Mahkemenin tespit ettiği kamulaştırma bedelinden acele el koyma dosyasında yatan bedelin mahsubundan sonra kalan ve Dairemizin birinci bozma kararı öncesi hükmedilen 1.503.113,83 TL'ye 16.03.2014 tarihinden ilk karar tarihine kadar, Dairemizin ikinci bozma kararı sonrası tespit edilen 25.721,01 TL'ye de son karar tarihine kadar faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde faize ilişkin hüküm kurulması doğru olmadığı gibi davacı idare tarafından fazla yatırılan 41.645,00 TL'nin davalılar tarafından bankadan çekilmiş ise çekilme tarihine kadar işlemiş nemaları ile birlikte davalılardan alınarak davacı idareye verilmesine, çekilmemiş ise çekilme tarihine kadar işlemiş nemaları ile birlikte davacı idareye iadesine karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelden acele el koyma bedelinin mahsubu ile fark bedelin derhal davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle;davacı idare tarafından toplam 2.088.093,84 TL yatırıldığını ve Mahkemece de 1.528.834,84 TL'ye hükmedildiğini, buna göre, davacı idareye iadesi gereken 559.259,00 TL olduğu hâlde, 41.645,00 TL'nin iadesine karar verilmesi hususu bozmayı gerektirdiği gibi hükme esas alınan bilirkişi raporunda bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, eksik ve hatalı bilirkişi incelemesi ile fazla bedele hükmedildiğini, davalılar ile işletme ruhsatı sahibi arasında gelir getirici bir anlaşma olmadığı gibi madenlerin devletin hüküm ve tasarrufunda olduğunu, arzın mülkiyetine tabi olmadığı hâlde maden bedelinin ödenmesine karar verilmesinin davalı lehine haksız kamulaştırma değeri belirlenmesine sebep olacağını, faize ilişkin hükmün hatalı olduğunu, fazla yatan bedelin iadesine ilişkin olarak infazda tereddüt uyandıracak şekilde karar verildiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, Mahkemece lehlerine oluşan usuli kazanılmış hak ihlal edilmek suretiyle kamulaştırma bedelinin düşük tespit edildiğini, faize ilişkin hükmün hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; zemini maden niteliğindeki taşınmazın üzerindeki fındık ağaçlarına bedel belirlenirken önce taşınmazın kapama fındık bahçesi değeri hesaplanıp bu değerden çıplak arazi değeri indirilerek aradaki farkın ağaç bedeli olarak hesaplanması ile yetinilmesi gerekirken, kapama fındık bahçesi ile zemine ekilecek münavebe bedeli olarak hesaplanan değerine ayrıca objektif değer artışı uygulanması suretiyle fazla bedel tespiti yönünden bozma kararı verilmiş ise de fındık ağaçlarına değer biçilirken fındık ağaçları kapama niteliğinde olsa da objektif artırıcı unsur uygulanması mümkün değilken bozma sonrası hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda bozma öncesi gibi fındık bahçesi ile zemine ekilecek münavebe bedeli olarak hesaplanan değerine ayrıca objektif değer artışı uygulanması suretiyle fazla bedel tespiti bozmayı gerektir.
4.Kabule göre de; her ne kadar Dairemizin 20.06.2023 tarihli ve 2022/14066 Esas, 2023/6559 Karar sayılı bozma kararının (5) nolu bendinde davacı idarece fazla yatırılan 41.645,00 TL'nin davacı idareye iadesine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozma kararı verilmiş ise de dosya içeriğinden davacı idareye iadesine karar verilmesi gereken bedelin 559.259,00 TL olduğu yapılan incelemede anlaşılmakla bu hususta Dairemizce maddi hata yapıldığı ve maddi hataya dayanan bozma nedeniyle davalı taraf lehine usuli kazanılmış haktan bahsedilemeyeceği gözetilerek davacı idare tarafından fazla yatırılan 559.259,00 TL'nin davalılar tarafından bankadan çekilmiş ise çekilme tarihine kadar işlemiş nemaları ile birlikte davalılardan alınarak davacı idareye verilmesine, çekilmemiş ise çekilme tarihine kadar işlemiş nemaları ile birlikte davacı idareye iadesine karar verilmesi gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Davacı idare kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı idareye ödenmesine,
Davalı taraftan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
04.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.