"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/411 Esas, 2023/468 Karar
DAVA TARİHİ : 02.11.2011
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili ve yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir
Mahkeme kararı davacı idare, davalı ... ve dahili davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Afyonkarahisar ili, ... ilçesi, Tapdukemre Mahallesi, 848 ada 63 (eski Yeniçay Mahallesi 62) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili ve yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 18.12.2014 tarihli ve 2011/521 Esas, 2014/530 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemesinin 18.12.2014 tarihli ve 2011/521 Esas, 2014/530 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmaz arsa niteliğinde olup 2942 sayılı Kanun'un kıymet takdir esaslarını belirten 11 inci maddesinin birinci fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz kadastro parseli, emsal alınan taşınmaz ise imar parseli olduğu hâlde, düzenleme ortaklık payı düşülmeden fazla bedel tespit edilmesi doğru olmadığı gibi, vergi değerleri yönünden yapılan karşılaştırmada arsa vergi değeri bulunmadığı, arazi vergi değeri ile emsal vergi değeri arasında 30 kat fark olduğu hâlde, emsalin dava konusu taşınmazdan 2 kat değerli kabul edilmesi nedeniyle, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir, fen bilirkişi raporunda kamulaştırılan kısmın kroki üzerinde işaretlenmediğinden, kamulaştırılan ve arta kalan kısımları açıkça gösterir şekilde ek rapor aldırılması gerektiğinin düşünülmemesi hatalı olup kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden kabulü ile tapu kaydının iptaline, davalı idare adına tesciline ve yol olarak terkinine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz davalılardan ...'in mülkiyetinde iken dava görülürken ... ve ...'a devredildiğini, her ne kadar söz konusu devir işlemi dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmının mülkiyetinin yerel Mahkemenin ilk kararı ile idareye geçtiğinden tescil hükmünün kesin olduğuna ilişkin maddeye ve 2942 sayılı Kanun'un 31 inci maddesindeki devir yasağına aykırı olarak yapılmış olsa da yeni malikler davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlandığını, bu kapsamda dava konusu taşınmazdaki tüm payını devrederek taraf sıfatı kalmayan ...'in temyiz başvurusunun usule aykırı olduğunu, davalı ... Hopyılmaz'ın davaya dahil edilerek yargılamaya devam olunmasının usule ve hukuka uygun olduğunu, dolayısıyla temyiz başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiğini öncelikle ilk karar yalnızca İdarece temyiz edilmekle ilk kararda tespit edilen kamulaştırma bedelinin idare lehine usulü kazanılmış hak teşkil ettiğini, buna rağmen usulü kazanılmış hak ilkesi gözetilmeksizin kamulaştırma bedelinin yükseltilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma ve dava tarihinde dava konusu taşınmazın maliki müvekkili olmasına rağmen müvekkil yönünden davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, bu doğrultuda bozmadan sonraki yargılama aşamasında yatırılan kamulaştırma fark bedeli olan 5.295.92 TL'nin de davalı ...’e ödenmesi gerekirken diğer davalılara hisseleri oranında ödenmesine dair verilen kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, tespit edilen birim bedelin düşük olduğunu ileri sürmüştür.
3.Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu taşınmazın 1/2 hissesini 21.10.2022 tarihinde diğer davalı ...'den satın aldığını, kamulaştırma konusu taşınmazı satın aldığında dosya kapsamına yansıyan tapu kayıtlarından da anlaşılacağı üzere taşınmazın tapu kaydında yalnızca Karayolları Genel Müdürlüğünün 10.04.2000 tarihli kamulaştırma şerhinin olduğunu, fakat ilgili kamulaştırma işlemlerine yönelik olarak bir dava olduğuna ilişkin olarak herhangi bir şerh vs bulunmadığını, müvekkilinin satın aldığı taşınmazla alakalı olarak halen devam eden bir hukuki ihtilafın bulunduğunu bilmeden ilgili taşınmazı satın aldığını, tapuya güvenerek iyi niyetle ilgili satış işlemini gerçekleştirdiğini, taşınmazı satın aldıktan yaklaşık 7 ay sonra 30.05.2023 tarihinde işbu davadan haberdar olduğunu, yerel mahkemenin vermiş olduğu kararda tümüyle müvekkile ödenmesi gereken kamulaştırma bedelinin ilk kararla birlikte önceki malike ödendiğinden bahisle yalnızca kamulaştırma fark bedelinin taraflarına ödenmesi yönündeki kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ve 12 nci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net gelir metodu yöntemiyle değer biçilmek suretiyle bedelinin davalı idarelerden tahsili yerindedir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre bir kısım davalılar vekillerinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Mahkemece verilen ilk kararın davacı idare tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla, bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaza belirlenen 145.00 TL/m² birim bedelinin davacı idare lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmeden, bozma sonrası taşınmaza 153.00 TL/ m² değer biçerek hesaplama yapan bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınarak fazla bedele hükmedilmesi yerinde değildir.
5. Davacı idare vekili tarafından fazla depo edilen bedelin davalılar tarafından bankadan çekilmişse varsa ödenen nemaları ile birlikte davalıdan alınarak davacı idareye verilmesine, bedel alınmamışsa fazla yatan bedelin işlemiş nemaları ile birlikte davacı idareye iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde iadesine karar verilmemesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı ... ve dahili davalı ... vekillerinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının,
a) 2 nolu bendinde yer alan “101.564,99” ibaresinin çıkarılarak yerine “96.269,07” ibaresinin yazılması,
b) Mahkeme kararının hüküm fıkrasına ayrı bir bent ekleyerek; " davacı tarafından fazla depo edilen 5.295,92 TL’ye davalılar Hakan Hopalyılmaz ve ... tarafından bankadan çekilmiş olması halinde çekilme tarihine kadar işlemiş nemaları ile birlikte davalılardan alınarak davacı idareye verilmesine, çekilmemişse birikmiş nemaları ile birlikte davacı idareye iadesine" cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Davalılar ... ile davalı ... peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,
18.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.