Logo

5. Hukuk Dairesi2024/2726 E. 2024/8949 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, iptal edilen kanun hükmü gereğince uygulanan yasal faiz yerine kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının geriye yürümeyeceği ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan hükme göre yasal faiz uygulanması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1464 Esas, 2024/24 Karar

DAVA TARİHİ : 25.10.2021

KARAR : Kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Konya ili, ..., Musalla Bağları Mahallesi 1127 ada 10 parsel sayılı taşınmazda yer alan 1, 2, 3, 7 ve 11 numaralı bağımsız bölümlerin kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için acele kamulaştırma dosyasında belirlenen bedelin düşük olduğunu, acele kamulaştırmayı gerektiren şartların oluşmadığını, taşınmazın konumu itibarıyla değerli olduğunu, gerçek rayiç değerinin araştırılarak kamulaştırma bedelinin belirlenmesini, taşınmaz üzerinde yer alan bina bedelinin tespit edilerek kamulaştırma bedeline ilave edilmesini ve davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 20.04.2022 tarihli ve 2021/670 Esas, 2022/302 Karar kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.09.2022 tarihli ve 2022/1743 Esas, 2022/2608 Karar sayılı kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği ve üzerindeki yapının değerinin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının yayımladığı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğe göre tespit edilmesinin uygun olduğu, değerlendirmede esas alınan emsal taşınmaz satışının aynı bölgedeki kesinleşen kamulaştırma davalarında kullanıldığı ve belirlenen metrekare birim bedelinin de bu davalarda belirlenen metrekare birim bedelleri ile uyumlu olduğu belirtilerek, taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun davalılar yönünden esastan reddine, davacı idare yönünden kabulü ile faiz başlangıç tarihine ilişkin bent düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 28.09.2022 tarihli ve 2022/1743 Esas, 2022/2608 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın diğer paydaşlarına karşı açılan ve Dairemiz denetiminden geçen Konya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/208 Esas, 2021/340 Karar sayılı dosyası ile Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/505 Esas, 2022/261 Karar sayılı dava dosyasında aynı emsal taşınmazla yapılan kıyaslama sonucunda dava konusu taşınmazın emsalden 1,0784 kat değerli kabul edildiği dikkate alındığında, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan 1,0012 kat değerli kabul edilmesi suretiyle eksik bedele hükmedilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan Yargıtay bozma kararında da belirtildiği üzere aynı taşınmazla ilgili olan ve temyizden geçerek kesinleşen dava dosyalarında dava konusu taşınmazın emsal satıştan 1,0784 kat daha değerli olduğu kabul edildiği, bu sebeple bilirkişi heyetinden ek rapor alındığı, ek raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu, ek bilirkişi raporu kapsamında 142.022,40 TL fark bedel oluştuğu, depo edilmesi için davacı idareye süre verildiği, ek bedel yatırılmakla ek bilirkişi raporu doğrultusunda 2.318.536,00 TL toplam kamulaştırma bedeli üzerinden davanın kabulüne karar verildiği, 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrasının Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile iptal edildiği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının Anayasa'nın 153 üncü maddesi uyarınca geriye yürümeyeceği, buna göre bedele uygulanacak faizin başlangıç tarihi ve türünün dava tarihinde yürürlükte bulunan 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince belirleneceğine ilişkin Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin kararları mevcut ise de uygulamanın dava tarihine göre değil karar tarihine göre yapılması gerektiği, zira kararın verildiği tarihte bedele faiz işletileceğine yönelik 2942 sayılı Kanun'da bir hüküm bulunmadığı, ayrıca faizin dava tarihinden başlatılması ve türünün kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz olarak belirlenmesinin Anayasa Mahkemesinin iptal kararında belirttiği gerekçeler ile Anayasa'nın 46 ncı maddesine daha uygun olacağı değerlendirildiği gerekçesiyle davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu, emsal alınan taşınmazın özel amaçlı satış olduğunu, bu nedenle emsal olarak değerlendirilemeyeceğini, emsal alınan taşınmazın dava konusu taşınmaz ile benzer niteliklere sahip olmadığını, kamulaştırma bedeline yasal faiz uygulanması yerine kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranı üzerinden faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması gerekirken, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranı üzerinden faize hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının dördüncü paragrafında yer alan "kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının" ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine "yasal faiz" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.11.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.

Bu nedenle somut olayda kanaatimizce;

Her ne kadar 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmesi ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar geçen süre için kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması”, diğer bir ifadeyle Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak “dava tarihinden itibaren karar tarihine kadar faize hükmedilmesi (aynen temyiz incelememize konu Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4 üncü Hukuk Dairesinin; "dava tarihinden Dairelerinin karar tarihine (karar tarihi:10.01.2024) kadar geçen süre için kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanmasına ilişkin" kararında olduğu gibi)" gerekmekte ise de;

Davalı tarafın "dava tarihinden itibaren "Yasal Faiz'in dışında bir "Faiz'in uygulanmasına ilişkin" Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26/1 inci maddesinde düzenlenen “Taleple bağlılık ilkesi” kapsamında değerlendirilebilecek bir talebi de (dosya kapsamında) söz konusu olmadığından, Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı Dairemiz Sayın çoğunluğu tarafından verilen, sonucu itibarıyla katıldığımız, "Düzeltilerek Onama Kararı'nın "Değerlendirme" bölümünün 2 No.lu bendinde yazılı olan gerekçelere (hususen de bu bentte yazılı olan; "davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması gerektiği" gerekçesine) "faizin başlangıç tarihi" ve "faizin türü" yönünden, açıkladığımız nedenlerle katılmıyoruz. 21.11.2024