Logo

5. Hukuk Dairesi2024/308 E. 2024/5624 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davacı tarafından talep edilen ecrimisil.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın değerinin belirlenmesinde net gelir yönteminin uygulanmasının uygun olduğu, birim değerin makul bir şekilde hesaplandığı ve usul/yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2292 Esas, 2023/472 Karar

DAVA TARİHİ: 20.03.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/127 Esas, 2021/268 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Miktar ve değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması halinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre davacı lehine hükmedilen ecrimisil bedeli Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle; davacı lehine hükmedilen ecrimisil bedeli yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibarıyla reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı idare vekilinin kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat davası için gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... Mahallesi 115 ada 61 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırılmadığı hâlde, yapılmadığı halde ...-Terziler Sulama Göleti Projesi kapsamında yürütülen çalışmalar nedeniyle taşınmazın bir kısmında göçük oluşarak kullanılmaz hale geldiğini belirterek taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; yasal süresi içinde açılmayan davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili idare tarafından dava konusu taşınmaza herhangi bir el atma mevcut olmadığını, davacı tarafın ecrimisil bedeli taleplerinin ise usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tazminat istemine ilişkin talebin kabulüne, ecrimisil istemine ilişkin talebin reddi ile taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen el atılan alanın tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi olmadığını, kapitalizasyon faiz oranının %5 olması gerektiğini, münavebeye alınan ürünlerin verim, fiyat ve maliyetine ilişkin hesaplamanın hatalı olduğunu, münavebe ürünleri olarak en yüksek gelir getiren ürünlerin alındığını, el atmanın uydu görüntüleri incelenerek belirlenmesi, davacı tarafın beyanı doğrultusunda Nisan 2016 tarihinin el atma tarihi olarak kabul edilerek bu tarihten dava tarihine kadar ecrimisil bedelinin hesaplanması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza uygun olarak seçilen münavebeli ürünler ile İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verileri kullanılmak suretiyle net gelir yöntemi esas alınarak değer biçilmesinin yöntem itibarıyla doğru olduğunu, sulu tarım arazilerinde uygulanması gereken kapitalizasyon faiz oranı %4 olup, taşınmazın konum ve özelliklerine göre taşınmaz gerçek değerine ulaştığından objektif değer artış oranı uygulanmaksızın belirlenen m² birim değeri makul olduğu gereçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza net gelir metodu uygulanarak değer biçilmesi uygun görülmüştür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

A. Davalı İdare Vekilinin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi Yönünden

Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B. Davalı İdare Vekilinin Kamulaştırmasız El Atmaya Dayanan Tazminat Talebine İlişkin Temyizi Yönünden

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı kalan harcın istenildiğinde davalı idareye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.