"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3240 Esas, 2023/2063 Karar
DAVA TARİHİ : 14.01.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/15 Esas, 2022/237 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisinin dava konusu Antalya ili, ..., Mahallesi, 1996 ve 2014 parsellerde kain taşınmazın eski maliki olduğunu; müvekkiline ait taşınmaza, davalı idare tarafından kamulaştırma işlemleri tamamlanmaksızın el atıldığını, yapılan işlem ile ilgili olarak taşınmaz murisi Mustafa Biçici'ye tebligat yapılmayıp herhangi bir ödemenin yapılmadığını ileri sürerek kamulaştırmasız el atmaya dayalı taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekilinin cevap dilekçesi ile özetle; dava konusu Antalya ili, ..., Arapsuyu Mahallesi 1996 ve 2014 parsel sayılı taşınmazların da içinde bulunduğu bölgenin Akdeniz Üniversitesi Yönetim Kurulunun 02.02.1976 tarihli ve 74/744 sayılı Menafii Umumiye Kararı ve 05.02.1976 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı Onayına dayanılarak kamulaştırıldığını; 1996 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kamulaştırma kararının, Antalya 2. Noterliğince 02.11.1982 tarihli ve 23458 yevmiye numarası ile 09.11.1982 tarihinde, 2014 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kamulaştırma kararı ise Antalya 2. Noterliğince 02.11.1982 tarihli ve 23457 yevmiye numarası ile 09.11.1982 tarihinde tebliğ edildiğini; Kamulaştırma kararlarına karşı Mustafa Biçici tarafından süresinde itiraz edilmemesi üzerine kamulaştırma işlemleri kesinleştiğini; kamulaştırma bedelinin Antalya Vakıflar Bankasına bloke edildiğini; kamulaştırmanın kesinleşmesine rağmen davacının 1996 ve 2014 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin rızaen ferağ muamelesi yaptırmaması nedeniyle Mustafa Biçici hakkında Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1983/383 esas sayılı dosyası kapsamında tescil davası açıldığını; Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin, 1983/854 sayılı karan ile davanın kabul edilerek dava konusu taşınmazların ... adına tesciline karar verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, kamulaştırmasız el atma nedeniyle dayanan tazminat bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili Üniversite tarafından mevzuat hükümleri çerçevesinde kamulaştırma işlemlerinin yapıldığını, tescil davası kapsamında kamulaştırma kararının malik Mustafa Biçici'ye tebliği ile kamulaştırma bedelinin ödenip ödenmediği incelenerek tescil kararı verildiğinden davacıların bu yöndeki iddialarının konuya ilişkin kesin hüküm bulunması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca Anayasa Mahkemesince iptal edilen 38 inci madde uyarınca hak düşürücü süresinin dolmuş olması nedeniyle davacıların dava konusu taşınmaza ilişkin her türlü dava hakkını kaybettiklerini, kesin hüküm ve zamanaşımının da gözetilmesi gerektiğini, emsal karşılaştırmasının usulüne uygun yapılmadığını, Arapsuyu Mahallesi 1996 ve 2014 parseller (ve başka parseller ile birlikte) 30.01.1984 tarihli ve 377 yevmiyeli Hükmen tescil suretiyle müvekkili Üniversite adına tescil edildiğini, Antalya Kadastro Müdürlüğünün 25.12.2008 tarihli ve 5949 sayılı yazılarına istinaden 02.04.1984 tarihli ve 1367 yevmiyeli Tevhit işlemi ile Arapsuyu Mahallesi 3046 parsel 65.565 m² olarak Müvekkil Üniversite adına tescili yapıldığını, 3046 parselde 12.04.1996 tarihli ve 1836 yevmiyeli ifraz işlemi ile 3296 parsel 64.890 m² ve 3297 parsel 675 m² olarak müvekkili Üniversite adına tescili yapıldığını, herhangi bir imar işlemi görmediği gibi düzenleme ortaklık payı kesintisi de yapılmadığını, tevhit ve ifraz işlemlerinin Arapsuyu Mahallesinde yapılarak sonlandığını, Mollayusuf Mahallesi ile herhangi bir ilişkisin bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte söz konusu hatanın bilirkişi raporunda ve mahkeme kararında düzeltilmesi gerektiğini belirterek resen dikkate alınacak nedenlerle de kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı idare vekili tarafından taşınmazın usulüne uygun şekilde kamulaştırıldığı ileri sürülmüşse de sunulan kamulaştırma evrakları incelendiğinde; her iki kök parsele ilişkin de davalı idare tarafından yapılan kamulaştırma işlemine ilişkin kamulaştırma tebligatlarının muhatabın adreste bulunup bulunmadığı hususu tespit ve tevsik edilmeksizin Tebligat Kanunu’nun 16 ncı maddesi hükmüne göre “aynı çatı altında oğlu ... imzasına 09.11.1982 tarihinde tebliğ edildi” şerhi ile tebliğ edildiği, muhatabın oğlu ...’nin 18.10.1971 tarihinde doğduğu, tebligat tarihinde ise henüz 11 yaşında olduğu anlaşıldığından kamulaştırma işleminin usulüne uygun bir şekilde tebliğinden bahsetmenin mümkün olmadığı, ayrıca 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6 ncı ve 7 nci maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarihli ve 31516 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun'un 20 nci ve 22 nci maddeleri ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen; ek madde 3 ile "Mülga 31.08.1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlâk Kanunu'nun 16 ncı ve 17 nci maddeleri ile bu Kanun'un mülga 16 ncı ve 17 nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılacak her türlü davada değer; taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerleme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir." şeklinde yasal düzenleme mevcut olup 19.06.2021 tarihinde 7327 sayılı Kanun'un 20 nci maddesi ile getirilen ek cümlede ise “Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır." Hükmü mevcut ise de eldeki dava 19.06.2021 tarihinde getirilen yasal düzenlemeden önce 14.01.2021 tarihinde açıldığından el atma tahininde arsa vasfında olduğu anlaşılan dava konusu taşınmaz hakkında 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlâk muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 3, geçici 15 ve 17 nci maddeleri.
5. Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan iptal kararı.
6. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre; Antalya ili, Arapsuyu Uncalı Mahallesi, Arapsuyu Çiftliği Mevkii 2014 ada 1 parsel sayılı taşınmaz arsa niteliği ve 645 m² yüzölçümü ile tapuda davacıların murisi Mustafa Biçici adına kayıtlı iken 30.01.1994 tarih ve hükmen edinme sebebi ile ... adına tescil edildiği, 2014 kütük sayfa numarası kapatılarak yeni sayfa no: 3162 sayfaya gittiği, Antalya ili, Arapsuyu Uncalı Mahallesi, Arapsuyu Çiftliği Mevkii 2014 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ise arsa niteliği ve 450 m² yüzölçümü ile tapuda davacıların murisi Mustafa Biçici adına kayıtlı iken 30.01.1994 tarihli ve hükmen edinme sebebi ile ... adına tescil edildiği ve işbu davanın 24.12.2019 tarihinden sonra açıldığı anlaşılmaktadır.
3. 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 3’ün birinci fıkrasının ikinci cümlesindeki; “…dava tarihi itibarıyla…” ibaresi ve 7201 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile eklenen Geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresi 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
4.Anayasa'nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasındaki: "iptal kararları geriye yürümez". Hükmü ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan; "dava tarihi itibarıyla..." ibaresini içeren Ek madde 3 nazara alındığında davaya konu taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilecek bedelin Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosundaki değişim oranları esas alınmak suretiyle “dava tarihi” itibarıyla güncellenmesi sonucu ortaya çıkan bedelin hak sahibine ödenmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
1.Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.12.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun Antalya Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince esastan reddi kararının Dairenin çoğunluk görüşü doğrultusunda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek-Madde 3 gereğinin yerine getirilmesi yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de, bu görüşe katılmamaktayım. Şöyle ki;
Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre 6450 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre yapılan kamulaştırmalarda malikin kamulaştırma tebliğinden veya ferağdan itibaren 30 günlük süre içerisinde bedele karşı dava açabilmesi mümkün iken (AYM’nin E. 2002/112, K. 2003/3-KT 10/04-2003) (AYM 2013/3667 E. 10.06.2015 tarihli kararlarında) kesinleşmiş kamulaştırma işleminde hak düşürücü sürelerin geçmesiyle malikin her türlü dava açma hakkının engellenmesi ve taşınmazın hiçbir karşılık ödenmeden idareye geçmesi mülkiyeti hakkının sınırlarını aşan, hakkın özünü zedeleyen ve Anayasanın 35. maddesinin ihlali niteliğinde bir durum olduğunun kabulü ile bankaya bloke edilen ihtilafsız kamulaştırma bedelinin ödenmesi yönünden açılan davalarda da kamulaştırmasız el atma olgusunun kabul edildiği gözetildiğinde 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6. ve 7. maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 gün 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun'un 20. ve 22. maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek-3 ve Geçici 15. maddeleri ile getirilen düzenlemenin;
Mülga 31.08.1956 tarihli 6830 sayılı İstimlâk Kanununun 16. ve 17. maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'un Mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların, eski malikleri tarafından; idareler aleyhine kamu bankalarına bloke edilen ancak kendilerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedellerinin ödenmesi talebi ile açacakları davalarda uygulanması gereken hesaplama yöntemine ilişkin olduğunu kabulü gerekir.
Aynı maddenin sonuna 09.06.2021 tarihli ve 7327 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile getirilen ek cümle iş bu davanın tarihi olan 14.01.2021 gününden sonra yürürlüğe girmiştir.
21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile eklenen Geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresi 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
Bu durumda ek cümlenin yürürlük tarihinden önce açılan eldeki davada; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3, 990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alınarak Ek Madde 3'ün uygulanma imkanı kalmadığından dava konusu taşınmaza el atma tarihinin 1983 sonrası olduğu gözetilerek dava tarihi itibarıyla değer biçilmesi bu yönden de doğrudur.
Bu itibarla sözü edilen ek maddenin 16. ve 17. maddelere istinaden tescil edilen taşınmazlara ait ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğunda şüphe yoktur. Bundan ayrı malike yapılan tebliğatın usulsüz olması gibi malikten kaynaklanmayan ve malike kusur izafe edilmesi de mümkün olmayan sebeplerle malikin kamulaştırma işlemlerinden haberdar olmaması mümkündür. (Eldeki davada olduğu gibi). Usulsüz tebligatlar geçerli kabul edilerek Kamulaştırma Kanunu'nun 16. ve 17. maddeleri uyarınca taşınmazın idare adına tescil edilmesi yolsuz tescil niteliğindedir ve malik her her zaman tapu kaydının iptali ile adına tescil isteme hakkına sahiptir.
Sonuç olarak idare adına Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca tescil edilen taşınmazla ilgili olarak açılan davada verilen kararın Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Ek-3 maddesinin uygulanması yönündeki bozma yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 19.12.2024
2942 sayılı Kanun’un geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresi Anayasa Mahkemesi’nin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararıyla iptal edilmek suretiyle, 2942 sayılı Kanun’un ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin derdest davalarda uygulanamayacağı öngörülmüş ise de; bahse konu iptal kararından etkilenebilecek derdest davalar, mülga 16 ve 17 nci maddelere göre usulünce kamulaştırılıp da bedeli malikleri adına bankaya yatırılmış olduğu halde hak sahiplerine ödenmeyen bedellere ilişkin olanlardır.
Bu yöntemin usulsüz kamulaştırmada bedel tespitine ilişkin derdest davalarda uygulanmasını engelleyecek bir iptal kararı ise söz konusu değildir. Zira “… dava tarihi itibariyle…” ibaresi hariç 2942 sayılı Kanun’un Ek Madde 3 hükmünün kalan kısmı yönünden bir iptal durumu söz konusu olmayıp Ek 3 üncü madde hükmü değer tespiti yöntemi yönünden halen yürürlüktedir. 2942 sayılı Kanun’un Geçici Madde 17 hükmü yönünden de herhangi bir iptal durumu söz konusu olmayıp bu madde hükmü de halen yürürlüktedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya baktığımızda davanın konusunun usulsüz kamulaştırmada bedel tespitine ilişkin olduğu ve bu davada da 2942 sayılı Kanun’un geçici 17 nci maddesi, aynı Kanun’un ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 3 üncü cümlesi ile bu cümlenin atfıyla aynı fıkranın 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin uygulanması gerektiği,
Uygulama yapılırken de Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest dosyalar yönünden de uygulanmaları gerekeceğinden davaya konu taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri de gözetilmek suretiyle tespit edilecek bedelin TÜİK tarafından açıklanan Yİ-ÜFE Endeksi Tablosundaki değişim oranları esas alınmak suretiyle “KARAR TARİHİ” itibarıyla güncellenmesi sonucu ortaya çıkan bedelin hak sahibine ödenmesi gerektiği düşüncesinde olmakla birlikte; temyiz eden tarafın sıfatı gözetildiğinde dava tarihi nazara alınarak değer tespiti yapılması yönündeki sonucu itibarıyla katıldığım çoğunluğun bozma kararının Değerlendirme bölümünün 4 No.lu bendindeki; "Anayasa'nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasındaki: "iptal kararları geriye yürümez". Hükmü ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan; "dava tarihi itibarıyla..." ibaresini içeren Ek madde 3 nazara alındığında" ifadeleriyle açıklanan sayın çoğunluğun görüş ve gerekçesine katılmıyorum. 19.12.2024