"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1604 Esas, 2023/2734 Karar
KARAR :Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Cihanbeyli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/79 Esas, 2022/652 Karar
Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) mülga 17 nci maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın davalı ... ... yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların Konya ili, Cihanbeygir ilçesi, ... Mahallesi 114 ada 7 parsel sayılı taşınmazın hissedarı olduklarını, taşınmazın yıllardır davacı belediyenin fiili hakimiyeti ve zilyetliğinde bulunduğunu, dava konusu taşınmazın davacı ... tarafından 12.11.1981 tarihli encümen kararıyla usulüne uygun olarak kamulaştırıldığını, o tarihteki tapu kayıt maliklerine noter tebligatları yapılıp kamulaştırma bedelinin de depo edildiğini, kaldı ki o zamanki malikler tarafından süresinde Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/489 Esas, 1989/338 Karar sayılı dosyasında açılan bedel artırım davasının temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, bu itibarla kamulaştırma işleminin en geç 16.04.1990 tarihi itibarıyla kesinleştiğinin kabulü gerekeceğini, ancak davalı hak sahipleri tarafından bugüne kadar tapuda ferağ verilmediğini ileri sürerek kamulaştırılan taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davalıya ve diğer paydaşlara ödenen herhangi bir kamulaştırma bedeli bulunmadığını, davacı idarenin iddiasını ispatla yükümlü olduğunu, her ne kadar açılan bedel artırım davası temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiş ise de herhangi bir ödeme yapılmadığını, kamulaştırma işleminin tamamlandığından söz edilemeyeceğini, dava konusu taşınmazın 09.09.1987 tarihli kadastro çalışmaları ile davalı ve diğer yasal mirasçılar adına tescil edildiğini, kadastro tespit tutanaklarının 20.11.1986 tarihinde kesinleştiğini, işbu tarihten on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilip dava açılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Diğer davalılar, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla 2942 sayılı Kanun'un mülga 17 nci maddesine dayanılarak tescil kararı verilebilmesi için taşınmaz sahibine usulüne uygun olarak noter aracılığı ile tebligat yapılması, idari yargıya başvurulmuş ise kesin olarak sonuçlanması, bedel arttırım davası açılmamış olması veya açılmış ise davanın kesin olarak sonuçlanması, takdir edilen ve arttırılan bedelin tamamının( çekişmeli ve çekişmesiz) milli bankalardan birine mal sahibi adına bloke edilmiş olması gerektiği, davalılar tarafından süresi içinde kamulaştırma bedelinin artırılması istemiyle Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/489 Esas, 1989/338 Karar sayılı dava dosyasında açılan davanın temyiz incelemesinden geçerek 16.04.1990 tarihinde kesinleştiği, bu durumda davalı kök muris seleflerinin yapılan kamulaştırma işleminden haberdar olduklarının kabulü gerekeceği, aksine dair bir savunmanın dinlenme imkanının bulunmadığı, öte yandan kamulaştırma bedelinin davalılara ödenip ödenmediğinde dair Ziraat Bankasına yazılan müzekkere cevabi yazılarında, banka defter ve kayıtlarında bloke edilen parayı gösterir 30031 sayılı dekontun 10 yıllık saklama süresi nedeniyle banka arşivinde bulunmadığı ve istenilen belgelerin 30 yıl öncesine ait olması nedeniyle imha edildiği belirtilmişse de belediye kayıtlarından aksi sabit oluncaya kadar istimlak bedellerinin ödendiği hususunun sarih olduğu, bu noktada davacı yanın ispat külfetini yerine getirdiği, aksinin iddiasının ise davalı yanca ispatlanması gerektiği, yani usulüne uygun yapılan tebligat ve bloke işleminin icrasından sonra yapılacak tescil işleminde bedelin ödenip ödenmediği hususunun hiçbir önem arz etmediği, kesinleşen tescil işlemine rağmen tapuda işlem yapılmamış olmasının mevcut duruma halel getirmeyeceği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 12 nci maddesinde yer alan 10 yıllık sürenin tapuya tescili gerekmeyen yerlerde işlemeyeceği, dava konusu taşınmazın ... alan olarak kamu yararı ile kamu hizmetine ayrıldığından dava konusu taşınmaz için 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulama imkanının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kamulaştırma işleminin usulüne uygun şekilde yapılıp tamamlanmadığını, kamulaştırma bedelinin ödenmediğini, davacı idarenin aksini ispat edemediğini, Ziraat Bankasından gelen 08.02.2022 tarihli cevabi yazının "...geçmiş dönem belge kontrollerinde 300031 sayılı ödeme belgesine rastlanılamamıştır..." şeklinde olduğunu, Anayasa'nın 46 ncı maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin ve kesin hükme bağlanan artırım bedelinin nakden ve peşin olarak ödenmesi gerektiğini, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın reddi gerektiğini, uzunca bir süre çay bahçesi olarak kullanılan dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olduğunu, dolayısıyla özel mülkiyet iddiasıyla açılan eldeki davanın da 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 17 nci maddeye dayanılarak tescil kararı verilebilmesi için taşınmaz sahibine usulüne uygun olarak noter aracılığı ile tebligat yapılması, idari yargıya başvurulmuş ise kesin olarak sonuçlanması, bedel artırım davası açılmamış olması veya açılmış ise davanın kesin olarak sonuçlanması, takdir edilen ve artırılan bedelin tamamının (çekişmeli ve çekişmesiz) milli bankalardan birine mal sahibi adına bloke edilmiş olması gerektiği, dava konusu taşınmazın ... alan olarak Encümen Kararı ile kamulaştırılmasına karar verildiği, tapu maliklerine usulüne uygun noter tebligatının yapıldığı, istinaf başvurusunda bulunan davalının da içinde olduğu bir kısım davalılar tarafından Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesinde bedel artırım davası açıldığı, Mahkemenin 1985/489 Esas, 1989/338 Karar sayılı kararıyla bedelin artırıldığı ve bu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, artırılan bedelin 300031 nolu makbuz ile Ziraat Bankası Cihanbeyli Şubesine yatırıldığının iddiası karşısında, bankanın 08.02.2022 tarihli cevabi yazısında söz konusu makbuz ile ilgili bir ödeme belgesine rastlanılmadığının belirtildiği, dolayısıyla kamulaştırma bedelinin davalı hak sahibine ödendiğinin ispat edilemediğinin anlaşıldığı, bu durumda davanın reddi yerine yazılı gerekçelerle kabulüne karar vermesinin yerinde görülmediği, istinaf eden davalı yönünden hükmün kaldırılması gerektiği; 17 nci maddeye dayalı tapu iptal ve tescil davalarının maktu harca tabi olduğu, yine bu tür davalarda vekâlet ücretinin maktu alınması ve davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmaması nedeniyle davalıların payları oranında sorumlu tutulmaları gerektiği, buna rağmen İlk Derece Mahkemesince nispi vekâlet ücretine hükmedilip davalıların müteselsilen sorumluluğuna gidildiği, ne var ki, vekâlet ücretiyle ilgili inceleme resen ve istinaf başvurusunda bulunmayan davalılar yönünden davacı aleyhine yapılamayacağından sadece istinaf eden davalı hakkında inceleme yapıldığı gerekçesiyle davalı ... ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın davalı ... ... yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ... ...'ın da içinde bulunduğu diğer davalılar tarafından kamulaştırma bedelinin artırılması istemiyle açılan davada verilen kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, kamulaştırma işleminin tamamlanmadığından söz edilemeyeceğini, mahkeme kararının yok sayılamayacağını, kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmek üzere bankaya bloke edilmesinin yeterli olduğunu, ödeme belgelerinin dosya içerisinde mevcut olup temyiz dilekçesinin ekinde sunulduğunu, davanın tümden kabulü gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun’un mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un mülga 17 nci maddesi.
3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 705 inci maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelere göre; davalı ... ...'ın da içinde bulunduğu dava konusu taşınmazın tapu kayıt malikleri tarafından kamulaştırma bedelinin artırılması istemiyle açılan davada, Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.09.1989 tarihli ve 1985/489 Esas, 1989/338 Karar sayılı kararıyla kamulaştırma bedelinin artırılmasına karar verildiği, işbu kararın temyiz incelemesinden geçerek 16.04.1990 tarihinde kesinleştiği, artırılan kamulaştırma bedelinin Ziraat Bankası nezdinde bulunan çek bedeli üzerinden hak sahipleri adına bloke edilmesi için davacı idare tarafından 15.04.1992 tarihli ve 992/179 sayılı yazının banka şubesine gönderilerek verilen emri tanzim edildiği, akabinde aynı gün banka tarafından yazıya istinaden istimlak bedeli adı altında 300031 nolu makbuzun düzenlendiği gözetilerek tapu maliki davalı ... ...'ın 3/40 hissesi yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.