"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2957 Esas, 2023/2951 Karar
DAVA TARİHİ: 20.02.2019
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ: ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/104 Esas, 2021/6 Karar
Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin müteahhit olduğunu, ... Mahallesi 1330 ada 5 parsel (eski 105 ada 12 parsel) sayılı taşınmazda inşaat yapmak
üzere ... Belediye Başkanlığından 05.10.2016 tarihinde yapı ruhsatı aldığını, işlemlere başlamadan önce tapu kaydını incelediğini ve bir sorun olmadığından inşaata başladığını, Eylül 2017'de kat irtifakı tesisi için tapuya gittiğinde taşınmazda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi şerhi bulunduğundan bahisle işlem yapılmadığını, daha sonra ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/521 Esas, 2006/143 Karar sayılı kararına istinaden 12.03.2007 tarihli ve 1856 yevmiye numarası ile taşınmaza ... Genel Müdürlüğü lehine 2942 sayılı Kanun'un 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi şerhi işlendiğinin, imar uygulaması sonucunda oluşan 1330 ada 5 parsele şerhin taşınmadığının anlaşıldığını, müvekkilinin şerhin kaldırılması için ... Genel Müdürlüğüne başvurduğunu, ... Genel Müdürlüğünün 145.473,75 TL'nin yatırılması karşılığında şerhin terkin edilmesini uygun bulduğunu, müvekkili tarafından bu bedelin 07.03.2018 tarihinde yatırıldığını, müvekkilinin inşaat sahasında bulunan elektrik akımını 01.11.2018 tarihinde 224.200,00 TL bedelle yer altına aldığını, tapu kütüğünün sahih olmaması, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi şerhinin tapuya işlenmemesi nedeniyle inşaatın sürüncemede kaldığını ve çok sonra iskan belgesi alınabildiğini, söz konusu durum olmasaydı şerhin terkini için, bankalara faiz için ve elektrik akımını yer altına almak için bedel ödenmek zorunda kalınmayacağını, bu bedellerin toplam 666.167,173 TL olup söz konusu zararın şimdilik 6.000,00 TL'sinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, toplam yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının bahsettiği şerh işleminin yevmiye numarasının 1850 olduğunu, dava konusu taşınmazın tapu kaydının hem eski hem yeni sayfasında ... Genel Müdürlüğü lehine istimlak şerhinin bulunduğunu, davacının bu şerhi görmemesinin imkânsız olduğunu, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince olayda illiyet bağının ... Genel Müdürlüğü lehine var olan şerh nedeniyle kesildiğini, davacının kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığı kişiler kamulaştırma bedeli almadıysa bu kişilerin kamulaştırma bedelini halen alma imkanının bulunduğunu, kamulaştırma bedeli ödenmediyse davacının talep ettiği zararları ... Genel Müdürlüğünden isteyebileceğini, bankalara ödenen faizlerin zarar kapsamına alınamayacağını, işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, tazminat talebine konu 1330 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 20.11.2007 tarihli ve 9575 yevmiye numarası ile tescil edilen imar uygulaması neticesinde evveliyatı 105 ada 13 parselden geldiğini, dava dilekçesinde belirtilen 105 ada 12 parselin dava konusu 1330 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ile bir ilgisinin bulunmadığını, davacıların iddia ve taleplerinin gerçeklerle örtüşmediğini, Tapu Müdürlüğü tarafından yapılan bir yanlışlık olmadığını, dolayısıyla tapu sicilinin tutulmasındaki yanlışlıktan doğan bir zarar da olmadığının kesin olduğunu belirterek, hükmün kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 2942 sayılı Kanun'un 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre tapu kütüğüne şerh konulan taşınmazın başkasına satışı ve başka surette devri yasaktır. Somut olayda imar uygulaması öncesi eski 105 ada 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki 1995 yılına ait istimlak şerhinin dava konusu 1330 ada 5 parsele aynen aktarıldığını, her ne kadar kat karşılığı inşaat sözleşmesinin kurulduğu tarihte taşınmaz üzerinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi şerhi bulunmamakta ise de taşınmaz üzerinde 1995 yılına ait istimlak şerhi mevcut olup davacı tarafından söz konusu istimlak şerhi bilinerek sözleşme akdedilmiş ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 7 nci maddesinde de arsa içindeki elektrik hattının toprak altına alınması, bununla ilgili tüm masraf ve ödemelerden müteahhidin sorumlu olduğu taraflarca kararlaştırılmış olup davacının taşınmaz üzerindeki enerji nakil hattını bildiği ve bu şartlarla sözleşmeyi imzaladığı, 2942 sayılı Kanun'un 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi 31/b maddesi uyarınca konulan şerhin 2942 sayılı Kanun'un 7 nci maddesi kapsamında konulan istimlak şerhinin devamı niteliğinde olduğu, davacı tarafından istimlak şerhinin tüm sonuçları ile kabul edildiği, davacının iyiniyetli olmadığı anlaşılmış olup Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine dayalı tazminat koşullarının oluşmadığı göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden davanın reddine karar verilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle bitirmek zorunda olduğu inşaatın zamanında teslim edilememe nedeninin tapudaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi şerhinin tapu kaydına işlenmemesi olduğunu, bu nedenle oluşan maddi zarardan Hazinenin sorumlu tutulması gerektiğini, istinaf incelemesi sonucu kararın kaldırılmasının hukuka aykırı olduğundan kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine
15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.