Logo

5. Hukuk Dairesi2024/5695 E. 2025/1526 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin nihai kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ve bozma kararlarıyla kesinleşen hususların davalı idare lehine kazanılmış hak oluşturduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/289 Esas, 2023/512 Karar

KARAR : Kabul/ret

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin asıl dava, ecrimisil istemine ilişkin birleştirilen Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/35 Esas sayılı dava ve asıl davada saklı tutulan bedelin tahsili istemine ilişkin birleştirilen 2021/766 Esas sayılı davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl dava ve birleştirilen Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/35 Esas sayılı davasının kabulüne, asıl davada saklı tutulan bedelin tahsili istemine ilişkin birleştirilen 2021/766 Esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Yalova ili, ..., ............Mahallesi 1096 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı hâlde, fiilen trafo alanı yapılmak suretiyle el atıldığından taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; ifa edilen elektrik dağıtım hizmetlerinin üstün nitelikte kamusal hizmet olduğunu ve gerçekleştirilen eylemlerin hukuka aykırılık içermediğini, kaldı ki enerji nakil hattı ve trafonun yasal düzenlemelerin öngördüğü emniyet mesafelerine uygun olarak tesis edildiğini, taşınmazın olduğu gibi kullanılmasını ve değerini engelleyecek bir durum mevcut olmadığından davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 26.01.2015 tarihli ve 2014/501 Esas, 2015/50 Karar sayılı kararı ile asıl davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 26.01.2015 tarihli ve 2014/501 Esas, 2015/50 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda başka mahalleden ve dava konusu taşınmaza 35 km mesafede bulunan taşınmaz emsal olarak alındığı gibi, dava konusu taşınmaz ile emsal kabul edilen taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın emsal taşınmaza göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, dava dilekçesinde ecrimisil istenmediği hâlde, talep aşılmak suretiyle ecrimisile hükmedilmesi, davalı idare harçtan muaf olmadığı halde yazılı şekilde harç alınmasına yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 13.12.2018 tarihli ve 2017/499 Esas, 2018/488 Karar sayılı kararı ile asıl dava ve birleştirilen Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/35 Esas sayılı davasının kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 13.12.2018 tarihli ve 2017/499 Esas, 2018/488 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde şirkete yapılan özel amaçlı satış emsal olarak alındığı gibi dava tarihi itibarıyla emsal taşınmazın satış bedeli 333,00 TL/m² olduğu hâlde, yanlış endeks uygulanarak 473,06 TL/m² üzerinden davalı idare yararına oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi de ihlal edilmek suretiyle bedel tespit edilmesi ve emsal ile dava konusu taşınmazın emlak vergisine esas metrekare rayiçleri karşılaştırılmadan soyut ifadelerle değer biçilmesi nedeniyle rapor inandırıcı görülmediğinden yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi ve arsa niteliğindeki taşınmazların getirebileceği ecrimisil miktarı hesaplanırken, dava konusu taşınmazın el atmadan önce ne şekilde kullanıldığı, ayrıca civar taşınmazların ecrimisil istenilen dönemdeki kullanma biçimleri araştırılarak bu kullanma şekillerine uygun kira sözleşmelerinin taraflardan ibrazı istenilip ayrıca bilirkişilerin resen bulacakları emsaller de dikkate alınmak suretiyle taşınmazın ilk dönem getirebileceği ecrimisil miktarı bulunduktan sonra takip eden dönemler için ÜFE'deki artış oranları dikkate alınmak suretiyle alacak miktarının hesaplanması gerektiği gözetilmeden hazırlanan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmediğinden Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 19.04.2022 tarihli ve 2019/404 Esas, 2022/225 Karar sayılı kararı ile asıl dava ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin 19.04.2022 tarihli ve 2019/404 Esas, 2022/225 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Dairemiz bozma ilamı öncesi mahkemece verilen ilk kararda, dava konusu taşınmazın metrekare birim fiyatının 410,88 TL olarak belirlendiği ve ilk kararın yalnızca davalı idare tarafından temyiz edildiği anlaşıldığı hâlde, bozma ilamı sonrası davalı idare lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi ihlal edilerek taşınmazın metrekare birim fiyatı 578,11 TL olarak belirlenmek suretiyle fazla bedele hükmedilmesi ve asıl davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin ek davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi ve Dairemiz bozma ilamı öncesi mahkemece verilen kararda 18.840,00 TL ecrimisile hükmedildiği ve kararın yalnızca davalı idare tarafından temyiz edildiği anlaşıldığından 18.840,00 TL ecrimisil bedelinin davalı idare lehine usuli kazanılmış hak teşkil ettiği belirtilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde bozma ilamı sonrası hükme esas alınan bilirkişi raporunda ecrimisil bedelinin 21.441,71 TL olarak hesaplandığı belirtilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak asıl dava ve birleştirilen Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/35 Esas sayılı davasının kabulüne, asıl davada saklı tutulan bedelin tahsili istemine ilişkin birleştirilen 2021/766 Esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; usuli kazanılmış hak oluşmadığını, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, birleştirilen ek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin yüksek olduğunu, ecrimisil talep edilemeyeceğini, ecrimisil talebi yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini, dava konusu taşınmaza arsa olarak değer biçilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın tamamının bedeline hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.03.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklik öncesi 427 ile 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan

kararın ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,

06.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.