Logo

5. Hukuk Dairesi2024/605 E. 2025/561 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli davasında, taşınmaza el atma tarihinin tespiti ve bu tarihe göre uygulanacak yasal hükümlerin belirlenmesi ile usuli kazanılmış hak ihlali olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza el atma tarihinin tespitinin gerekliliği, bu tarihe göre 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 6. maddesinin birinci fıkrasının veya dava tarihi itibariyle değerlendirme yapılması gerektiği ve önceki bozma kararları sonrası davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlal edildiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/150 Esas, 2023/859 Karar

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN

DAVADA DAVACI : ... vekili Avukat ...

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN

DAVADA DAVALILAR : 1. ... vekili Avukat ......

2. Milli Savunma Bakanlığı vekili

Avukat ...

DAVA TARİHİ : 16.08.2012

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın ise açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı ve davalı ... vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı ... vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.01.2025 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat Hayati Yılmaz, temyiz eden davalı ... vekili Avukat Serhat Turgut ve aleyhine temyiz olunan davalı Milli Savunma Bakanlığı vekili Avukat Cevahir Leyla Sipahi gelmişlerdir.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili asıl ve birleştirilen dosyalara ilişkin dava dilekçelerinde özetle; müvekkilinin Seferihisar ilçesi, Çolakibrahim Mahallesinde bulunan 168 ada 40 parsel ile 226 ada 4 parselin tapu maliki olduğunu, dava konusu taşınmazların kamulaştırılmasına ilişkin işlemlerin usulsüz olduğunu, kamulaştırmasız el atılan taşınmazların bedelinin davalı idareden tahsiline, el atma bedeli olarak tespit edilecek alacağa dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 11.11.2014 tarihli ve 2012/237 Esas, 2014/404 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 1.11.2014 tarihli ve 2012/237 Esas, 2014/404 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; Jandarma Genel Komutanlığının genel bütçeye dahil ve taraf sıfatına sahip bir idare olduğu ve Hazine vekilinin Jandarma Genel Komutanlığını temsil etmesi söz konusu olmadığı dikkate alınarak öncelikle Jandarma Genel Komutanlığına husumetin yöneltilmesi ve bundan sonra oluşacak sonuç doğrultusunda davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen bozma kararına karşı davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

4. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; her ne kadar dava tarihi itibarıyla, davalı Jandarma Genel Komutanlığı Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı olsa da, Resmî Gazete'nin 27.07.2016 tarihli ve 29783 (2.mükerrer) sayısında yayımlanan 668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 6 ncı maddesi ile 2803 Sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu'nun 4 ncü maddesi değiştirilerek; Jandarma Genel Komutanlığı'nın İçişleri Bakanlığına bağlandığı anlaşıldığından, Jandarma Genel Komutanlığı'na izafeten İçişleri Bakanlığına husumetin yöneltilmesi ve bundan sonra oluşacak sonuç doğrultusunda karar verilmesi gerektiğinden, diğer yönler incelenmeksizin hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 04.07.2017 tarihli ve 2017/76 Esas, 2017/245 Karar sayılı kararı ile davalı Milli Savunma Bakanlığı aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile reddine, davalı ... hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 04.07.2017 tarihli ve 2017/76 Esas, 2017/245 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) mülga 14 ncü maddesi uyarınca tezyidi bedel davası açıldıktan sonra artık taşınmazlar yönünden kesinleşmiş bir kamulaştırma işlemi söz konusu olacağından kamulaştırmasız el atmadan bahsedilemez. Bu nedenle davalı idare tarafından daha önce kamulaştırılan ve kamulaştırma işlemi taraflarca kesinleşen taşınmaza ilişkin açılan kamulaştırmasız el atma davasının reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi, hatalı olduğundan hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin 26.02.2019 tarihli ve 2019/6 Esas, 2019/82 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin 26.02.2019 tarihli ve 2019/6 Esas, 2019/82 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; her ne kadar Dairemizin 2017/34426 Esas, 2017/28995 Karar sayılı kararı ile davacıdan önceki maliklerin tevzidi bedel davası açtıkları için kamulaştırma işleminin taraflar için kesinleştiği ve bu nedenle kamulaştırmasız el atmadan bahsedilemeyeceğinden davanın reddi gerektiğinden bahisle hüküm bozulmuş ise de 2942 sayılı Kanun'un 25 nci maddesi gereği kamulaştırma taşınmaz maliki yönünden usulüne uygun kamulaştırma tebligatı ile başlar. Dosya içeriğinden dava konusu 226 ada 4 parselde 60.737 m² ile 168 ada 40 parsel sayılı taşınmazda 19.971 m²lik kısım için davalı idarece alınan bir kamulaştırma kararı olmadığı gibi bu kısımlara ilişkin tebligat da yapılmamıştır. Bu durumda Dairemizin 18.12.2017 tarihli ve 2017/34426 Esas, 28995 Karar sayılı bozma kararına maddi hataya dayalı olduğu ve maddi hataya dayalı bozma kararının taraflar lehine usuli kazanılmış hak teşkil etmeyeceğinden, geçerli bir kamulaştırma olmadan dava konusu taşınmazların idarece kamulaştırılan 12.177 m²lik kısım dışında kalan ve el atılan kısımlar yönünden davanın esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Dördüncü Karar

Mahkemenin 31.03.2022 tarihli ve 2021/539 Esas, 2022/169 Karar sayılı kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

C. Dördüncü Bozma Kararı

1. Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.03.2022 tarihli ve 2021/539 Esas, 2022/169 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazların davalı idarece kamulaştırmaya konu olan 12.177,00 m²lik kısım dışında kalan ve el atılan kısımları yönünden işin esasına girilmesi doğrudur. Ancak; 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 7 nci maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarihli ve 31516 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun’un 20 nci ve 22 nci maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek 3, Geçici 15 enci ve 17 nci maddeleri uyarınca işlem yapılması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin 05.10.2023 tarihli ve 2023/150 Esas, 2023/859 Karar sayılı kararı ile asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmaza 2001 yılında el atıldığını, lehlerine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma işleminin kesinleştiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, taşınmazların tarla niteliğinde olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11...ve Geçici 6 ncı maddeleri.

5. 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 3, Geçici 15...ve Geçici 17 nci maddeleri.

6. 16.11.2022 tarihli ve 7421/4 maddesi ile yapılan değişiklik sonrası eklenen ek fıkra ile birlikte Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan iptal kararı nedeniyle güncellenen Ek madde 3 .

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428...maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dava konusu taşınmazların, davalı ... tarafından açılan Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 200/307 Esas, 200/285 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun’un 17 nci maddesi uyarınca Maliye Hazinesi adına 01.03.2001 tarihinde tapuya tescil edildiği ve atış alanı olarak kullanılmak suretiyle el atıldığı anlaşılmıştır. Bu itibarla eldeki kamulaştırmasız el koyma nedeni ile tazminat davasında işin esasına girilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı ve davalı ... vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen ek madde 3’ün birinci fıkrasının ikinci cümlesindeki; “...dava tarihi itibarıyla...” ibaresi ve 7201 sayılı Kanun'un 7 nci maddesi ile eklenen Geçici 15...maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “...ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak..." ibaresi 28.07.2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

5. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2021 tarihli ve 2018(21)/10-948 Esas, 2021/416 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere: Yargıtayın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır; çünkü mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulî müktesep hak doğmuştur. Yargısal ve bilimsel içtihatlarda "usuli kazanılmış hak" ya da "usuli müktesep hak" olarak adlandırılan bu ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarihli ve 1987/2-5/0 Esas. 1988/89 Karar sayılı kararında "Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usuli kazanılmış hak denilmekledir...” şeklinde tanımlanmakta olup ayrıca Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır. Bu istinalardan birisi de bir kanun hükmü Anayasa Mahkemesince iptal edilirse iptal edilen kanun hükmü usulî kazanılmış hakka aykırı olsa bile uygulanacak öncelik usuli kazanılmış hakta değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararında olacaktır.

6. Bu durumda; eldeki asıl davanın 16.08.2012 tarihinde açıldığı gözetildiğinde Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; "Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine..." gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanır" genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararı nazara alınarak; dava konusu taşınmazlara hangi tarihte el atıldığı taraflardan delilleri sorulmak suretiyle kesin olarak tespit edilerek, davalı idarece 04.11.1983 tarihinden önce el atılması halinde 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Kanun'un 21...maddesiyle değişik 2942 sayılı Kanun'un geçici 6 ncı maddesinin birinci fıkrası ile "09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında” fiilen kamulaştırmasız el atılan taşınmazlara ilişkin açılacak davalarda taşınmazın el atma tarihindeki nitelikleri esas alınarak dava tarihindeki değeri tespit edilerek, dava konusu taşınmazlara 04.11.1983 tarihinden sonra el atıldığının tespiti halinde ise taşınmazlara dava tarihi itibarıyla değerlendirme yapılmasının gerekmesi bozmayı gerektirir.

7. Kabule göre de Dairemiz bozma kararları öncesi Mahkemece verilen 04.07.2017 tarihli ve 2017/76 Esas, 2017/245 Karar ve 31.03.2022 tarihli ve 2021/539 Esas, 2022/169 Karar sayılı kararları ile davanın kısmen kabulü ile 11.297.380,84 TL bedele hükmedildiği ve Mahkemece verilen bu kararların davacı tarafça temyiz edilmediği gözetildiğinde, bozma kararı sonrası davalı taraf lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi ihlal edilerek toplam 14.613.382,50 TL bedele hükmedilmesi hatalıdır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı ve ... vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Davacı ve ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 03.10.2024 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 28.000,00 TL vekâlet ücretinin davalı ... Bakanlığından alınarak davacıya, 28.000,00 TL vekâlet ücretinin de davacıdan alınarak davalı ... Bakanlığına verilmesine,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

14.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.