"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1979 Esas, 2024/259 Karar
KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/513 Esas, 2022/280 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın davalı ... yönünden kabulüne, davalı ... yönünden husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı ... vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı ... vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; müvekkiline ait olup 3194 sayılı İmar Kanunu’nun (3194 sayılı Kanun) 18 inci maddesi uygulaması yapılmaksızın yapı izni sürecinde önce kamu gücü kullanılarak kamu lehine terk yaptırılan alanın daha sonra ticari amaçla İstanbul ili, ........ ilçesi....... Mahallesi, 514 pafta, 3154 ada 5 parsel şeklinde ihdas edilerek ... adına tescil edilerek satıldığını, hukuken geçersiz terk işleminin yaptırılmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının da sorumluluğunun bulunduğunu, yerin satılmasından kaynaklanan tazminattan ... ile birlikte İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının da sorumluğu olduğunu belirterek, taşınmazın rayiç bedelinin/tazminatının fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte şimdilik 200.000,00 TL tazminat ile vekâlet ücreti ve yargılama masraflarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dayanak idari işlemin iptal edilmediğini davanın usulden reddi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, esasa ilişkin inceleme yapılacak olursa da özel parselasyon sonucunda malikin muvafakati ile kamu hizmetine ait bulunan yerler için eski maliklerin mülkiyet iddiasında bulunamayacağını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin davayı ... yönünden de kabul etmesi gerektiğini, maktu değil nispi vekâlet ücretine ve yasal faize değil Anayasa'nın 46 ncı maddesinin son fıkrasına uygun olacak şekilde faize hükmolunması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, terk işleminin davacının isteği ile gerçekleştiğini, davacının dava açma hakkının bulunmadığını ve bu nedenle davın reddinin gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın mahiyetine göre davalı ... Başkanlığının bu davada davalı sıfatı bulunmadığından, davanın ... yönünden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza, mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak dava tarihindeki değerini belirleyen usul ve kanuna uygun olarak düzenlenen hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, taşınmazın imar durumu ve konumuna göre belirlenen bedelin uygun olduğu, böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı ancak, nispi harç yerine maktu harca, davacı yararına nispi vekâlet ücreti yerine maktu vekâlet ücretine hükmolunması hatalı olduğundan davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ... vekilinin temyiz sebeplerinin reddi ile taşınmazın üçüncü kişilere taşınmazın satışına engel olunmadığından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının da sorumlu olduğundan husumet nedeniyle ret kararının yerinde olmadığını ve hükmedilen bedele kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanması gerektiğini ileri sürerek kararın harç ve faiz kısımları yönünden bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek Madde 4 'ü gereğince maktu harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, özel parselasyon sonunda malikin muvafakati ile kamu hizmetine ait bulunan yerler için eski maliklerin mülkiyet iddiasında bulunamayacağını, davanın zamanaşımına uğradığını,Anayasa Mahkemesinin 12.01.2012 tarihli ve 2011/23 Esas, 2012/3 Karar sayılı kararının 3194 sayılı Kanun’un 15 inci ve 16 ncı maddeler gereğince terk edilen yerlerin; daha sonra 3194 sayılı Kanun’un 18 inci madde uygulaması yapılırken belediye tarafından ihdas edilebileceğine yönelik olduğunu, ayrıca yapılan imar uygulaması ile davacının ekonomik menfaat elde ettiğini, imar parseli olan taşınmaz üzerinde artık konut/ticaret alanı olarak bina yapılabilme imkanı kazanıldığını, 3. şahıslara satışlara dayanak 01.11.2005 tarihli ve 2005/585 sayılı encümen kararının olduğunu ileri sürerek davanın reddi gerektiğinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idarelerden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci ve Ek Madde 4'üncü maddesi.
5. 2942 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı vekilinin tüm, davalı ... vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. 2942 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi uyarınca özel parselasyon sırasında malikinin muvafakati ile yol, ... alan ve bunun gibi kamu hizmet ve tesislerine ayrılan alan için eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamayacağı gibi karşılığı da istenemeyeceğinden ve Anayasa Mahkemesinin 07.09.2021 tarihli ve 2017/22268 başvuru numaralı kararı da dikkate alındığında, davacının kendi isteği ile yapılan işlemden elde ettiği menfaat ve taşınmazın imar planı değişikliği ile üçüncü şahıslara satılması durumunun eski malike mülkiyet iddiasında bulunma imkanı tanımayacağı hususları da gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı ... vekilinin temyiz isteminin kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davacıdan alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydına, davalıdan peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.