Logo

5. Hukuk Dairesi2024/675 E. 2024/7083 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, iptal edilen kanun hükmü gereğince hükmedilen faizin başlangıç tarihi ve türüne ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarının geriye yürümeme ilkesi ve her davanın açıldığı tarihteki hukuki duruma göre karara bağlanması ilkesi gözetilerek, 2942 sayılı Kanun'un iptal edilen 10. maddesinin 9. fıkrası uyarınca faizin davanın açıldığı tarihten dört ay sonrasından itibaren yasal faiz olarak uygulanması gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1403 Esas, 2023/2212 Karar

DAVA TARİHİ: 10.04.2018

KARAR : Esastan ret/ Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ: Bitlis Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/265 Esas, 2023/519 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinine davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Bitlis ili, ..., ...Mahallesi, 724 ada 82 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı idare vekili dilekçesinde özetle; emsalin uygun olmadığını, bedelin fahiş olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili dilekçesinde özetle; emsal alınan taşınmazın uygun nitelikte olmadığını, bedelin düşük belirlendiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2942 sayılı Kanun'un 15 inci maddesindeki usul ve esaslara göre bilirkişi heyeti tayin edilip keşif yapılmasında, taşınmazın arsa olarak kabul edilmesinde, zeminine 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesine uygun, emsal esasına göre değer biçilmesinde, (dava konusu parsele ilişkin 2011 yılında açılan başka bir kamulaştırma davasında, 2011 değerlendirme tarihi itibarıyla taşınmazın metrekare birim fiyatının 95,23 TL belirlenmiş olması, söz konusu kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 24.05.2022 tarihli ve 2021/14083 Esas, 2022/9223 Karar sayılı kararı ile m² birim fiyatı yönünden bozma hususu yapılmayarak denetimden geçmiş olması gözetilerek) dava konusu taşınmazın metrekare birim fiyatının değerlendirme tarihi olan 2018 yılında 329,81 TL belirlenmiş olmasında, taşınmaz üzerindeki fidanların maktu değerinin belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediği; ancak, 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 nci maddesiyle değiştirilen 10 ncu maddesine 11.04.2013 tarihli ve 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrasının "Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılamaması hâlinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren kanuni faiz işletilir” hükmünün iptaline dair 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile bu kararın gerekçesinde ayrıca kamulaştırılan taşınmazın gerçek karşılığının ödenmesi gerektiğinin belirtilmesi ve Anayasa'nın "Kamulaştırma" başlıklı 46 ncı Maddesinin son fıkrasında düzenlenen "... Herhangi bir şekilde ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulanır." hükmü gereğince tespit edilen ve davalı tarafa ödenmesine karar verilen kamulaştırma bedeline dava tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmekle birlikte faiz hükmünün hatalı kurulduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi yerindedir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Yargıtayın hukukî güvenlik ve hukukî öngörülebilirliğin temini amacıyla içtihat birliğini sağlama görevinin bulunduğu nazara alınarak yapılan değerlendirmeye göre; 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere ilk karar tarihi ile ödenmesine karar verilen bedele ilk karar tarihine fark bedele son karar tarihine kadar yasal faiz uygulanması gerekir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (II-3) numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine “Tespit edilen kamulaştırma bedelinin 176.985,66 TL'sine 11.08.2018 tarihinden itibaren İlk Derece Mahkemesinin ilk karar tarihi olan 25.12.2018 tarihine kadar, 256.414,22 TL'sine 11.08.2018 tarihinden itibaren İlk Derece Mahkemesinin ikinci karar tarihi olan 06.06.2023 tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.06.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

Karşı Oy

KARŞI OY

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.

Bu nedenle somut olayda kanaatimce;

Her ne kadar 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmesi ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar geçen süre için kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması”, diğer bir ifadeyle Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak “dava tarihinden itibaren karar tarihine kadar faize hükmedilmesi(aynen temyiz incelememize konu Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4 üncü Hukuk Dairesinin; “dava tarihinden itibaren ilk derece mahkemesinin karar tarihlerine kadar kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizin işletilmesine ilişkin” kararında olduğu gibi)” gerekmekte ise de;

Davalı tarafın, “dava tarihinden itibaren “Yasal Faiz”in dışında bir “Faiz”in uygulanmasına ilişkin” Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26/1 inci maddesinde düzenlenen “Taleple bağlılık ilkesi” kapsamında değerlendirilebilecek bir temyiz talebi de söz konusu olmadığından, Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı Dairemiz Sayın çoğunluğu tarafından verilen, sonucu itibarıyla katıldığım, “Düzeltilerek Onama Kararı”nın, “Değerlendirme” bölümünün 4 No’lu bendinde yazılı olan gerekçelere (hususen de bu bentte yazılı olan; “davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması gerektiği” gerekçesine) “faizin başlangıç tarihi” ve “faizin türü” yönünden, açıkladığım nedenlerle katılmıyorum. 05.06.2024