Logo

5. Hukuk Dairesi2024/6895 E. 2025/829 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı ve yasal faizin başlangıç ve bitiş tarihlerinin doğru belirlenip belirlenmediği hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen kamulaştırma bedelinin doğru olduğu, ancak sehven önceki rapora dayalı bedelin yazıldığı, faiz başlangıç tarihinin doğru hesaplandığı ancak bitiş tarihinin hatalı belirlendiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1202 Esas, 2024/1086 Karar

Avukat ...

DAVALILAR : 1.... vekili Avukat ...

2....

DAVA TARİHİ : 20.01.2023

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 12. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2023/442 Esas, 2024/34 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare ve davalı ... vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare ve davalı ... vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ..., ...Mahallesi 41589 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; kıymet takdirinin düşük olduğunu, güçlü delil niteliğinde emsalin bulumnduğunu, taşınmazın iyi konumda ve yüksek değerde olduğunu beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, faizin ilk karar tarihine kadar işletilmesi gerektiğini, bedelin fahiş belirlendiğini, aynı proje kapsamında daha düşük bedellere hükmedildiğini, emsal taşınmazın doğru seçilmediğini, hesaplama tekniğinin hatalı olduğunu, olumsuz özelliklerin dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma değerinin düşük hesaplandığını, taşınmazın niteliklerinin ve emsallerinin dikkate alınmadığını, emsal taşınmazın doğru seçilmediğini, emsal karşılaştırmasının uygun yapılmadığını, yapı değerinin düşük hesaplandığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince verilen ilk kararın, Dairenin 2023/2789 Esas, 2023/3238 Karar sayılı kararı ile bilirkişi kurulu raporunun çelişkiler nedeniyle hükme esas alınamayacağı, dosya kapsamında tüm delillerin toplanıp değerlendirilmediği gerekçesiyle kaldırılarak dosyanın yeniden görülmesi amacıyla mahkemesine iadesine karar verildiği, Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verildiği, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem olarak doğru olduğu gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda aynı mahallede bulunan 41587 ada 3 parselin 08.09.2021 tarihli satışının somut emsal olarak kabul edilmesi ve emlak vergisine esas m² rayiç değerleri gözetildiğinde yapılan kıyaslama uygun bulunmuş, değerlendirme tarihleri itibarıyla taşınmaz değerlerindeki artış dikkate alındığında Daireye aynı mahallede bulunan taşınmazlara ilişkin intikal eden dosyalarda biçilen bedeller ile dava konusu taşınmazlara takdir edilen bedelin uyumlu olduğu, taşınmaz üzerinde bulunan yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek biçilen değerde de bir isabetsizlik görülmediği; ancak Anayasa Mahkemesinin 01.08.2023 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un 10/9 uncu maddesinin iptaline karar verilmiş ise de Anayasa Mahkemesi kararlarının geçmişe yürütülemeyeceği yönündeki Yargıtay 5. Hukuk Dairesi içtihatları dikkate alındığında, davanın açıldığı tarih itibarıyla, işbu davada faize dava tarihinin 4 ay sonrasından karar tarihine kadar hükmedilmesi gerekirken faizin başlangıç tarihinin davanın açıldığı tarih olarak gösterilmiş olmasının hatalı olduğu, bu itibarla, davacı idare ve davalı ... vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince bedel tespitinde bir isabetsizlik görülmediği halde kamulaştırma bedelinin hatalı belirlendiğini, iki dava için dava ile ilgisi bulunmayan tarihlerin esas alınması suretiyle faize hükmedildiğini, ilk karar tarihine kadar faize hükmedilmesi gerektiğini ilave etmek suretiyle istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiği hususunu ilave ederek, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak; üzerindeki yapıya aynı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek, ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumu dikkate alınmak suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı idare vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Gerekçe ve hüküm fıkrasının incelemesinden, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporu doğru kabul edilmiş ancak sehven kaldırma kararı öncesindeki bilirkişi kurulu raporunda belirlenmiş olan kamulaştırma bedelinin hüküm fıkrasına yazılmış olması hatalıdır.

5. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir. Ancak; bedelin tamamına ilişkin olarak faiz bitiş tarihinin İlk Derece Mahkemesinin ilk karar tarihi olan 01.06.2023 olması gerekirken, her bir davalı yönünden ayrı ayrı da olmak üzere, gerekçesi de gösterilmeden 14.07.2023 ve 10.08.2023 tarihlerine kadar yasal faize hükmedilmiş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı ... vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin tamamen çıkartılması, yerine “Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesi gereğince taşınmazın zemin ve zemin üstü kamulaştırma bedelinin 1.567.781078 TL olarak TESPİTİNE, tespit edilen kamulaştırma bedelinin payları oranında davalılara, mükerrer ödemeye mahal verilmeden ödenmesine, davacı idarece fazla bloke edilmiş olan 11.056,24 TL'nin davalılarca bankadan çekilmiş ise, çekildiği tarihteki işlemiş neması ile birlikte payları oranında davalılardan alınarak davacı idareye verilmesine, çekilmemişse davacı idareye iadesine, bu hususlarda ilgili bankaya müzekekere yazılmasına” cümlesinin yazılması, (5) numaralı bendin tamamen çıkartılması, yerine “Kamulaştırma bedeline dava tarihi olan 20.01.2023 tarihinden 4 ay sonrasını takip eden gün olan 21.05.2023 tarihinden İlk Derece Mahkemesinin ilk karar tarihi olan 01.06.2023 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine ve işletilecek yasal faizin davacı idareden alınarak davalılara payları oranında ödenmesine” cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine, davalı ...'dan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.01.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı Oy)

(Karşı Oy)

KARŞI OY

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.

Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına yönelik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (Davalı vekilinin bilâ tarihli temyiz dilekçesindeki; faize ilişkin talebi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve temyiz eden davalılardan Ahmet Yıldız vd. yönünden “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.

Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı, Sayın çoğunluğun "Düzeltilerek Onanma kararına ve 5 No.lu "Değerlendirme görüşüne" bu yönüyle (faize ilişkin olarak) katılmıyoruz. 21.01.2025