"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/854 Esas, 2024/519 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/370 Esas, 2023/69 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Batman ili, Beşiri ilçesi, Bazivan (Kumgeçit) köyü 129 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin; idarenin Kıymet Takdir Komisyonu tarafından belirlenen kısmının hükmün kesinleşmesi beklenmeksizin davalı tarafa ödenmesine, geri kalan miktarın ise karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmek üzere bankada üçer aylık vadeli hesapta tutulmasına, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde; uygulanan münavebe planının hatalı olduğunu, ürün verim ve gelirlerinin yüksek masraflarının ise az alındığını, uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ile objektif değer artış oranlarının hatalı olduğunu, bu şekilde fazla bedele hükmedildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; objektif değer artış oranının az olduğunu, taşınmazın sulu tarım arazisi niteliğinde olduğunu, aynı yörede bulunan başka taşınmazlarda çok daha yüksek bedellere hükmedildiğini, tespit edilen kapitalizasyon faiz oranının da hatalı olduğunu, ürün masraflarının brüt gelirinin 1/3'ünün çok üzerinde alındığını, sonuç itibarıyla tespit edilen bedelin az olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değer biçilmesi yöntem itibariyle doğru olduğu gibi, taşınmazın vasfı, konumu, bilirkişi raporunda belirtilen özellikleri ve aynı bölgeden intikal eden dava dosyaları gözetilerek kapitalizasyon faizinin % 4 oranında alınmasında, tespit edilen metrekare birim fiyatına % 5 oranında objektif değer artırıcı unsur ilave edilmesinde 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği; ancak kamulaştırma ile baraj gölü niteliği kazanan dava konusu taşınmazın tapudan terkinine de karar verilmesi gerekirken tescili ile yetinilmesi, öte yandan taşınmazda davacı idarenin de 1/4 paya sahip olduğu gözetilmeksizin tescil hükmü kurulması doğru olmadığı gibi, mahkemece kaldırma kararı öncesi verilen hükümde yalnızca kıymet takdirinde belirlenen bedelin davalılara derhal ödenmesine karar verilmesi karşısında kaldırma kararı öncesi depo ettirilen fakat derhal ödenmeyen bedel ile kaldırma kararı sonrası tespit edilen ek fark bedelin tamamına 28.10.2018 tarihinden ikinci karar tarihi olan 31.01.2023 tarihine dek faiz yürütülmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmediğinden istinaf başvurularının kısmen kabulü ile düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.
2.Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiş, belirlenen bedelin ve uygulanan faizin mülkiyet hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, enflasyonun %174 olduğu dikkate alındığında uygulanan faizin taşınmazın gerçek karşılığına tekabül etmediğini, Anayasa Mahkemesi kararı gereği de mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucu doğduğu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.