"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/12 Esas, 2024/586 Karar
KARAR :Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/817 Esas, 2023/230 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili ve tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Batman ili, ..., ... 521 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini ve baraj göl alanında kaldığından tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı taraf cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline ve baraj göl alanında kaldığından tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun açıkça usul ve kanuna aykırılık teşkil ettiği gerekçesi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın her iki emsal taşınmazdan çok daha değerli olduğunu, bu konuda emsallerin yetersiz kaldığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
3.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın değerinin emsal taşınmazlardan çok daha değerli olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
4.Bir kısım davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz çarşı merkezinde, ilçenin en değerli mevkiinde bulunduğunu, değerinin takdir edilen bedelden çok daha fazla olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince resen hesaplama yapmak suretiyle davaya konu taşınmazın metrekare birim değeri 378,00 TL olarak tespit edilmiş ve bu metrekare birim değeri üzerinden davaya konu taşınmazın zemin değeri hesaplandığı anlaşılmış olmakla, İlk Derece Mahkemesince resen hesaplanan metrekare birim değerinin sonucu itibarıyla doğru tespit edildiği, davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan yapı bedelinin dava tarihi esas alınarak yapı birim maliyet cetveline göre 3A sınıfı olarak tespit edilip, yıpranma payı ve eksik imalat bedeli düşülmek suretiyle ev ve dükkan fiyatının ve 1/A sınıfı grubu sundurma fiyatının belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından kurulan hükmün ve yapılan yargılamanın usul ve kanuna, Yargıtay yerleşik içtihatlarına uygun olduğu anlaşıldığından; istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın metrekare birim fiyatının çok yüksek hesaplandığını, emsal karşılaştırmasının doğru yapılmadığını, yapı bedelleri belirlenirken yıpranma payının düşülmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Batman- Mardin karayolu üzerinde tarihi yerlere ve Hasankeyf ilçe merkezine yakın çok değerli bir taşınmaz olduğunu, kamulaştırma bedelinin düşük hesaplandığını, emsal karşılaştırmasının doğru yapılmadığını ve dava konusu taşınmazın emsallerden çok daha değerli olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
3.Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın çarşı merkezinde ve Köprübaşı mevkiinde ilçenin en değerli mevkiinde olup, değerinin takdir edilen bedelden çok daha fazla olduğunu, faiz türünün ve başlangıç tarihinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaz üzerindeki yapılara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmî birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Buna karşın; 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasına göre hakim adil ve hakkaniyete uygun bir karar verebilir ise de bu husus bilirkişi raporlarından yararlanmak suretiyle mümkündür. Bilirkişi raporunda taşınmazın metrekaresine Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından önce 760 TL, kaldırma kararından sonra alınan ek raporda ise kaldırma kararında belirtilen parsellerin emsal alınamayacağına ilişkin yeterli açıklama da yapıldıktan sonra 660 TL belirlendiği hâlde; Mahkemece Bölge Adliye Mahkemesi kararında geçen taşınmazlar emsal alınarak resen yapılan hesaplama sonucu taşınmazın metrekaresine 378 TL takdir edilmiş olması inandırıcı bulunmamıştır.
4.Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan temyiz olunan İlk Derece Mahkemesine karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalı ... ve davalı ... vd. 'den peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.03.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.
Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasına yönelik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (Davalı taraf vekilinin 22.05.2024 tarihli dilekçesindeki “Faize” ilişkin talebi) de dosya münderecatında bulunması karşısında,
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.
Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı, Sayın çoğunluğun diğer yönleriyle katıldığımız “Bozma Kararı”na açıkladığımız nedenlerle katılmıyoruz. 06.03.2025