"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1091 Esas, 2023/1475 Karar
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/90 Esas, 2022/168 Karar
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın davalı ... Genel Müdürlüğü yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın davalı ... Genel Müdürlüğü yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Ankara ili, ..., ... Mahallesi 44987 ada 1 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı hâlde, enerji nakil hattı geçirilmek ve pilon dikilmek suretiyle fiilen el atıldığını, bu nedenle fiilen el atılan taşınmaz bedelinin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazdan 380 kW Ankara - İstanbul Enerji Nakil Hattı ve 380 kW Ankara II. ... Enerji Nakil Hatlarının geçtiğini, 380 kW Ankara - İstanbul Enerji Nakil Hattının 3043 ve 3044 No.lu direkleri arasında ve 380 kW Ankara II. ... Enerji Nakil Hattının ise 1368-1369 ve 1370 No.lu direkleri arasında bulunduğunu, 380 kw Ankara - İstanbul Enerji Nakil Hattı için 07.06.1968 tarihli ve 2287 numaralı Yönetim Kurulu Kararı alındığını ve bu kararın 26.06.1968 tarihinde Bakanlar Kurulunca onaylandığını, Ankara II. ... Enerji Nakil Hattı için de 07.03.1968 tarihinde 2554 numaralı Yönetim Kurulu Kararı alındığını ve bu kararın 27.03.1968 tarihinde Bakanlar Kurulunca onaylandığını, hatların tesis edildiği tarihte 3043 ve 3044 No.lu direkleri ve 1368, 1369 ve 1370 numaralı direkler arasına 686, 724, 723, 45, 47, 728, 727, 735, 455,456 ve 457 numaralı kadastro parsellerinin isabet ettiğini, hattın tesis edildiği tarihte Tapu ve Kadastro Müdürlüğünce kontrol edilen kadastro onaylı kamulaştırma planına göre kadastro parseli malikleri ile uzlaşma sağlandığını ve kamulaştırma işlemlerinin tamamlandığını, ilgili belediye tarafından yapılan imar düzenlemesiyle enerji iletim hatlarının 3043 ve 3044 No.lu direkleri 1368, 1369 ve 1370 numaralı direkler arası 44987 ada 1 parsel olduğunu, 44987 ada 1 parselin isabet ettiği alanda kamulaştırma işlemleri tamamlandığından, kamulaştırmasız el atmanın söz konusu olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
2. Davalı ... Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda bulunan elektrik iletim hatlarının ve direklerinin müvekkili kuruma ait olmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, davacı tarafın taşınmazını kullanamamasının sebebinin Etimesgut Belediye Başkanlığının imar uygulaması ile taşınmazın park ve oyun alanı olarak ayrılmasından kaynaklandığını, bu nedenle davanın belediyeye yöneltilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın ... Genel Müdürlüğü yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... yönünden kabulü ile taşınmazın mülkiyet bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ... Genel Müdürlüğünden alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun davacının payı oranında iptali ile davalı ... adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğini, kamulaştırma işlemlerinin tamamlanarak tapuda rızai ferağ verildiğini, davacının 2014 yılında durumu bilerek satın aldığını, dava konusu taşınmazın oyun ve park alanı olarak ayrıldığını ve müvekkili idarenin bu alana ilişkin kamulaştırma yetkisinin bulunmadığını, belediyenin sorumlu olduğunu, dava konusu hatların kök parsellerden geçirildiğini, dava konusu parselle ilgili olarak müvekkili teşekkül tarafından imar planlarının iptali talebiyle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve ... aleyhine Ankara 9. İdare Mahkemesinin 2010/756 Esas sayılı dosyası üzerinden açılan davada verilen kararın Danıştay 6. Dairesinin 2017/8345 Esas sayılı kararıyla bozulması ile dava konusu taşınmazın plansız alanda kaldığını, enerji iletim hatları altında tamamen kısıtlama durumu olmadığından dava konusu parselde mülkiyet kamulaştırması değil irtifak kamulaştırması yapılması gerektiğini, taşınmaza el atma tarihi 1970 yılı olup maktu harca hükmedilmesi gerekirken, nispi harca hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın uygulama imar planında önce park alanı, ticari rekreasyon alanı ve enerji nakil hattı koruma kuşağı olarak ayrıldığı, sonrasında ise Ticari Rekreasyon Alanı olarak ayrıldığı, taşınmaza fiilen el atılarak enerji nakil hattı geçirildiği, hatların salınımı nedeniyle taşınmazda fiili olarak tasarruf imkânının kalmadığı, aynı hatlar nedeniyle dava konusu taşınmaza yakın konumdaki parseller ile 44987 ada 1 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarınca açılan davalarda taşınmazın mülkiyet bedelinin tahsiline dair kurulan hükümlerin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, davalı idarece irtifak haklarına ilişkin olarak öncesinde rızai ferağ verildiği iddiası üzerine kök parsellerin tüm kamulaştırma evrakları getirtilerek yapılan incelemede 1970 yılında yapılan kamulaştırmaya istinaden pek çok taşınmaza fiilen el atıldığı, kamulaştırma işlemlerine başlandığı; ancak kamulaştırma işleminin ve tebligatların usulüne uygun yapılmadığı, davacının bayilerince verilmiş ferağ ve muvafakatin bulunmadığı, daha sonra yapılan imar uygulamaları sırasında hatların bir kısmının dava konusu parsel üzerinde kaldığı ve tapuya tescilinin yapıldığı, davacının ve pay satın aldığı bayilerinin taşınmazda 2002 yılı sonrasında imar uygulaması ile malik oldukları anlaşılmış olup (bu nedenle uzlaşmaya gidilmesi de gerekmediğinden) ayrıca dava konusu taşınmazın mülkiyet bedelinden irtifak hakkı bedelinin mahsubu ile kalan kısma hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de aynı hatlar nedeniyle gerek dava konusu taşınmazın paydaşlarınca gerek komşu parseller için Yargıtayca onanarak kesinleşen emsal dosyalarda tam mülkiyet bedeline hükmedildiği anlaşılmış olup arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespit edilip davalı idareden tahsiline, taşınmazdaki davacı payının iptali ile davalı idare adına tesciline dair kararda, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı; ancak 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Ek Madde 4 uyarınca 04.11.1983 tarihinden sonra yapılan fiili el atmalarda da maktu harca hükmedilmesi gerektiğinin amaçlandığı, harca yönelik düzenleme usul hükümlerine ilişkin olduğundan derhâl uygulanması gerektiği gibi kamu düzenine ilişkin olduğundan resen dikkate alınması gerektiği de gözetilerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi uyarınca harç yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idareler arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin belirlenmesi ve bedelinin hangi idareden tahsil edileceğine ilişkindir.
2. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Davaya konusu taşınmaz, 380 kW Ankara- İstanbul Enerji İletim Hattının 3043-3044 No.lu direkleri arasında yer almakta olup bu hat için ... Yönetim Kurulunun 07.06.1968 tarihli ve 2587 sayılı kararı ile kamu yararı kararı alındığı ve bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 26.06.1968 tarihli yazısıyla onaylandığı, 380 kW Ankara II. ... Enerji İletim Hattının ise 1368,1369 ve 1370 No.lu direkleri arasında yer almakta olup bu hat için ... Yönetim Kurulunun 07.03.1968 tarihli ve 2554 sayılı kararı ile kamu yararı kararı alındığı ve bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 27.03.1968 tarihli yazısıyla onaylandığı, davaya konu hatların 686, 724, 723, 45, 47, 728, 727, 735, 455, 456, 457 No.lu kadastral parsellerde tesis edildiği ve iş bu parsellerde yapılan imar uygulaması sonucu yeni oluşan dava konusu parsel üzerine aynen taşındığı, taşınmazın o zaman ki bir kısım malikleri tarafından rızai ferağ verilmesini müteakip tapuya tescillerin sağlandığı, parsellere ait tapu kayıtlarının incelemesi sonucu davacının söz konusu kadastral parsellerde malik olmadığı; ancak pay satın aldığı kişilerin kadastral 723 ve 727 parsellerde paydaş oldukları, davacının bayileri yönünden de kamulaştırma işleminin usulüne uygun yapılmadığı, verilmiş ferağ ve muvafakatin bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve dava konusu taşınmaza fiilen el atan ... belirlenen tazminat bedelinden sorumlu tutularak diğer davalı yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi yerindedir.
4. Dava konusu taşınmazın üzerinden geçen Enerji İletim Hattı güzergahı ve geriye kalan alanda yasal çekmelerden sonra yapı yapılamayacağından tamamının zemininin kamulaştırılması gerektiğine dair bilirkişi raporu ile dava konusu taşınmazın diğer paydaşlarınca açılan davanın Dairemiz denetiminden geçerek kesinleştiği (Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2020/9785 Esas, 2021/2501 Karar ve 2020/5615 Esas, 2021/811 Karar sayılı ilâmları) dikkate alındığında, taşınmazın tamamının mülkiyet bedeline hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5. Buna karşın; dosya kapsamından dava konusu taşınmazda toplam 1175/74142 pay sahibi olan davacının dava konusu taşınmazda bulunan hissesini dava dışı Serdal Sevdi ve Vahide Koçak’a devrettiği anlaşılmaktadır.
6. 6100 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin ikinci fıkrasında "Davanın açılmasından sonra dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa devralmış olan kişi görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder" denmektedir. Bu durumda davacı, dava açtıktan sonra taşınmazdaki payını dava dışı 3. kişiye sattığından 6100 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinin ikinci fıkrası gereği satın alan kişilerin davacı sıfatı ile davaya iştiraki sağlanarak davacı sıfatıyla yeni maliklerin davaya devam edip etmeyeceği sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
7. Dava konusu taşınmazda 18.03.2024 tarihinde imar uygulaması yapıldığı ve dava konusu taşınmazın kayıtlarının kapatıldığı anlaşıldığından, en son imar uygulamasına ait şuyulandırma cetvelleri ilgili Belediyeden istendikten, dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu hangi parsellere gittiğini gösterir tüm gitti kayıtlarıyla birlikte tapu kayıtları ilgili Tapu Müdürlüğünden getirtildikten, imar uygulaması sonucu yeni oluşan parsellerin imar planındaki özgülenme amacı ilgili Belediye Başkanlığından sorulduktan ve şuyulandırma öncesi ve sonrası çaplı krokiler ilgili Kadastro Müdürlüğünden getirildikten sonra, davacının yeni parsellerde malik olduğunun tespiti hâlinde mahallinde yeniden keşif yapılarak, imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsellerin tapu kaydı zemine uygulanıp yeni oluşan parsellere davalı idarece fiilen el atılıp atılmadığı, fiilen el atılmasa bile dava konusu taşınmazların imar planındaki konumu, kamuya tahsisli alan olarak ayrılıp ayrılmadığı araştırılıp kamuya özgülenme durumunun devam ettiği anlaşıldığı takdirde, fiili el atmanın gerçekleştiği kabul edilerek sorumlu idare de belirlenerek esas hakkında, aksi hâlde konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı ... Müdürlüğünün diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı ... Müdürlüğünün temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalı ... Müdürlüğünden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.