Logo

5. Hukuk Dairesi2024/7608 E. 2025/1826 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu memurunun kasıtlı eylemleri sonucu Hazine'nin zarara uğratılması nedeniyle rücuen tazminat isteminin zamanaşımı nedeniyle reddedilmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Rücuen tazminat davalarında zamanaşımı süresinin tazminatın ödendiği tarihten itibaren iki yıl olduğu ve davanın bu süre içinde açıldığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1488 Esas, 2023/2378 Karar

HÜKÜMLÜ : ... vasisi ... vd.

DAVA TARİHİ : 13.07.2017

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

Yargıtay Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu tarafından gönderilen dosyada taraflar arasındaki uyuşmazlık rücuen tazminat istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; dava dışı ve tarafından Devletin tapu sicilinin tutulmasından sorumluluğu nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007 nci maddesi gereği tazminat talebiyle Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesine 2010/388 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, Mahkemece 2014/367 Esas, 2015/9 Karar sayılı ilamıyla hükmedilen alacak nedeniyle Çorlu 1. İcra Müdürlüğünün 2016/2798 Esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamlı takip sonucu 514.558,00TL bedelin 06.12.2016 tarihli ödeme emri ile Maliye Hazinesi tarafından ödendiğini, davalıların Tekirdağ ili, , , 214 ada 2 nolu parselin intikal işleminde tapu görevlileri ve satış işlemi yapan ve taşınmazı satın alan kişiler olduklarından kusurlu davranışları sonucu Hazine zararının doğmasına sebep verdikleri nedenle ödenen tutarın rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu işlemde müvekkilinin herhangi bir imzası söz konusu olmadığını, dilekçesinde hangi davalı için hangi eylemden dolayı sorumlu olduğu hususunda bir açıklama olmadığından evraklarda imzası olmayan müvekkile husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, hak sahipleri tarafından açılan Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/388 Esas sayılı dosyasının müvekile ihbar edilmediğini, dolayısı ile müvekkil açısından zamanaşımını ve hak düşürücü süreyi kesen veya durduran herhangi bir işlemin söz konusu olmadığını, Devlet, kendisine karşı açılan davayı müvekkile ihbar etmekle yükümlü olduğunu, dava konusu işlem mülk sahibi diğer davalılar ile işlemi yapan ...'nun tapuda görev yapmasından faydalanılarak kötü niyetli olarak yetkililer yerine Nihat tarafından imzalanarak resmi olarak kayda geçirilmeden dolayısıyla denetimden de kaçırılarak yapılmış bir işlem olup, yine devamında ilk işlemi bilen mülk sahiplerinin bunun kayda girmediğini bilmeleri nedeniyle kötü niyetli olarak dava konusu taşınmazı başkalarına satmak sureti ile gerçekleşmiş bir işlem olduğunu, öncelikle usuli itirazlar nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini, yerinde görülmezse davanın esasa dair itirazlar doğrultusunda esastan reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın davalı ... yönünden kısmen kabulü ile 257.279,00 TL'nin ödeme tarihi olan 06.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, diğer davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve dahili davalı ... adına açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılar ... ile ... haklarında verilmiş olan davanın reddi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, 25.11.2008 tarihli ve 20 sayılı Ön İnceleme Raporunda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere ilgili personelinin idaresinden ve personelin yapmış olduğu iş ve işlemlerden sorumlu olan yetkili ve görevli müdürler ... ile ...’ın meydana gelen Hazine zararından sorumlu olmadığının düşünülemeyeceğini, davalılardan ... Çorlu 2. Noterliğinden 26.04.2010 tarihli ve 05374 numaralı vekâletnameyi düzenleterek ...’na satış yetkisine havi vekâletname verdiğini, emlak işi ile uğraşmayan ...'nun 27.04.2010 tarihinde Tapu Müdürlüğüne 2010/7326 sayılı işlem başvurusu yapmış ertesi gün 28.04.2010 tarihli ve 7364 yevmiye ile hisseleri ...’ün yakın akrabaları ... ile ...’e vekâleten satmış olduğunu, olayların gelişimi, tapuda satış işlemleri ve satıcı ile alıcılar arasındaki akrabalık ilişkileri dikkate alındığında bu satış işleminin muvazaalı olduğunu, kötüniyetle yapıldığını ve haksız çıkar sağlama amacı güttüğünün açık olduğunu, kötüniyetli ...’ün 26.04.2010 tarihinde dava konusu taşınmazı kendisi satmak yerine emlak işi ile uğraşmayan ...’na vekâletname vermesi, emlak işi ile uğraşmayan ve hiçbir ticari faaliyeti olmayan ...’nun taşınmazı ...’ün amcasının kızlarına satmak için ertesi gün olan 27.04.2018 tarihinde işlem başvurusu yapması ve devam eden 28.04.2010 tarihinde ise taşınmazı ...’ün amcasının kızları ile ...’e satmasının tamamen muvazaa amaçlı olduğunu, Çorlu’da yerleşik ve dava konusu taşınmazı ikinci defa satma amacında olan ...'ün tapu dairesinde işlem yapmaktan çekinerek ...’na ertesi gün satış işlemi yapmak üzere Çorlu Noterliğine gelerek satış için vekâlet verdiğini, tapu işlemleri için hiçbir tecrübesi olmayan ..., ...’ün Çorlu’da yerleşik olduğunu bildiği hâlde, ertesi gün amca kızlarına yapılacak satış işlemleri için vekâlet aldığını, ve ...'ün ise dava konusu taşınmazı Çorlu’da yerleşik amca oğlu ...’den bizzat almak yerine bu iş ile iştigal etmeyen ve bilgi sahibi olmayan ...’ndan satın aldıklarını, olayların gelişimi, tapuda satış işlemleri ve satıcı ile alıcılar arasındaki akrabalık ilişkileri dikkate alındığında bu satış işleminin muvazaalı ve satıcılar ile alıcılarca iştirak halinde tertip edildiğinin açık olduğunu, ile ...’ün ...’ün amca kızları olduğuna ilişkin Nüfus Kayıtları mahkemeye sunulmasına karşın dikkate alınmadığını, ..., ..., ... ve ...’ün bu satış işleminini planlı olarak yaparak Hazine zararına sebebiyet verdikleri anlaşıldığından ..., ... ve ... mirasçısı hakkında da davamızın davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi hüküm kurulmuş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, ...'nun yaptığı eylemler sebebiyle kamu zararına sebep olduğu dava kapsamından anlaşıldığını, bu sebeple davalı hakkında davanın reddine karar verilmesinin kabul edilemeyeceğini, hakkında davanın reddine karar verilen davalıların her birinin Hazine zararına sebebiyet veren olaya ihmal veya kusuru ile katkıda bulunduklarını, hal böyle iken davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamından ve müfettiş raporundan davalı ...'ün hissesinin satışı için ...'ün vekili ile alıcılar ile n Çorlu Tapu Müdürlüğüne başvuruları esnasında işlemin davalı tapu memuru ... tarafından alındığı ancak herhangi bir başvuru belgesi düzenlenmediği, yevmiye defterine kayıt yapılmadığı, satış işlemi için 7075 yevmiye numarası yazılarak resmi senet düzenlendiği ancak 7075 yevmiye numarasının ait bir parselin satış işlemi olduğu, davalı tapu memuru ... tarafından hazırlanan resmi senet ve tapu senedinde müdürlük mührünün olmadığı , davalı ...'ın kasten gerçekleştirdiği gerçeğe aykırı evraklar ile dava dışı ve nin zarara uğramasına sebebiyet verdiği açıktır. Bu hali ile davalı tapu memuru ...'nun eylemi 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun Ek 2 nci maddesinin son cümlesinde belirtilen ağır kusuru aşacak şekilde kasıtlı olarak gerçekleştirmiş olması nedeni ile zaman aşımı yönünden 6098 sayılı Kanun'un 73 üncü maddesinin uygulanması gerekmekte olup, davacı idare tarafından tazminatın 2016 tarihinde ödendiği tarihten itibaren dava tarihi olan 13.07.2017 tarihi itibariyle dava zamanaşımının dolmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, mahkemece davalı ... yönünden davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı ...'nun kamu zararından bilirkişi raporu ile tespit edilen kusuru oranında tutulması gerektiğinden, bilirkişi raporunda " davalılar ..., ..., ..., ... ve ...'ün herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davalılardan ... ve ...'ün eşit derecede kusurlu olduğunun belirlendiği, bilirkişi raporunun ilmi verilere uygun tanzim edildiği, denetime elverişli olduğu anlaşıldığından", gerekçesi ile davalılar ..., ..., ..., ... ve ... yönünden davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; zamanaşımı süresi, tazminatın ödendiği 2016 tarihinden değil, davaya konu son satış işleminin gerçekleştiği 25.05.2006 tarihinden, davanın açıldığı 13.07.2017'ye kadar geçen tarih olup 25.05.2006 tarihinden 13.07.2017 tarihine kadar da 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan, yerel mahkemece verilen davanın reddi kararının, İstinaf Mahkemesince kaldırılmasında hukuken isabet olmadığını, davalı ... tarafından yapılmayan, o dönem tapu çalışanlarından tarafından hazırlanan ve yapılan, yine o dönem tapu müdürleri olan diğer davalıların da onayladığı iş ve eylemlerden müvekkili sorumlu tutmanın hiçbir hukuki gerekçesi olmadığını, kaldı ki, yerel mahkemece aldırılan 25.11.2008 tarihli rapora atıfta bulunulmuş ise de 25.11.2008 tarihli raporda yer alan "işlemlerden sorumlu olan yetkili ve görevli müdürler ... ile ...'ın meydana gelen Hazine zararından sorumlu olmadığı düşünülemez" hususunu da dikkate alıp, diğer davalılar ... ve ... hakkında açılan davanın reddine karar verilmesinde de hukuken isabet olmadığını, davanın reddedilen kısmı yönünden ... yönünden vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden de kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, rücuen tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi.

3. 6098 sayılı Kanun'un 73 üncü maddesi.

4. 2644 sayılı Tapu Kanun'un ek 2 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Tekirdağ ili, ,, 214 ada 2 parsel sayılı taşınmaz kaydına ilişkin dava dışı ve tarafından 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine dayanarak Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/388 Esas sayılı dosyasından açılan dava sonucunda tazminat talebinin kabulüne karar verildiği, tazminatın tahsili için davacılar ve tarafından Çorlu 1. İcra Müdürlüğünün 2016/2798 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, takip borçlusu olan davacı ... Hazinesi tarafından 08.12.2016 tarihli dekont ile 514.588,00 TL ödendiği, 6098 sayılı Kanun'un 73 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, rücuan tazminat davalarında, zamanaşımı süresi tazminatın tamamının ödendiği tarihten itibaren iki yıl olup, eldeki davanın ise 13.07.2017 tarihinde açıldığı anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı Hazine ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda kalan harcın istek halinde davalıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.