Logo

5. Hukuk Dairesi2024/7626 E. 2025/1193 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespitine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi incelemesinde arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntemi doğru bulunmuş, ancak taşınmazın korunması gerekli kültür varlığı olması hususunun değerini azaltıcı veya artırıcı bir unsur olarak değerlendirilmemesi gerektiği gözetilerek 850,00 TL/m² birim bedeli üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken bu hususa dikkat edilmediğinden karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/125 Esas, 2016/18 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince yapılan inceleme ve işlem sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Samsun ili, İlkadım ilçesi, 19 Mayıs Mahallesi 70 ada 2 ve 9 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; lisanslı firma tarafından belirlenen kamulaştırma bedelinin 421.000,00 TL, Samsun 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/54 Değişik iş sayılı dosyasında hesaplanan kamulaştırma bedelinin 423.644,75 TL ve davacı ... Kıymet Takdir Komisyonunca belirlenen kamulaştırma bedelinin de 423.644,75 TL olduğunu, belirlenen tüm bedellerin düşük olduğunu, ayrıca TCDD Genel Müdürlüğü ile davacı ... arasında imzalanan ön protokolün asıl devir ve tescil anlaşması olmadığından kesin devir anlaşması yapılmadığını, öncelikle Danıştay'da devir ve tescile dair dava açılıp karara bağlanması gerektiğini daha sonra bedel tespiti için Asliye Hukuk Mahkemesine dava açılabileceğini ileri sürülerek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 25.01.2011 tarihli ve 2010/341 Esas, 2011/12 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, dava konusu taşınmazlara değer biçildikten sonra dava konusu taşınmaz üzerinde yapı yapma imkanı bulunmadığı gerekçesiyle, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 30 uncu maddesinin "kanunlar veya diğer kamu düzeni mevzuatla tasarrufu kısıtlanan bina, arsa ve arazinin vergisi kısıtlamanın devam ettiği sürece 1/10 oranında tahsil olunur" hükmü gözetilerek tespit edilen bedelin 1/10'u oranındaki metrekare birim bedeli üzerinden zemin bedelinin düşük hesaplanması, dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile tapu kaydı üzerindeki şerh de dikkate alınarak, dava konusu 70 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapıların Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca belirlenen birim maliyet bedelleri listesindeki 4. sınıf C grubu kültür yapıları sınıfına girdiği gözetilerek, buna göre değer biçilmesi gerekirken, 3. sınıf A grubu yapı grubuna girdiği kabul edilerek bedel tespiti, dava konusu taşınmazdaki çevre duvarı ve saha betonuna resmî birim fiyatları esas alınarak, yıpranma payı da düşülmek suretiyle değer biçilmesi gerekirken, maktuen bedel tespiti, taşınmazlar üzerindeki ağaçlara yaş, cins ve verim durumlarına göre maktuen değer biçilmesi ve buna göre tespit edilen ağaç bedellerinin de İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinden resmî veriler getirtilerek denetlenmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde hesaplama yapan rapora göre değer biçilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 18.06.2013 tarihli ve 2012/119 Esas, 2013/413 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonunca değerlendirme tarihi olan 2010 yılında resen belirlenen emlak vergi değerleri dikkate alındığında taşınmazın emsal satışın 1/94 oranında olduğu anlaşılmasına rağmen bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmazın emsalden daha değerli olduğu kabul edildiğinden rapor inandırıcı ve hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu nedenle, taraflara değerlendirme tarihine yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerden emsal bildirmeleri için imkan tanıması, gerektiğinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve mahallinde yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak rapor alınması ve emsallerin satışını gösterir tapu kaydı ile resmî senetler ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünden, değerlendirme tarihi olan 2010 yılına ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas değerleri de ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden getirtilip, rapor da denetlenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden eksik inceleme sonucu karar verilmesi, taşınmazlar üzerindeki ağaçlara yaş, cins ve verim durumuna göre maktuen (her bir ağaç için belirlenen bedel) değer biçilmesi, buna göre tespit edilen ağaç bedellerinin de İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinden resmî veriler getirtilerek denetlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hesaplama yapan rapora göre bedel tespiti, ağaçlara biçilen değerden enkaz ve taşıma bedeli düşülmek suretiyle az bedel tespiti, taşınmaz üzerinde bulunan yapılara bilirkişi kurulunca usulüne uygun değer biçildiği hâlde Mahkemece gerekçesi gösterilmeden raporlarda belirlenen bedelden farklı değer biçilmesi, 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesine 6459 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesinin 19.12.2013 tarihli ve 2013/817 başvuru numaralı 1. bölüm kararı da gözetilerek, kamulaştırma bedeline yasal faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi, Mahkemece verilen hüküm bozma kararı ile ortadan kalktığından, kamulaştırılan taşınmazın tescili ve muhtesatların aidiyeti hususunda yeniden karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, kabule göre de bloke edilen fark bedelin davalıya derhal ödenmesine ilişkin karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 14.01.2016 tarihli ve 2015/125 Esas, 2016/18 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun usul ve kanuna aykırı olduğunu, bedelin yüksek belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarihi binaların restore edilerek ticari olarak kullanıldığını, Yargıtay kararlarına rağmen taşınmazda değer düşüklüğü uygulanmasının hatalı olduğunu, bedelin düşük belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 437 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi ile 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verilmiş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki kamulaştırılan taşınmaza, emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğru ise de taşınmazın korunması gerekli kültür varlığı olmasının değerini azaltıcı yada artırıcı bir unsur olmadığı dikkate alınarak belirlenen 850,00 TL/m² birim bedeli üzerinden yapılan hesaplama sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine,

03.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.