Logo

5. Hukuk Dairesi2024/7669 E. 2025/3389 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı idare ile davalı tapu maliki arasında kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili ile yol olarak terkini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin farkının bloke edilmesi için idareye verilen sürenin usulüne uygun olarak hesaplanmadığı ve işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/736 Esas, 2024/1015 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Balıkesir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/798 Esas, 2024/16 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili, yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince 24.05.2024 tarihli ek kararla temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.

Ek karar davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava değeri dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden temyiz incelemesine konu edilen kararın miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.

Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; Bölge Adliye Mahkemesinin 24.05.2024 tarihli ek kararının ortadan kaldırılması gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Balıkesir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 4262, 4283 ve 4284 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespitini ve kamulaştırılan taşınmazların tapudan yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; idarece belirlenen bedelin düşük olduğunu belirterek taşınmazların gerçek değerlerinin tespitini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bedel depo edilmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlara ilişkin kamulaştırma bedelinin ödenek yetersizliğinden depo edilemediğini, ödenek ayrıldığında depo edileceğini, arsa olarak değerlendirilen taşınmazların değerinin çok yüksek olduğunu ve arsa olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, emsal seçiminin hatalı olduğunu, masrafların düşük belirlendiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tespit edilen kamulaştırma bedelini depo etmesi için davacı idareye tanınan kesin süre içerisinde tespit ve tayin edilen kamulaştırma bedelinin davacı yanca depo edilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği, hükmün davacı idare tarafından istinaf edildiği, dosyanın istinaf incelemesi için Dairemizde bulunduğu sırada davacı idare vekili tarafından sunulan 24.04.2024 tarihli dilekçe ile bedelin depo edildiği bildirilerek kararın kaldırılması talebinde bulunulduğu ve dilekçe ekinde 19.04.2024 tarihli dekont sunulduğu anlaşılmış, somut olayda İlk Derece Mahkemesince idareye kamulaştırma bedelini depo etmesi için kanuna uygun olarak verilen kesin süre içinde davacı idare kamulaştırma bedelini yatırmamış, davanın reddine karar verildikten sonra bedel depo edilmiş olup dava 2021 yılında açılmış ve kamulaştırma bedeli 2942 sayılı Kanun uyarınca dava tarihindeki veriler esas alınmak suretiyle belirlendiği, mülkiyet hakkı kapsamında alacağın geç ödenmesi durumunda arada geçen sürede enflasyon nedeniyle paranın değerinde oluşan hissedilir aşınma ile mülkiyetin gerçek değeri azaldığı gibi bu bedelin tasarruf veya yatırım aracı olarak getirisinden yararlanma imkânı da bulunmadığını, İlk Derece Mahkemesince ayrı ayrı iki defadan fazla verilen sürelere rağmen kamulaştırma bedeli yatırılmadığından ve duruşma tarihleri arasındaki süre 15 günden fazla olmakla, kanunda öngörülen kamulaştırma bedelini yatırma süreleri davacı idareye fiilen tanınmış, davacı idare kendisine tanınan ve kanunda belirtilen süreleri de aşan süreler içerisinde kamulaştırma bedelini yatırmamış olup değerlendirme tarihi ve aradan geçen sürede enflasyon karşısında belirlenen kamulaştırma bedelinin değer kaybına uğradığı, mülkiyet hakkı ihlâline sebebiyet verilmeyecek ve ölçülülük ilkesine uygun olacak şekilde hüküm kurulması gerekliliği ve davalı tarafın istinafa cevap dilekçesinde talebin reddine karar verilmesini istediği gözetildiğinde, bu aşamada davaya kaldığı yerden devam edilmesinin usul ekonomisinin bir gereği olduğu kabul edilemeyeceğinden idarenin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; miktara bakılmaksızın temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmesi gerektiğini, ek kararın hatalı olduğunu, davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, bedel depo edildikten sonra davalının muvafakati alınmadan karar verildiğini, belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; mahkemece tespit edilen fark bedelin bloke edilmesi için 14.11.2023 tarihli celsede idareye 15 gün süre verildiği, davacı idare duruşmada hazır olmadığından sürenin tebliğ ile başladığı, davacı idareye davetiyenin 19.11.2023 tarihinde tebliğ edildiği ve sonraki celse tarihinin 30.11.2023 olduğu gözetildiğinde idareye ilk kez verilen süre 15 günden az olup usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla, işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi, bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 24.05.2024 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.