Logo

5. Hukuk Dairesi2024/8453 E. 2025/1761 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sahte vekaletname ile yapılan taşınmaz satışının tapu kaydının iptal edilmesi sonucu alıcının uğradığı zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazineden tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun tespiti ve emsal karşılaştırması yöntemiyle belirlenen gerçek bedelin davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/438 Esas, 2024/90 Karar

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda verilen hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ile davalı Hazine vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.02.2025 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ve davalı Hazine vekili ... gelmişlerdir.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili asıl ve birleştirilen dava dilekçesinde özetle; davalı ...’den babası... adına kayıtlı Antalya ili, ...Mahallesi 2268 parsel sayılı taşınmazdaki 64/480 hissesini satın aldığını, satış sırasında davalı ... tarafından Antalya 11.Noterliğince düzenlenmiş vekaletnameye dayanılarak satış yapıldığını ve devletten vergi kacırmayarak 1.500,000,00 TL bedel ile 45.000,00 TL tapu harcı ödeyerek satın aldığını; ancak daha sonra satın aldığı taşınmazın kendisine sahte vekaletname ile satıldığını öğrendiğini ve Antalya 3.Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda davalı ...'ın cezalandırılmasına karar verildiğini, Antalya 5.Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2012/551 Karar sayılı kararı ile adına kayıtlı olan tapu kaydının iptal edilerek... adına tesciline karar verildiğini, bu nedenle ödemiş olduğu bedellerden dolayı mağdur olduğunu belirterek belirlenecek tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... ve Hazine vekili tarafından verilen cevap dilekçelerinde özetle; somut olayda idarenin hukuki sorumluluğundan bahsedebilmek için ortada bir zararın bulunmasının yanında zararın idareye yüklenebilen bir işlem veya eylemden doğması başka bir ifade ile zararla idari faliyet arasında nedensellik bağının kurulabilmesi gerektiğini, tapu sicilinin doğru olarak tutulmamasına 3.bir şahıs sebebiyet vermiş ise devletin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini çünkü zarar ile kusur arasındaki illiyet bağı 3.kişinin fiili ile kesildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 12.12.2013 tarihli ve 2013/71 Esas, 2013/586 Karar sayılı kararı ile davalılar Hazine ve Tapu Kadastro Bölge Müdürlüğü aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 12.12.2013 tarihli ve 2013/71 Esas, 2013/586 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; somut olayda 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca Tapu Sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan sorumluluk şartlarının oluştuğu anlaşıldığından temyiz edenin sıfatı göz önüne alındığında, yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmediği; ancak söz konusu olayda Hazinenin sorumluluğu söz konusu olduğundan adı geçen davalı hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine dair hüküm kurulması hatalı olup mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 18.07.2016 tarihli ve 2016/72 Esas, 2016/314 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, belirlenen bedelin davalı ... ve davalı Maliye Hazinesinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 18.07.2016 tarihli ve 2016/72 Esas, 2016/314 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalılar Hazine ve Tapu Kadastro Bölge Müdürlüğü vekili ile ihbar olunan ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay ( Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; öncelikle davacının adli yardım isteği yönünden bir karar verilmeli, adli yardım isteğinin reddi halinde başvuru harcı ve nispi peşin harcı ödemesi yönünde davacıya usulünce süre verilmeli, harcın ödenmesi halinde dava tarihi itibarıyla taşınmazın arsa vasfında olup olmadığı araştırılmalı, bu ilkelere göre arsa niteliğinde olduğunun belirlenmesi halinde, uzman bilirkişiler huzuruyla keşif yapılıp emsal incelemesi ve karşılaştırması yöntemiyle arazi niteliğinde olduğunun belirlenmesi halinde ise tarımsal gelir metoduna göre davacının satın aldığı payın dava tarihindeki gerçek değeri tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden ve Tapu Kadastro Bölge Müdürlüğü hakkında açılan davanın pasif taraf sıfatı yokluğu yönünden usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin 18.12.2020 tarihli ve 2019/88 Esas, 2020/494 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulü ile belirlenen tazminatın davalılar ... ve Maliye Hazinesinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin 18.12.2020 tarihli ve 2019/88 Esas, 2020/494 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı ... davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın imar durumuna ilişkin Belediye Başkanlığı yazı cevabı ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgu sisteminden yapılan inceleme ile taşınmazın bilirkişi kurulu raporunda yazılı özellikleri dikkate alındığında, arsa niteliğinde olduğu anlaşılmış olup; taşınmaza arazi niteliği ile değer biçen hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporu geçersiz bulunmuş olup yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi hatalı olduğundan ve dava konusu taşınmazın tapu kaydında ... lehine irtifak şerhi bulunduğundan, tapuda şerh edilmiş olan eski irtifak hakkı nedeniyle oluşacak değer düşüklüğü konusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığından ve davalı idare yararına reddedilen miktar üzerinden nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin 22.05.2024 tarihli ve 2022/438 Esas, 2024/90 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile belirlenen bedelin davalı ... ile Maliye Hazinesinden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı Hazine vekili ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin düşük olduğunu, faiz başlangıç tarihinin hatalı belirlendiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin yüksek olduğunu, dava şartlarının oluşmadığını ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

3.Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ila 439 uncu maddeleri

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre; Antalya ili, ..., ...Mahallesinde bulunan 2268 parsel sayılı taşınmazın 64/480 hissesi... adına kayıtlı iken, davalı ... tarafından babası... adına düzenlenen sahte vekâletname ile davacıya satıldığı, bu durumu öğrenen... tarafından davacı aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davası nedeniyle Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/286 Esas, 2012/551 Karar sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda, davacı adına olan tapu kaydının iptali ile gerçek malik adına tapuya tesciline karar verildiği, bu kararın 03.10.2013 tarihinde kesinleştiği, eldeki asıl davanın 11.02.2013 tarihinde, birleştirilen davanın 12.02.2013 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve dava konusu taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmış olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekili ile davalı Hazine vekili ve davalı ...'ün yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

11.02.2025 tarihine oy birliğiyle karar verildi.