Logo

5. Hukuk Dairesi2024/8802 E. 2025/3795 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İmar planı değişikliği nedeniyle kamulaştırmasız el atıldığını iddia eden taşınmaz maliki, el atma bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza fiili el atılmamış olsa da imar planı değişikliği ile malikin mülkiyet hakkına müdahale edildiği ve bu durumun kamulaştırmasız el atma oluşturduğu gözetilerek, taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2164 Esas, 2024/1423 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/485 Esas, 2023/417 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Ankara ili, ..., ... Mahallesi 45940 ada 1 parsel sayılı taşınmaza imar planında piknik, dinlenme, eğlence (rekreasyon) ve spor alanı olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmaza fiilen el atılmadığını, davada idari yargının görevli olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, mülkiyet kısıtlamasının varlığından söz edilemeyeceğini, davacının herhangi bir uzlaşma başvurusunda bulunmadığını, davacının parselasyon işlemine karşı dava açmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili idareye husumet yöneltilemeyeceğini, sorumlu idarenin Gençlik ve Spor Bakanlığı olduğunu, taşınmazın diğer paydaşlarınca açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasının kabulüne ilişkin davada Ankara Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 2020/1139 Esas sayılı dosyasında istinaf başvurusunun kabulü ile dava konusu taşınmazın spor alanı fonksiyonunun Gençlik ve Spor Bakanlığının kamusal kullanımında bulunduğuna karar verildiğini, parselin söz konusu kullanım koşulları bağlamında kamulaştırılmasındaki sorumluluğun Gençlik ve Spor Bakanlığına ait olduğunun kabulü gerektiğini, belediyenin uyuşmazlık konusu taşınmazı kamulaştırdığından bahisle tazminat ödeme sorumluluğu bulunmadığından plan hükümlerine göre parsel maliklerince lokanta, gazino, çay bahçesi, otopark, büfe gibi amaçlarla kullanılabilmesinin Gençlik ve Spor Bakanlığından muvafakat alınması koşuluna bağlı olduğu, bu hâliyle planda piknik, dinlenme, rekreasyon kullanımları için belediyelerin dahil olduğu bir mülkiyet hakkı kısıtlamasından söz etmeye olanak bulunmadığını, kamulaştırma işlemini yapacak olan ihtiyaç duyulması hâlinde kamulaştırma yapacak olan ilgili ve yetkili kuruluşlar olup davanın husumetten reddi gerektiğini, kamu hizmet alanlarının Büyükşehir Belediyesinin yetkisinde olduğunu, dava konusu taşınmazdaki hisseyi 18.03.2020 tarihinde satın alan davacının tazminat isteminin kötü niyetli olduğunu, idareler tarafından 3194 sayılı İmar Kanunu'ndan doğan yükümlülüğün yerine getirilmesinin tazminat davasına konu olamayacağını belirterek davacının haksız tazminat sisteminin reddine karar verilmesini, bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini, hükmedilen bedelin tamamına dava tarihinden faizi işletilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın 1995 tarihinde onaylı 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kullanımı “spor alanı” iken Etimesgut Belediye Meclisinin 09.11.2012 tarihli kararı ile uygun görülen ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının 09.01.2013 tarihli ve 27 sayılı kararıyla tadilen onaylanan imar planında "piknik, dinlenme, eğlence (rekreasyon) ve spor alanı" olarak ayrıldığı, plan gereğince minimum ifraz koşulunun 2.500 m² olarak belirlendiği, davacının müstakil imar hakkının bulunmadığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğünün 26.12.2011 tarihli ve 10528 sayılı yazısı ve Ankara Valiliği Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğünün 04.01.2012 tarihli ve 181 sayılı yazılarıyla ''dava konusu taşınmaz üzerine tesis yapılmak suretiyle herhangi bir kamulaştırma yapılmasının planlanmadığı, bu nedenle plan değişikliği yapılarak bu alanın spor alanı dışına çıkarılması'' yönündeki talepleri de dikkate alındığında kamulaştırma yetki ve sorumluluğunun davalı İlçe Belediyesinde olduğu açık olup yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre taşınmaz üzerinde herhangi bir yapı ve tesisin bulunmadığının bildirildiği, bu yönüyle fiilen el atma olgusunun gerçekleşmediği anlaşılmış ise de uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği, bu hâliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) Ek-1 maddesi uyarınca taşınmazın aynına ilişkin bu davaya bakmanın adli yargının görevi dahilinde olduğunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak, dava konusu taşınmaz ile emsallerin vergi değerleri de kıyaslanarak, dava konusu taşınmazın yakınında bulunan taşınmazların paydaşları tarafından açılan davalarda saptanan değerlerin Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin kararları ile kesinleşmesine ilişkin bedeller de irdelenmek suretiyle, taşınmazın dava tarihi itibarıyla değerinin tespit edilerek davalı idareden tahsiline, dava konusu taşınmazdaki davacı payının iptali ile davalı idare adına tesciline dair kararda, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu edilen taşınmaza yönelik müvekkili belediye tarafından gerçekleştirilen fiili bir el atma bulunmadığını, dava konusu taşınmazın plan değişikliği ile kamu ortaklık payı parsellerinde kamuya tahsis kaldırılarak özel mülkiyette plan amacına uygun kullanım getirildiği ve mülk sahiplerinin mağdur edilmemesi amacıyla söz konusu parselin kullanım kararının piknik, dinlenme, eğlence (rekreasyon) ve spor alanı kullanımına dönüştüğü, söz konusu plan değişikliğinde Gençlik ve Spor Bakanlığı veya Gençlik Hizmetleri ve Spor İl müdürlüğünden muvafakat alınmak kaydıyla eğlenme dinlenme piknik ihtiyaçlarının karşılanabileceği lokanta, gazino, kahvehane, çay bahçesi, büfe, otopark gibi kullanımlar ile futbol, basketbol, voleybol, tenis, yüzme, atletizm, buz pateni, mini golf, araba yarışı gibi her türlü sportif faaliyetin yer alabileceği bu alanların kullanım amacına uygun olarak parsel sahiplerince kullanabileceği şeklinde plan notu getirildiği, plan notlarına göre Gençlik ve Spor Bakanlığı sorumlu tutulmalı iken müvekkili belediyenin sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nda Büyükşehir Belediyesinin görev ve sorumluluklarına ilişkin 7/m maddesinde büyükşehirin bütününe hizmet eden sosyal donatılar, bölge parkları, hayvanat bahçeleri ve benzeri işleri yapmak yaptırmak işletmek veya işlettirmek hükmü yer almakta olup imar planında piknik, dinlenme, eğlence (rekreasyon) ve spor alanı olarak ayrılan dava konusu taşınmaza özel kullanım kararı getiren Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı olduğundan kamulaştırılmasından da Büyükşehir Belediyesinin sorumlu olduğunu, plan bütünlüğü gözetildiğinde şehrin bütününe hizmet eden donatı alanı özelliği taşıdığının da ortada olduğu gözetilerek davanın husumetten reddi gerektiğini, dava konusu taşınmaz 20 metre genişliğindeki iki ayrı caddeye cepheli olup bu alanların kamulaştırılmasından da yine Ankara Büyükşehir Belediyesinin sorumlu olduğunu, dava konusu taşınmazın diğer paydaşları tarafından müvekkili belediye aleyhine açılan Ankara 17. İdare Mahkemesinin 2019/25 Esas, 2019/2478 Karar sayılı dosyasında dava konusu taşınmaz için Gençlik ve Spor Bakanlığının hasım olması gerektiğinin belirtildiğini, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, değerlendirmeye alınan emsallerin uygun olmadığını, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın karşılaştırılmasının kanuna uygun olmadığını, ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre; usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.