Logo

5. Hukuk Dairesi2024/8807 E. 2024/9637 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili ile yargılama giderlerinin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı idarenin fiili el atmasının tespit edilmiş olması, taşınmaz bedelinin emsal değerlendirmesiyle tespitinin uygun olması ve 4/11/1983 tarihinden sonraki fiili el atmalarda mahkeme harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının harç miktarı düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/3427 Esas, 2024/1300 Karar

DAVA TARİHİ : 27.09.2022

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/538 Esas, 2023/546 Karar

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Ankara ili, ..., Aşağıyurtçu Mahallesi 62548 ada 4 parsel sayılı taşınmaza imar planında Belediye Hizmet Alanı olarak ayrılmak suretiyle el atıldığını, taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bulunduğu alanın müvekkili idarenin Belediye Meclisinde alınan 16.02.2007 tarihli kararla Temakent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı olarak ilan edildiğini, 11.10.2019 tarihli karar ile bu proje alanındaki imar uygulamalarının Etimesgut Belediyesince yürütülmesine ilişkin yetki devri gerçekleştirildiğini, imar planında belediye hizmet alanı kullanımına ayrıldığını, kamulaştırma sorumluluğunun ilçe belediyesinde olduğunu, müvekkili idarenin yetki ve sorumluluğuna girmediğini, taşınmazın alanının da büyükşehirin bütününe hitap edecek büyüklükte olmadığını, bu nedenle müvekkili idare yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaza müvekkili idare tarafından fiilen el atılmadığını, bu nedenle davada idare mahkemeleri görevli olduğundan görev yönünden davanın reddine karar verilmesini, davacının payı üzerinde yer alan ihtiyati tedbir şerhinin dikkate alınması gerektiğini ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bulunduğu alanın müvekkili idarenin Belediye Meclisinde alınan 16.02.20007 tarihli kararla Temakent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı olarak ilan edildiğini, 11.10.2019 tarihli karar ile bu proje alanındaki imar uygulamalarının Etimesgut Belediyesince yürütülmesine ilişkin yetki devri gerçekleştirildiğini, imar planında belediye hizmet alanı kullanımına ayrıldığını, kamulaştırma sorumluluğunun ilçe belediyesinde olduğunu, müvekkili idarenin yetki ve sorumluluğuna girmediğini, taşınmazın alanının da büyükşehirin bütününe hitap edecek büyüklükte olmadığını, bu nedenle müvekkili idare yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaza müvekkili idare tarafından fiilen el atılmadığını, davacının payı üzerinde yer alan ihtiyati tedbir şerhinin dikkate alınması gerektiğini, dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 13.08.2010 tarihli ve 2504 sayılı kararı ile onanan Temakent Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanına ilişkin 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı kapsamında "Belediye Hizmet Alanı" olarak ayrıldığı, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi rapora göre imar yollarının henüz açılmadığı, dava konusu taşınmazın etrafında kısmen yapılaşmanın başladığı, üzerinde yapı ve tesis bulunmadığı, boş arsa konumunda olup fiilen el atmanın bulunmadığı anlaşılmış ise de; uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerektiği, bu itibarla taşınmazın aynına ilişkin bu davaya bakmak adli yargının görevi dahilinde olduğundan, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespit edilip Temakent Kentsel Dönüşüm Gelişim Proje Alanı kapsamında kalması nedeniyle sorumluluğun Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığında olduğunun kabulü ile bu idareden tahsiline, taşınmazdaki davacı payının iptali ile bu idare adına tapuya tesciline, 26.11.2022 tarihli ve 32025 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek Madde 4 ün son fıkrası uyarınca maktu harç tahsiline, Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı 04.11.1983 tarihinden sonraki döneme ilişkin el atmalarda nispi vekâlet ücretine hükmedilmesine dair kararı ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesinin birinci bendine göre hükmedilen bedel üzerinden nispi vekâlet ücreti takdirine dair kararda, taşınmazın paydaşları tarafından açılan davalarda sorumluluğun davalı idareye ait olduğunun kabulü ile kurulan hükümlerin yargı denetiminden geçerek kesinleştiği, taşınmazın paydaşları tarafından açılan davada aynı emsal değerlendirilmek suretiyle Şubat 2021 değerlendirme tarihi itibarıyla tespit edilen 620 TL/m² birim bedelin davalı idare istinafı üzerine Dairenin 2021/1945 Esas sayılı kararı ile uygun bulunduğu ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2022/16569 Esas, 2023/3816 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği, yine Kasım 2022 değerlendirme tarihi itibarıyla tespit edilen 2.100 TL/m² birim bedelin Dairenin 2023/3172 Esas sayılı kararı ile uygun bulunduğu da dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: "... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi."

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile "... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına... " karar verilmiştir.

4.2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki Ankara ili, ..., Aşağıyurtçu Mahallesi 62548 ada 4 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

3. Buna karşın, davalı idarenin Dairemizin 2022/16569 Esas, 2023/3816 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşen dosya ile taşınmaza paydaş olduğu gözetilerek eldeki davada fiili el atmanın gerçekleştiği kabul edilmelidir. 7421 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrası; “Bu Kanun kapsamında açılan davalarda verilen bedel ve tazminat kararlarına ilişkin mahkeme ve icra harçları, davalı idare tarafından ödenmek üzere maktu olarak belirlenir.” şeklinde düzenlenmiştir. 2942 sayılı Kanun'un 6487 sayılı Kanun'la değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkraları; "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle ve Anayasa'nın 2 nci ve 35 inci maddelerine aykırı bulunarak 13.03.2015 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli ve 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararıyla iptal edilmiştir. 2942 sayılı Kanun'da 04.11.1983 tarihinden sonraki fiili el atmalara ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle kaynağını Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar ile 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararlarından alan 04.11.1983 tarihinden sonra fiilen el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiğinden 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 4'ün üçüncü fıkrasının uygulanma imkânı bulunmadığından nispi harca hükmedilmesi gerekirken maktu harca hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin birinci paragrafında yer alan "maktu 269,85 TL" ibaresi ile "9,25" sayısının hükümden çıkartılmasına, yerlerine sırasıyla "nispi 87.026,94 TL" ibaresi ile "86.766,34" sayısının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA ,Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.