Logo

6. Hukuk Dairesi2022/2887 E. 2023/2645 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren tarafından çalıştırılan işçilerin işçilik alacaklarını ödeyen asıl işverenin, alt işverene rücu davası açması üzerine, faiz başlangıç tarihi ve vekalet ücretine hükmedilmesi hususlarında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uygun olarak, bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurması ve delillerin takdirinde isabetsizlik bulunmaması gözetilerek, davacının faiz başlangıcı ve vekalet ücreti konusundaki temyiz itirazları reddedilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/11 E., 2022/228 K.-Birl.Dava 2021/186 E.

HÜKÜM/KARAR : Asıl dava kısmen kabul, Birleşen dava kabul

Taraflar arasında görülen rücuen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme kapsamında davalı tarafından çalıştırılan dava dışı işçilerin müvekkili aleyhine açtığı işçilik alacakları ile ilgili davanın işçiler lehine sonuçlandığını ve bu kapsamda müvekkili tarafından dava dışı işçilere icra takibi sonucunda ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemeden sözleşme hükümlerine göre davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek müvekkili tarafından ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Bozma sonrası açılan birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı işçilere yapmış olduğu asıl dava konusu ödemeden işçileri hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalıştıran davalı alt işverenin de sorumlu olduğunu ileri sürerek davalının işçileri çalıştırdığı dönemle sınırlı olmak üzere kendi dönemine isabet eden bedelin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Asıl davada davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı işçilerin diğer alt işverenler nezdinde çalıştığı dönemlerden müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, işçilik alacaklarının tümünün müvekkil şirketten talep edilemeyeceğini, müvekkil şirketin alt işverenlik yaptığı dönemden de işçilerin herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Birleşen davada davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 01.03.2016 tarihli 2014/790 E., 2016/281 K. sayılı kararı ile; davacı tarafından dava dışı üçüncü kişilere yapılan ödemenin tamamından davalı şirketin sorumluğunun bulunduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 11.02.2020 tarihli, 2019/736 E., 2020/866 K. sayılı ilamı ile; işçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yüklenicilerin işverene karşı sorumlu oldukları, ihbar tazminatından son işverenin sorumlu olduğu, işveren tarafından bu ödemelerin fer'i mahiyetinde yapılan ödemelerin de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebileceği, mahkemece bu ilkeler çerçevesinde bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay bozma ilâmı doğrultusunda dosyaya sunulan bilirkişi raporu hükme esas alınarak dava dışı işçilerin asıl ve birleşen davada davalılar nezdinde çalıştığı dönemlerle sınırlı olmak üzere davacı asıl işverene karşı kıdem tazminatı yönünden sorumluluklarının bulunduğu, asıl davada davalı şirketin son yüklenici olarak ihbar tazminatının tamamından sorumlu olduğu, işçilik alacaklarına ilişkin açılan davalar davalılara ihbar edilmediğinden hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletildiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabuüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl ve birleşen dava yönünden faiz başlangıç tarihinin ödeme tarihi olması gerektiğini, asıl davada müvekkil aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasına/düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi uyarınca dava dışı işçilere ödenen işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427 ncı ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 ncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 427 nci maddesi ile 439 ncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,11.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.