Logo

6. Hukuk Dairesi2022/2898 E. 2023/3281 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eser sözleşmesinin iş sahibi tarafından feshedilmesi üzerine, yüklenicinin hak edişinin, iş sahibinin sözleşmedeki cezai şart hükmüne dayanarak mahsup edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Sözleşmede fesih halinde dahi cezai şartın talep edilebileceğine dair hüküm bulunması ve davalı iş sahibinin cezai şart alacağının davacı yüklenicinin hak ediş tutarına denk olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/910 E., 2022/616 K.

DAVA TARİHİ : 30.03.2017

HÜKÜM/KARAR : Esasdan Red

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2017/312 E., 2018/1392 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esasdan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında davalıya ait taşınmazda dış cephe alüminyum imalatlar ve cam işlerinin yapılması için sözleşme imzalandığını, bir kısım işlerin davalı yüzünden eksik kaldığını, müvekkilinin son hak ediş faturasının ödenmediğini, davalı tarafın 13/01/2017 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini ve sözleşmenin 48. maddesinin C ve D bentlerinde öngörülen ceza-i şartlar nedeniyle alacaklı olduğunu, müvekkilinin hak ediş bedelinin ceza-i şarta mahsup edilerek ödenmeyeceğini belirttiğini, müvekkili hak ediş alacağının ceza-i şarttan mahsup edilemeyeceğini belirterek alacaklarının 21.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işin süresinde tamamlanmadığını, bu nedenle sözleşmeye aykırılık nedeniyle sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak sözleşme hükmü gereğince ceza-i şart alacakları nedeniyle borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasındaki sözleşme ile belirlenen sürede işin tamamlanmadığı, tamamlanmayan işler oranının %29 olduğu, davalının sözleşme gereğince ceza-i şartı hak ettiği, gönderdiği ihtarname ile cezai şartı talep ettiği bu nedenle ceza-i şartın muaccel hale geldiği, davalının ceza-i şarttan davacı alacağını mahsup edebileceği bu nedenle borcu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davalı tarafın kendi kusuru ile sebep olduğu neticeye dayanarak müvekkilinin alacağını ödememesi ve ceza-i şarttan mahsup etmesinin haksız olduğunu, gecikmelerin ve eksikliklerin sebebinin müvekkili şirket kaynaklı olduğunun kabulü halinde dahi, davalının müvekkilinin hak edişlerini kesmesinin hukuken mümkün olmadığını, davalı tarafın çektiği 13.01.2017 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, sözleşmeyi fesheden tarafın ceza-i şarta hak kazanamayacağını, sözleşmeye konulan aksi yöndeki ibarenin de bu durumu değiştiremeyeceğini, sözleşmeyi fesheden tarafın sözleşme ortadan kalktığından sözleşmeye dayanarak zarar talep edemeyeceğini, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan müspet zararın fesih halinde istenemeyeceğini, akdin süresinde ifa edilmemesi ya da eksik ifa edilmesi nedeni ile kararlaştırılan cezanın da ifaya ekli müspet zarar olup fesih halinde istenemeyeceğini, söz konusu olan 66.877,85 Euro luk alacağın istenemeyecek ceza-i şarttan mahsup edilmesinin de mümkün olmadığını, davalı tarafın ceza-i şarta hak kazanmadığı açık olmakla birlikte aksi ihtimalin kabulü halinde talep ettiği ceza-i şartın fahiş olduğunu, her ne kadar bilirkişi aksi yönde bir rapor ibraz etmiş ve mahkemece de buna dayalı olarak karar verilmiş olsa da; talep edilen ceza-i şart miktarının hukuka ve ahlaka aykırı olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin bedelinin toplam 930.000,00 Euro olup, istenen ceza-i şartın ise 1.259.862,32 Euro olduğunu, ceza-i şart bedelinin sözleşme bedelinden %30 oranında fazla olmasının kabul edilemeyeceğini, talep ettiği miktarın müvekkilin ticari hayatına son verecek derecede fahiş olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, sözleşmenin davalı iş sahibince geçmişe etkili feshedildiği, tarafların verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebileceği, kural olarak böyle durumlarda işin mahkemece sebepsiz zenginleşmeye göre tasfiyesi gerektiği, her ne kadar sözleşme davalı iş sahibi tarafından geçmişe etkili olarak feshedilmiş ve bu nedenle sözleşme kapsamındaki ifaya ekli ceza koşulu kural olarak istenemez ise de sözleşmenin 48. maddesinin son paragrafında sözleşmenin feshi halinde dahi belirlenen cezaların istenebileceğinin öngörülmüş olması karşısında fesih halinde de ceza koşulunu talep edebileceği, sözleşme gereğince iş sahibinin talep edebileceği toplam ceza-i şart bedeli belirlenmiş olup ve hak edişlerde de ihtilaf bulunmadığından, davacı alacağının ceza-i şarttan mahsubu ile davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin feshedilmesinden kaynaklı ceza-i şartın davalı tarafından davacının alacağından düşülüp düşülemeyeceği, sözleşmede belirlenen cezaların hukuki niteliği, davacının davalıya ceza-i şart borcunun bulunup bulunmadığı hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Taraflar arasında 19/11/2015 tarihli Abdi İbrahim Biyoteknoloji Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. dış cephe alüminyum imalatları ve cam işleri sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.

Dava konusu iş yeri 23/11/2015 tarihli iş yeri teslim tutanağı ile yükleniciye teslim edilmiş, buna göre işin bitim tarihinin en geç 21/04/2016 olduğu anlaşılmaktadır. Davalı müracaatı üzerine Büyükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/9 D.iş sayılı dosyasından delil tespiti yapılmış, sözleşme konusu işlerin tamamlanma oranının mahallinde yapılan keşif sonucu 19/01/2017 keşif tarihi itibarıyla tamamlanmayan işler oranının %29 olduğu belirlenmiştir.

Sözleşmenin davalı iş sahibince Beyoğlu 13. Noterliğinin 13.01.2017 tarih ve 01337 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle feshedildiği sabit olup bu nedenle davalı iş sahibi tarafından sözleşme kapsamındaki ifaya ekli ceza kural olarak istenemez ise de sözleşmede bunun aksi kararlaştırılabilir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 48/g maddesinde fesih halinde dahi ceza-i şartın talep edilebileceği hususunu hüküm altına almışlardır. Davacı tarafından talep edilen son hak ediş bedeli kadar davalının ceza-i şart alacağı olduğu, daha fazla ceza-i şart istemi ile ilgili olarak dava açılması halinde bu hususun o dava dosyasında belirleneceğinin tabi bulunmasına göre davacı alacağının ceza-i şarttan mahsubu ile davanın reddine karar verilmesi yerinde olup, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.