"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1646 E., 2021/1315 K.
DAVA TARİHİ : 14.12.2013
HÜKÜM/KARAR : Kararın kaldırılması ve yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2013/62 E., 2019/389 K.
Taraflar arasında açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırılması ve yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı müflis davacı şirket adına İflas İdare Memurluğu vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; davalı şirketin 01/09/2010 tarihi öncesinde bir kamu iktisadi teşebbüsü olup, 01/09/2010 tarihi itibari ile özelleştirilmesi tamamlanarak Limak Holding, Cengiz Holding ve Kolin İnşaat Ortaklığı bünyesinde hizmetlerine başlanıldığını, müvekkilinin davalı şirket tarafından 21/12/2009 tarihinde yapılan 2009/154504 ihale kayıt nolu "Bursa İli, Osmangazi İlçesi, Arıza Onarım ve Bakım" ihalesine katıldığını, verilen teklifin davalı tarafından uygun bulunarak taraflar arasında 24/02/2010 tarihli sözleşme imzalandığını, ihalenin yapıldığı tarih olan 21/12/2009 tarihi ve sözleşmenin imzalanması tarihi olan 24/02/2010 tarihi itibariyle UEDAŞ'ın kamu kuruluşu olduğunu, sözleşmenin adının Elektrik Dağıtım Şebekelerinin Arıza Onarım ve Bakım İşleri için Teklif Birim Fiyatlı Hizmet Alımı Sözleşmesi olup, bedelinin 3.847.488,00.-TL olduğunu, sözleşmenin ifa yerinin Bursa İli, Osmangazi İlçesi, sözleşmenin süresinin işe fiili başlama tarihinden itibaren 24 ay olduğunu, davalı tarafından özelleştirme nedeniyle sözleşmenin tasfiyesinin yapılmayıp, asıl sözleşmenin ifasına devam edildiğini, neticede ek sözleşmeler imzalanarak özelleştirme sonrası makul süre içerisinde sözleşmenin feshedilmeyerek asıl sözleşmenin devam ettirilmesi, özelleştirme sonrası 12 ay süreyle hak ediş ödemesi yapılması karşısında müvekkilinin de işin devamı ve haklı bir ... inancı oluşturulduğunu, UEDAŞ'ın kendi bünyesinde istihkak raporu hakkında düzenlenen 14/09/2011 tarih ve 712-1079 sayılı olur incelendiğinde ana iş tutarının 3.847.488,00.-TL, ek işlerle birlikte toplam tutarının 4.300.428,00.-TL olup, müvekkili tarafından tamamlanan toplam işin 3.162.632,49.-TL’sı ve neticede yapılan işin yüzdesinin %82,20 olduğunun görüldüğünü, davalı tarafından sözleşmenin tasfiyesi/feshi hakkının kullanımının haksız olduğunu, hakkın kötüye kullanılması şeklinde tecelli ettiğinin açıkça anlaşıldığını, UEDAŞ'ın kendi bünyesinde istihkak raporu incelendiğinde ana iş tutarının 2.716.992,00.-TL, ek işlerle birlikte toplam 2.948.879,00.-TL yapılan toplam işin 2.043.144,28 TL olup neticede yapılan işin yüzdesinin %69.285 olduğunun görüldüğünü, tüm hak ediş raporları incelendiğinde müvekkilinin sözleşmeler kapsamında verilen tüm işlerini eksiksiz ve kusursuz bir şekilde ve hiçbir cezai indirimle karşılaşmadan bitirdiğinin anlaşılacağını, davalı tarafından kötüye kullanılan tasfiye/fesih hakkı karşısında tazminat taleplerinin haklı olduğunu, bu sebeple fesih tasfiye hakkının kötüye kullanılması neticesinde müvekkilinin mahrum kaldığı karların ve uğradığı zararların tazmini için işbu davayı ikame ettiklerini belirterek davalı şirketten 25.000,00.-TL (KDV dahil) tahsiline, bu meblağa sözleşmelerin feshi tarihinden itibaren ticari faiz oranının uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, sözleşmelerin 30/3.maddede yer alan fesih hakkına dayanılarak feshedildiğini, dava tarihi itibari ile sözleşmelerin geçerlilik niteliğini yitirdiğini, ek işlerle toplamda 10 aylık bir süre çalışma yapıldığını, işbu ek sözleşmelerin davacı ile müvekkili arasında özel hukuk sözleşmesi hükümlerine uygun surette akdedildiğini, akdedilen bu sözleşmelerin karşılıklı olarak yerine getirilerek son bulduğunu, işbu ek sözleşmelerin ihale ile verilen işlere ilişkin sözleşmelerin eki olmadığını, ek sözleşmelerin diğer sözleşmelerde yer alan 30.maddesini ılga etmediğini, zararını ispata yarar bir belge sunulmadığını, taleplerin afaki iddialara dayandığını, davacının hem menfi hem de müsbet zararını talep ettiğini, hüküm ifade eden bir sözleşmenin varlığı halinde menfi zararın varlığından bahsedilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sözleşmelerin feshedilmesinin TMK'nın 2.maddesi uyarınca dürüstlük kuralına aykırı olduğu, özelleştirme tarihinden 1 yıl sonra sözleşmenin feshedilmesi aynı zamanda düzenlenen ek sözleşmeler ile sözleşmenin devam edileceğine yönelik haklı güveni oluşturmasından sonra sözleşmenin 30/3 maddesi gereğince fesih işlemi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğundan davalı iş sahibinin sözleşmelerin feshinde haksız ve kusurlu olması nedeniyle davacının kâr kaybı istemekte haklı olduğu, sözleşme ve karar pulu ile KİT payı ödemelerinin sigorta poliçesinden doğan giderler olduğu ve beklenen karın elde edilmesi için karşılandığı, kar payları içerisinde kaldığından ayrıca talep edilemeyeceği kannatiyle davanın kısmen kabulü ile 20.000,00.-TL’sı mahrum kalınan kar alacağının dava tarihi olan 12/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin 02/07/2015 tarihli celsenin 2 nolu ara kararında özelleştirme tarihi olan 01/09/2010 tarihi ile sözleşmenin haksız feshedildiğini, 31/08/2011 tarihlerini kapsar ticari defterlerinin ibraz edilerek inceleme yapılmasına karar verildiğini, davalı tarafça bu belgelerin ibraz edilmediğini, HMK nın 220. maddesi uyarınca davacı tarafından sunulmayan belgelerin içerikleri hususunda müvekkil şirketin beyanları kapsamında talep edilen alacak kalemleri yönünden ek rapor aldırıldığını, mahrum kalınan kara ilişkin olarak dilekçe eklerinde sundukları bordrolarda ve ödenen vergilerde belirtilen ilgili miktarların toplamı üzerinden sözleşmenin feshedildiği tarihten gerçekte feshedilmeseydi sözleşmenin biteceği tarihe kadar o dönem için geçerli olan yasal zam artış oranları uygulanarak varsayımsal bulunacak maliyet toplamı içeride kalan hak ediş alacaklarının toplamından çıkartıldığı takdirde zarar miktarının belli olacağını bu şekilde davalı tarafın kasti engellemelerinin aşılabilmesi için sundukları alternatif çözümün bilirkişi ve mahkemece dikkate alınmadığını belirterek reddedilen kısım yönünden kararın kaldırılması talebiyle istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taleplerin dayandırıldığı sözleşmelerin müvekkili şirket tarafından sözleşmelerde yer alan hüküm doğrultusunda haklı nedenle feshedildiğini, davacı taraf ile müvekkili şirket arasında süregelen ticari ilişkinin özelleştirme süreci öncesinde akdedilen sözleşmeler uyarınca bir müddet daha devam ettirildiğini, müvekkili şirketin özelleştirilmesi neticesinde gerçekleştirdiği denetim ve incelemeler sonrasında sözleşmelerin 30. maddenin 3. fıkrası uyarınca haklı nedenle feshedildiğini, elektrik hizmetinin süreklilik arz etmesi gereken bir kamu hizmeti olduğunu, müvekkili şirketin bu ilke doğrultusunda akdedilmiş olan sözleşmeleri özelleştirme sürecini takiben derhal fesih yoluna gitmediğini, davacı şirketin basiretli tacir olarak akdettiği sözleşme hükümleriyle bağlı olduğunu beyanla yerel mahkeme kararının davalı aleyhine olan kısımlarının kaldırılması talebiyle istinaf isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflarca akdedilen sözleşmelerin 30.3 maddesinde " "Bağlı şirketlerin özelleştirilmesi neticesinde dağıtım şirketlerinin yeni sahiplerinin sözleşmeyi devam ettirmemeleri halinde işin yapılan kısmı henüz %70 seviyesine ulaşmamış olsa bile yükleniciye bundan dolayı söz konusu kar mahrumiyeti dahil olmak üzere herhangi bir ödemede bulunulmaz. Yüklenici bu sebeple kamudan, görevlilerden ve yetkililerden herhangi bir hak ve zarar tazmini talebinde bulunamaz" hükmüne yer verildiği, buna göre sözleşmeler ile özelleştirme işlemi sonrasında dağıtım şirketine sözleşmeleri tek taraflı fesih yetkisi verildiğinin kabulünün gerektiği, davalı şirket sözleşmeleri sözleşmelerde yer alan tek taraflı fesih hakkına dayalı olarak feshettiğinden ve sözleşme hükmü her iki taraf için de bağlayıcı olduğundan ve davacı taraf sözleşmeler ile davalı şirketin özelleştirilmesi ve şirketin yeni sahiplerinin sözleşmeyi devam ettirmemeleri halinde herhangi bir hak ve zarar tazmini talebinde bulunamayacağını açıkça kabul ettiğinden davalı tarafça sözleşmelerin feshedilmesi haksız fesih olarak değerlendirilemeyeceği, mahkemece bu husus gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı kanaatiyle davalı vekilinin istinaf nedenlerinin kabulü, davacı vekilinin istinaf başvurusu nedenlerinin reddi ile kararın kaldırılmasına ve davanın reddine ilişkin yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde müflis davacı şirket adına İflas İdare Memurluğu vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Müflis davacı şirket adına İflas İdare Memurluğu vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı şirket hakkında Ankara 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.03.2016 tarih 2013-255 esas, 2016-350 karar sayılı ilamı ile iflas kararı verildiğini, iflas tasfiye işlemlerinin Ankara İflas Müdürlüğünün 2016-16 sayılı dosyası ile yürütüldüğünü, iflas idare memurlarına sadece BAM kararının tebliğ edildiğini, yerel mahkemece davanın esasına ilişkin hüküm kurulmadan önce davacı şirketin iflas ettiğini ve iflas idaresinin dosyaya davacı sıfatıyla dahil edilmediğini, bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesi de iflas idaresine tebliğ edilmeden hüküm kurulmasının savunma hakkını etkilediğini, ayrıca davacı şirketin akdin feshi nedeniyle kar kaybına uğradığı açık olmakla davanın reddinin hatalı olduğu sebepleriyle ve resen dikkate alınacak nedenlerle BAM kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasıdır.
2. İlgili Hukuk
İİK’nın 266. maddesi.
3. Değerlendirme
Eldeki dava, alacak davası olup dava tarihi 14.12.2013, karar tarihi ise 07.03.2019’dur. Dosya kapsamında yapılan incelemede, davacı FİBER ELEKTRİK İNŞ. NAK. SAN. VE LTD. ŞTİ. hakkında Ankara Asliye 17. Ticaret Mahkemesince 21/03/2016 T., E. 2013/255, K. 2016/350 sayılı kararı ile iflas kararı verildiği anlaşılmaktadır. Eldeki davada verilen kararın henüz kesinleşmediği bir aşamada şirketin iflasına karar verilmiş olup, bu durum eldeki davada taraf ehliyeti sorununun değerlendirilmesini zorunlu hale getirmektedir.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular nazara alındığında iflas eden şirketin, bütün hak ve borçlarının Kanun gereği olarak iflas masasına intikal ettiği açık olup, müflisin hak ve borçları üzerinde tasarruf ehliyeti ortadan kalkacağından, husumetin iflas idaresine yönetilmesi gerekmektedir. Belirtilen sebeple mahkemece öncelikle iflas kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalı, kesinleşmiş bir iflas kararı varsa ilgili iflas idaresi davaya dahil edilmeli, taraf teşkili sağlandıktan sonra İİK 194. madde hükmü de nazara alınarak davanın esası hakkında hüküm kurulmalıdır. Temyiz edilen kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.