Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3062 E. 2023/4387 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin eksik ödendiği iddiasıyla açılan alacak davasında, yerel mahkemenin Yargıtay’ın önceki bozma kararlarında kesinleşen hususlara aykırı şekilde hüküm kurması uyuşmazlığa konu olmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının bakiye iş bedeli ve komisyon raporu ile yapılan kesintinin iadesi talepleri yönünden Yargıtay’ın önceki bozma kararına uyularak verilen kararlar kesinleşmiş olup, mahkemece bu talepler bakımından yeniden hüküm kurulması usulî kazanılmış hak ilkesine aykırı olduğu ve fazla imalat bedelinin hakediş bedeli içinde değerlendirilmeyip ayrıca hüküm altına alınması gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/114 E., 2022/25 K.

DAVA TARİHİ : 08.01.2013

HÜKÜM/KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında düzenlenen 30.10.2008 tarihli sözleşme kapsamında işin tamamlandığı ve geçici kabul yapıldığı halde bakiye iş bedeli ve ilâve iş bedelinin ödenmediğini, yapılan ödemeden de haksız şekilde kesinti yapıldığını ileri sürerek, 81.435,00 TL+KDV bakiye iş bedeli, 18.511,00 TL+KDV sözleşme kapsamında yapılan fazla imalat bedeli, 38.933,00 TL+KDV sözleşme kapsamında yer almayıp yaptırılan ilave iş bedeli ve 12.12.2009 tarihli komisyon raporu ile kesinti yapılan 69.000,00 TL‘den ibaret toplam 207.880,00 TL alacağın 30.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; alacağın zamanaşımına uğradığını, sözleşme konusu işin eksik vaziyette bırakıldığını, tamamlanan iş bedelinin ödendiğini, kesinti bedeline davacının muvafakat ettiğini, davacının başka bir alacağının kalmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 03.09.2015 tarihli ve 2013/11 Esas, 2015/216 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında Mucur Yeraltı Şehri 'nin çevre düzenlenmesi ihalesi sonrası sözleşme imzalandığı, davacıya 143.064,41 TL + KDV ödendiği, sözleşme bedelinin götürü ücret olarak 224.500,00 TL olarak anlaşıldığı, 09/07/2015 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunun hükme esas alındığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacının 1.826,78 TL iş bedeli alacağı, 18.511,37 TL yaklaşık maliyette olup, artış gösteren imalat bedeli alacağı, 22.450,00 TL iş artış bedeli, 23.000,00 TL davacıdan kesilen bedel olmak üzere toplam 65.788,15 TL’nin (%18) KDV'si 11.841,86 eklenmek suretiyle hesap edilen 77.630,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1-Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2-Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 09.10.2017 tarih ve 2016/2420 Esas, 2017/3342 Karar sayılı kararı ile, taraflar arasında imzalanan 19.11.2008 tarihli sözleşmenin 8. maddesi uyarınca Yapım İşleri Genel Şartnamesi sözleşme eki olup, hakedişlere giren istek kalemleri yönünden 39 ve 40, ilave işler yönünden de 21 ve 22. maddeleri gözönüne alınmadığı gibi, 69.000,00 TL'lik kesinti konusunda da araştırma yapılmadığı, KDV yönünden harç yatırılmadığından kabul kararı verilmesinin de doğru olmadığı, yeniden bilirkişi raporu alınması gerektiği gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 17.04.2015 tarihli ve 2017/156 Esas, 2019/53 Karar sayılı kararıyla, bozmaya uyularak, bilirkişi raporu alınmış, davanın kısmen kabulüne, 1.826,78 TL iş bedeli alacağı, 9.048,50 TL iş artış bedeli, 23.000,00 TL davacıdan kesilen bedel olmak üzere toplam 33.875,28 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacının yaklaşık maliyette olup artış gösteren imalat bedeli talebinin ve KDV alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1-Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2-Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 17.02.2021 tarih ve 2020/951 Esas, 2021/308 Karar sayılı kararı ile, tarafların sair temyiz itirazları reddedilmiş, yeniden oluşturulacak ihale ve kesin hesap konusunda uzman bilirkişi kuruluna dosyanın tevdi edilerek, önceki raporlar ile varsa çelişkiler giderilecek şekilde davacının 18.511,00 TL olarak sınırladığı yaklaşık maliyette yer alıp miktar olarak fazla yapılan işler kalemi alacağı bakımından dava konusu fazla imalâtların iş artış oranı belirlenip %10 oranda fazla yapılan imalâtların bedellerinin sözleşmenin 28. ve şartnamenin 21. maddesi uyarınca sözleşme fiyatlarıyla, %10 oranı aşan imalâtların ise bedellerinin yapıldığı yıl piyasa fiyatlarıyla hesaplattırılması, mahalli piyasa rayiçleri ile yapılan hesabın içinde KDV de bulunduğundan serbest piyasa rayicine göre saptanan tutara ayrıca KDV ilave edilmemesi, davacının 38,933,00 TL olarak sınırlandırdığı sözleşme kapsamında yer almayan ilave işler bedeli alacağı kalemine ilişkin olarak ise Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 22. maddesindeki düzenlemeye göre bedel hesaplattırılması gerektiği gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesi’nin 08.02.2022 tarihli ve 2021/114 Esas, 2022/25 Karar sayılı kararıyla, bozmaya uyularak, davacının hak ediş bedelinin 59.782,98 TL, yapım aşamasında ilave edilen sözleşme harici yapılan iş bedelinin 34.875,00 TL, hatalı kesilen bedelin ise 23.000,00 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, hak ediş bedeli 59.782,98 TL, yapım aşamasında ilave edilen sözleşme harici yapılan iş bedeli olan 34.875,00 TL ile hatalı kesilen 23.000,00 TL'nin toplamı olan 117.657,98 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacının KDV alacağına yönelik talebi ile ilgili yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; sözleşme konusu işin eksik bırakıldığını, davacının talebi üzerine mevcut duruma göre ödeme yapıldığını ve davacının bunu kabul ettiğini, mahkemenin taleple bağlılık ilkesine aykırı bir şekilde davacının istemi olmadan artış bedeline karar vermesinin yerinde olmadığını, hakediş bedelinin yanlış hesaplandığını, 12.12.2009 tarihli komisyon kararında kepçe çalışması için sehven 20 saat yazılmış olup, kepçe çalışmasının 200 saat olduğunu, maddi hata sebebiyle fazla kesilen 23.000,00 TL’nin iadesine karar verildiğini, sözleşme harici yapılan iş bedeli için 34.875,00 TL’ye hükmedilmesinin doğru olmadığını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu belirterek, kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası,

818 sayılı Borçlar Kanununun 355. ve devamı maddeleri, 410. ve devamı maddeleri,

YİGŞ’in 21. ve 22. maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Taraflar arasında 30.10.2008 tarihli ve yeraltı şehri çevre düzenlemesi konulu sözleme düzenlenmiş olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.

Usuli kazanılmış hak, 1086 sayılı HUMK'un yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında tanımlanmış olup, içtihadı birleştirme kararında; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hukuka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup, kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe giren ilk halinde usuli kazanılmış hakka yer verilmemişse de bu ilkenin uygulanması, Yargıtayın içtihatları ile HMK’nın 177/2. maddesine 22.07.2020 tarih ve 7251 sayılı Kanun'un 18. maddesi ile yapılan ek düzenlemeye kadar devam etmiştir. Bu ek düzenleme ile “Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya İlk Derece Mahkemesine gönderildiğinde, İlk Derece Mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz” maddesi ile HMK’da hüküm altına alınmış olup usuli kazanılmış hakların korunacağı bu şekilde hükme bağlanmıştır.

Usuli kazanılmış hak kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle Yargıtayca da re'sen dikkate alınır. Yargıtayın bozma kararı nedeniyle doğan hak iki çeşit olup, mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına kazanılmış hak, bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalması ile doğan usuli kazanılmış haklardır. Mahkemenin Yargıtay bozma kararına uymuş olması halinde bu uyma kararı ile bağlı olup, usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapması zorunludur.

Bu anlatımlar çerçevesinde somut olay incelendiğinde; davacı vekili dava dilekçesinde 81,435,00 TL bakiye iş bedeli, 18,511,00 TL sözleşme kapsamında yapılan fazla imalat bedeli, 38.933,00 TL sözleşme kapsamında yer almayıp yaptırılan ilave iş bedeli ve 12.12.2009 tarihli komisyon raporu ile kesinti yapılan 69,000,00 TL‘den ibaret toplam 207.880,00 TL alacağın tahsilini talep etmiştir.

Davacının bakiye iş bedeli talebi ile ilgili olarak mahkemece 03.09.2015 tarihli ve 2013/11 Esas, 2015/216 Karar sayılı karar ile 1.826,78 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmemiş ve davacı bakımından kesinleşmiştir. Yine davacının komisyon raporu ile yapılan kesintinin iadesi talebi bakımından mahkemece 17.04.2015 tarihli ve 2017/156 Esas, 2019/53 Karar sayılı karar ile, 23.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, kararın taraflarca temyizi üzerine Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 17.02.2021 tarih ve 2020/951 Esas, 2021/308 Karar sayılı kararı ile tarafların sair temyiz itirazları reddedilmiş, sözü edilen talep bozma ilâmı kapsamı dışında kalıp kesinleşmiştir. Mahkemece kesinleşen talepler bakımından karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekirken, daha fazla hakediş bedeline ve kesinti bedelinin iadesine karar verilmesi hatalı olmuştur.

Mahkemece bozma ilâmına uyularak inceleme yapılmış, dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, 07.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda sözleşme kapsamında yapılan fazla imalat bedeli 18.645,14 TL, sözleşme kapsamında yer almayıp yaptırılan ilave iş bedeli ise 34.875,00 TL olarak hesap edilmiş, mahkemece fazla imalat bedeline ayrıca hükmedilmesi gerekirken, hakediş bedeli içinde değerlendirilerek hüküm kurulmuştur.

O halde mahkemece yapılacak iş; davacının bakiye iş bedeli talebi ile komisyon raporu ile yapılan kesintinin iadesi talebi hakkında verilen kararlar kesinleştiğinden, bu talepler bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek, sözleşme kapsamında yapılan fazla imalat bedeli için taleple bağlı kalınarak 18.511,37 TL’ye, sözleşme kapsamında yer almayıp yaptırılan ilave iş bedeli için ise 34.875,00 TL’ye hükmetmekten ibarettir.

Bu hususlara uyulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1-1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2-2.bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.