Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3304 E. 2023/3292 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Belediye ile atık toplama sözleşmesi imzalayan şirketin, belediyenin sözleşmeyi haksız feshettiği iddiasıyla açtığı müspet zarar davasında, sözleşmenin geçerliliği ve fesih nedeniyle gelir kaybı talep edilip edilemeyeceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Belediye ile şirket arasında imzalanan atık toplama sözleşmesinin, 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine aykırı şekilde imzalandığı ve bu nedenle geçersiz olduğu, geçersiz bir sözleşmenin haksız feshinden dolayı müspet zarar talep edilemeyeceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/986 E., 2022/631 K.

DAVA TARİHİ : 05.02.2015

HÜKÜM/KARAR : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Burdur 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/87 E., 2021/15 K.

Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi nedeniyle müspet zararın tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 16.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz talebinde bulunan davalı vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ...'un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı idare arasında önce 17/05/2010 tarihli ve üç yıl geçerli olmak üzere ambalaj ve evsel katı atıklardan ayrı toplanması, taşınması, ayrıştırılması ve değerlendirilmesi konulu protokol imzalandığını, ilerleyen süreçte aynı konuda beş yıl geçerli olmak üzere 31/01/2014 tarihli ikinci bir sözleşme imzalandığın, müvekkilinin sözleşme ve mevzuat gereği üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ancak davalı idarenin 12/01/2015 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmenin belediye başkanı tarafından imzalanması gerekirken yetki ve imza devri olmaksızın temizlik işleri müdürü tarafından imzalandığını, sözleşmenin geçersiz olduğunu ve sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini ihtar ettiğini, geçersiz olduğu iddia edilen sözleşmenin imza tarihinden sonra davalının yapılan işi ve sözleşmenin varlığını kabul edecek birçok işlemi bulunduğunu, davacının sözleşmeye güvenerek birçok yatırım ve harcama yaptığını, haksız fesihten kaynaklanan müspet zararın dava tarihinde belirlenmesinin mümkün olmaması nedeniyle belirsiz alacak davası olarak davayı açtıklarını beyanla , müspet zararın tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL müspet zararın fesih 12/01/2015 fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 27/04/2020 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi ile müspet zarar kapsamında gelir kaybı talebini 1.946.743,64 TL olarak arttırmıştır.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan Burdur Belediyesi Mücavir Alan Sınırları İçerisinde Ambalaj Atıkları Kaynağında Atık Toplanması ve Geri Kazanımı Protokolünün Belediye Başkanı tarafından imzalanmaması nedeniyle geçersiz olduğunu, Protokol geçerli olsa bile davacının protokol gereğince üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini, bu nedenle davacının müspet zararını talep edemeyeceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın davacı şirketler ile davalı ... arasında yapılan sözleşmenin davalı belediyece feshedildiği anlaşılmış olup, bilirkişi raporuna göre davacının sözleşme feshedilinceye kadar yapmış olduğu iş oranı da dikkate alınmak suretiyle toplam 1.941.743,64 TL menfi zararının oluştuğu, davacı menfi zararlarının tazminini istemekte haklı olduğundan, davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; Davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesi ile; cevap dilekçesi ve yargılama aşamasındaki savunmalarını tekrarlayarak taraflar arasındaki Burdur Belediyesi Mücavir Alan Sınırları İçerisinde Ambalaj Atıkları Kaynağında Atık Toplanması ve Geri Kazanımı Protokolünün Belediye Başkanı tarafından imzalanmaması nedeniyle geçersiz olduğunu, protokol geçerli olsa bile davacının protokol gereğince üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini, atıkların protokol hükümleri gereğince zamanında toplanmadığını, bu konuda birçok tutanak tutulmuş olduğunu, dosya içerisinde bulunan 19/11/2015 tarihli raporda davacının Ambalaj Atık Tesisinin, Ambalaj Atıkları Kontrol Yönetmeliği Hükümlerine uygun olmadığının belirlendiğini, davacının lisansının 3 yıllık olduğu dikkate alındığında bilirkişi tarafından 2015 ve 2016 yılı için müspet zarar hesaplaması yapılabileceğini, ancak bilirkişiler tarafından 2015-2019 yılları arasında hesaplama yapıldığını, davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL'nin tahsili için dava açtığını, 27/04/2020 tarihinde sunulan ıslah dilekçesi ile talebini 1.946.743,64 TL'ye yükselttiğini, bu nedenle dava dilekçesi ile talep edilen 1.000,00 TL'ye dava tarihi olan 05/02/2015 tarihinden itibaren ıslah dilekçesi ile arttırılan 1.945.743,64 TL'ye ise ıslah tarihi olan 27/04/2020 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde fesih tarihi olan 12/01/2015 tarihinden itibaren faiz işletilmesinin doğru olmadığını, ilk derece mahkemesi kararının çelişkili olduğunu beyanla, hukuka aykırı olan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında imzalanan Burdur Belediyesi Mücavir Alan Sınırları İçerisinde Ambalaj Atıkları Kaynağında Atık Toplanması ve Geri Kazanımı Protokolünün Belediye Başkanı tarafından imzalanmamış olsa bile davalı ...'nin kabulünde ve yürürlükte bulunmasına, Protokolün süresinden önce fesih edilmesi nedeniyle davacının TBK'nun 125. Maddesi gereğince müspet zararını istemekte haklı bulunduğu, somut olayda; Davalının dava tarihinden önce usulünce temerrüte düşürülmemesi ve davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu da dikkate alınarak hüküm altına alınan alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken fesih tarihinden itibaren faiz işletilmesi usul ve yasaya aykırı olup, davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf talebinin kabulüne, yerel mahkeme kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilerek, davanın kabulüne 1.946.743,64TL tazminatın 05/02/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sözleşmenin haksız feshinden kaynaklanan müspet zarar istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Yasa hükümlerinin öngördüğü biçimde yapılmayan sözleşmeler hukuken geçersizdir; burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlilik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenledir ki, gerek mahkemece gerekse Yargıtay’ca doğrudan göz önünde tutulur (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 05.12.2001 gün ve 2001/13-1021 E., 2001/1101 K.; 16.04.2008 gün ve 2008/8-324 E., 2008/328 K.; 27.05.2009 gün ve 2009/1-181 E., 2009/220 K.; 16.06.2010 gün ve 2010/14-290 E., 2010/328 K. sayılı ilamları).

2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 12. maddesinde; kanunda sözleşmeler için öngörülen şekil var ise bunun kural olarak geçerlilik şekli olduğu, öngörülen şekle uyulmaksızın kurulan sözleşmelerin hüküm doğurmayacağı düzenlemesi yer almaktadır. Bu düzenleme nedeniyle şekil koşuluna uyulmaksızın yapılan sözleşmeler geçersiz olup hüküm doğurmaz. Bunlar şekil koşuluna uyulmadığından geçersiz olan sözleşmelerdir. Sözleşmenin geçersiz olması halinde kaçırılan fırsat adı altında menfi zarar isteminde bulunulamayacağı gibi (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 04/07/2017 gün ve 2016/3417E., 2017/2739K. sayılı ilamı) geçersiz sözleşmeye dayalı alacak talebinde de bulunulamaz. ( Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 19/04/2013 gün ve 2012/1773E., 2012/2682K. sayılı ilamı)

2.2. Geçersiz sözleşmelerde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07/02/2001 tarih ve 13-729 Esas, 32 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere ifa menfaati istenemeyecektir. Geçersiz sözleşme nedeniyle ifa menfaati istenememesinin bir sonucu da geçersiz olan sözleşme nedeniyle uğranılacak zararların da istenemeyecek olmasıdır.

2.3. Müspet zarar (olumlu zarar), sözleşme tam olarak ifa edilmiş olsa idi alacaklının mal varlığının oluşacağı durum ile sözleşmeden dönülmüş olması nedeniyle mevcut durum arasındaki fark olup, gelir kaybı ya da kar mahrumiyetini de içine alır.

2.4. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

2.4.1.Davacı yüklenici ile davalı idareyi temsilen temizlik işleri müdür vekili ... Kırıcı arasında 17/05/2010 tarihli, Burdur Belediyesi mücavir alan sınırları içerisinde seçilen ve taraflar arasında anlaşmaya varılan uygulama bölgelerinde, kullanılmış ambalaj atıklarının (cam,metal,plastik,içecek kartonları, kağıt ve karton vb) ilgili yönetmelik uyarınca, kaynağında evsel katı atıklardan ayrı toplanması, taşınması, ayrıştırılması ve değerlendirilmesi konulu protokol imzalanmıştır. Protokolün genel hükümler başlıklı 4.3. maddesine göre protokolün 3 (üç) yıl süreli bir araştırma ve uygulama dönemini kapsayacağı, sözleşme süresinin sonunda, projenin gelişimi doğrultusunda; proje ve uygulama programı uzatmak veya genişleterek yaygınlaştırmak konusunda işbirliği yapmakta serbest oldukları kararlaştırılmıştır.

2.4.2. Daha sonra davacı yüklenici ile davalı idareyi temsilen temizlik işleri müdürü Enver Gürses arasında 31/01/2014 tarihli, 17/05/2010 tarihli sözleşme ile aynı konuda protokol imzalanmıştır. Protokolün genel hükümler başlıklı 4.3. maddesine göre protokolün 5 (beş) yıl süreli bir araştırma ve uygulama dönemini kapsayacağı, sözleşmenin 31/01/2014- 31/01/2019 tarihleri arasına geçerli olacağı kararlaştırılmıştır.

2.4.3. Davalı idare, muhatap davacı yükleniciye Burdur 1. Noterliği’nin 12/01/2015 tarihli 00310 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 31/01/2014 tarihli protokolün belediye başkanı tarafından imzalanması gerekirken temizlik işleri müdürü Enver Gürses tarafından imzalandığını, belediye başkanının protokol imzalanmasına yönelik yetki ve imza devrinin bulunmadığı, imzalanan protokolün geçerliliğinin bulunmadığı, belediye sınırları içerisinde ambalaj atık yetkisinin kaldırıldığını ve yeni bir sözleşme imzalanmayacağını ihtar etmiştir.

2.5. 5393 sayılı Belediye Kanununun 15. maddesinin (g) bendi uyarınca katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması, geri kazanımı, ortadan kaldırılması ve depolanması ile ilgili bütün hizmetleri yapmak ve yaptırmak belediyenin yetki ve imtiyazları arasında sayılmıştır. Belediye, (g) bendinde belirtilen hizmetleri Danıştayın görüşü ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kararıyla süresi kırkdokuz yılı geçmemek üzere imtiyaz yoluyla devredebilir.

2.5. 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 1. maddesinde; genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve taşıma işlerinin bu Kanunda yazılı hükümlere göre yürütüleceği, 2. maddesinde ise bu Kanunun yürütülmesinde, ihtiyaçların en iyi şekilde,uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanmasının esas olduğu belirtilmiştir.

2.6. Taraflar arasındaki 31/01/2014 tarihli sözleşmenin konusunun, uygulama bölgelerinde, kullanılmış ambalaj atıklarının (cam,metal,plastik,içecek kartonları, kağıt ve karton vb) ilgili yönetmelik uyarınca, kaynağında evsel katı atıklardan ayrı toplanması, taşınması, ayrıştırılması ve değerlendirilmesi olduğu ve kanun gereği belediyeye ait bir imtiyazın devri söz konusu olduğundan, yukarıda belirtilen 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında kaldığı, ancak 5395 sayılı Kanun gereği Danıştayın görüşü ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kararı alınmadan, 2286 sayılı kanunda belirtilen ihale ve onay aşamalarından geçmeksizin imzalanan sözleşmenin geçersiz olduğu kuşkusuzdur.

2.7. Sözleşmenin geçersiz olması sebebiyle tarafların müspet zarar kapsamında gelir kaybı talep etmeleri mümkün olmayıp, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, temyize konu incelenen kararda, taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olarak kabul edilmesi ve sözleşmenin haksız feshedildiğinin kabul edilerek davacı lehine müspet zarar kapsamında gelir kaybına hükmedilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,

Temyiz incelemesine konu Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2021/986 Esas, 2022/631 Karar sayılı ve 08/04/2022 tarihli kararının temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA,

Temyiz peşin harcın istek halinde iadesine,

Dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine,

16/10/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.