Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3493 E. 2023/3338 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı şirket ile davalı şirket arasında güneş enerjisi santrali yapım işi için sözlü bir eser sözleşmesi yapıldığı, davacı şirketin projeleri tamamlayıp gerekli izinleri aldıktan sonra davalı şirketin araziyi teslim etmeyerek inşaatı kendisi tamamladığı ve davacı şirkete bir bedel ödemediği iddiasıyla açılan alacak davasında, taraflar arasında sözleşmenin kurulduğunun ispat edilip edilemediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin, eser sözleşmesinin kurulduğunu ispat yükümlülüğünü, 6100 sayılı HMK’nın 200. maddesi uyarınca senetle ispat edememesi ve tanık dinletilmesine davalı tarafın muvafakat etmemesi gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/478 E., 2022/738 K.

DAVA TARİHİ : 31.07.2019

HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2019/405 E., 2022/42 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacı vekili Avukat İbrahim Aslan ile davalı vekili Avukat Kübra Yüksel'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde, özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 2014 yılında Güneş Enerjili Elektrik Santrali Yapım işi için sözlü olarak anlaşıldığını ve işe başlandığını, müvekkili şirketin inşası planlanan santralin tüm projelerini masrafını ödeyerek tamamladığını, gerekli idari izinleri kendi personel kaynaklarını kullanarak temin ettiğini, hazırlanan projelerin onaylanmasından sonra davalı şirketin santralin inşa edilmesi için araziyi müvekkili şirkete teslim etmek yerine kötü niyetli davranarak inşaatı kendi imkanlarıyla tamamlattığını, bu sebeple müvekkili tarafından emek ve para harcanarak tüm projeleri tamamlanan, kabul ve onay belgeleri temin edilen santralin inşasının, yapı arazisi teslim edilmediği için tamamlanamadığını, müvekkili şirketin yaptığı işler karşılığında herhangi bir ödeme yapılmadığını, hazırlanması oldukça güç olan benzer güneş enerji santrali projelerinin yaklaşık 180.000 Euro olduğunu, yapılan işler için harcanan masrafların ve ortaya çıkarılan bedeli ödenmeyen işlerin piyasa rayiç değeri için 10.000,00 TL'nin dava tarihinden başlayacak faizi ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2015-2016 yıllarında 1 adet GES işlettiğini, davacı firma ile ne yazılı ne de sözlü herhangi bir sözleşme ilişkisi olmadığını, davacının 180.000 Euro tutarında olduğunu iddia ettiği GES projesi üzerinde sözlü anlaşmayla çalışmaya başladığını iddia ettiğini, hiçbir tacirin bu denli kapsamlı ve bedeli yüksek bir işe arada yazılı bir anlaşma olmaksızın giremeyeceğini, iddia edilen işin arada yazılı bir sözleşme olmadan ispatlanamayacağını, müvekkilinin 1 adet GES'in bulunduğunu, AHT Madencilik Enj. İnş. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. ve SHAMS Enj. İm. İnş. San. Tic. A.Ş. isimli firmaların yükleniciliğinde anahtar teslimi şeklinde tamamlandığını, proje, idari izinler, masraflar, proje onay ücreti, enerji hizmetleri danışmanlığı, teknik danışmanlık, mühendislik, müşavirlik, hizmet bedelleri, malzeme bedelleri, tedarikle alakalı bütün giderler kısacası bu işlerle alakalı iş geliştirip sonuçlandırma ile alakalı tüm işleri de bu iki şirketin yaptığını, bu firmalar ile davacı firma arasındaki ilişkilerin, aralarındaki güvene dayalı sözlü ya da yazılı sözleşmelerin varlığının, alacak verecek meselelerinin müvekkili firma ile ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığını, davacının iddiasının asılsız ve haksız kazanç elde etmek amaçlı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "... davacının ileri sürdüğü sözleşmeye konu alacağın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, usulüne uygun olarak tutulmuş davalı defterlerinde Güneş Enerjili Elektrik Santrali yapımına ilişkin muhasebe kayıtları bulunmakla birlikte bu kayıtların dava dışı yüklenici niteliğinde iki ayrı şirkete ait kayıtlar olduğu ve bu kayıtların davalı tarafından santral yapımına ilişkin dosyaya ibraz ettiği iki ayrı sözleşmeye dayalı olarak projelendirme ve mühendislik hizmetleri ile santralin kurulumuna ilişkin olduğu, davacının ileri sürdüğü akdi ilişkinin kanıtlamadığı, ayrıca davacının davalıdan alacaklı olduğuna dair hiçbir muhasebe kaydının davalı defterlerinde bulunmadığı, davacının ileri sürdüğü akdi ilişkinin HMK m.200 kapsamında senetle ispatının zorunlu olduğu, davacının senet ve buna benzer kesin delillerle iddiasını ispatlayamadığı gibi dava dilekçesinde yemin deliline dayanılmış olması nedeniyle yemin teklifinin hatırlatıldığı, davacının davalıya yemin teklif etmeyeceklerini beyan ettiği, sonuç olarak; resmi kurum olan TEDAŞ'dan gelen kayıtlarda da davacının ileri sürdüğü eser sözleşmesinin kurulduğu, hüküm ve sonuçlarını doğurduğu iddiasını doğrulayacak bilgi ve belge bulunmadığı, davacının iddiasını kanıtlayamadığı" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; diğer yazılı delilleri bir yana bırakılsa dahi davalı şirket tarafından müvekkil şirketin bordrolu çalışanları ......, ... ve taşeron mühendisi ...ve o dönemdeki şirket yetkilisi .... adlarına düzenlenen Kayseri 8. Noterliğinin 10.07.2015 tarih 28378 yev. sayılı vekaletnamesinin taraflar arasındaki eser sözleşmesi ilişkisini tek başına ispat ettiğini, davalı şirket adına 15.LUY.GES.66.0001 tesis numaralı güneş enerjili elektrik santralinin (GES) inşaatı amacıyla yüklenici müvekkil şirket ve iş sahibi davalı şirket arasında sözlü olarak eser sözleşmesi kurulduğunu, Türk Borçlar Kanunun 470 ve devamı maddelerinde şekil şartı öngörülmediği için sözlü olarak yapılan eser sözleşmelerinin de hukuken geçerli olduğunu, taraflar arasındaki eser sözleşmesi ilişkisinin diğer yazılı belgeler ve tanık beyanlarıyla ispatlanabilmesinin de mümkün olduğunu, HMK m.200 hükmünün bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemler için getirilmiş bir kural olup iş bu davanın konusunu eser sözleşmesi oluşturduğundan bu kuralın huzurdaki dava için uygulanamayacağını, 03.10.2019 tarihli delil listelerinde belirtilen sekiz adet delilin de yazılı belgelerden oluştuğunu, (projeler, yazışmalar, idari izinler vs.) HMK m.200 kapsamında senet konumundaki yazılı delillere dayanılarak davanın ikame edildiğini, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde müvekkil şirketin dava konusu GES'in yapımı işi için davalı şirket adına 229.172,00 TL masraf yaptığının tespit edilmiş olmasına rağmen ilk derece mahkemesi tarafından taraflar arasında cari hesap alacağı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğini, davanın fatura veya cari hesap alacağının tahsili konulu bir dava olmadığını, nitekim davalı şirketin iş devam etmekte iken haksız olarak sözleşmeyi feshettiğini ve GES için yapılan işlerin bedelini müvekkil şirkete ödemediği için müvekkil şirket tarafından fatura düzenlenemediğini, bu nedenle tarafların ticari defterlerinde hiçbir alacak-borç kaydı görülmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Taraflar arasındaki hukuki ilişki 6098 sayılı TBK'nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup, davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir (TBK. 470). Yüklenicinin borcu sözleşmeye ve fen ve tekniğine uygun şekilde ve zamanında işi teslim, iş sahibinin borcu ise, iş bedelinin ödenmesidir (TBK. 471 ve TBK. 479). TBK'nın 481. maddesine göre eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir.

Eser sözleşmelerinde akdî ilişkinin kurulduğunu ispat külfeti ise yüklenicidedir. Bir başka deyişle davacı yüklenici eser meydana getirdiğini ve iş bedelini hak ettiğini usulüne uygun yasal delillerle kanıtlama yükümlülüğü altındadır. Türk Medeni Kanununun 6. maddesi gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır. Somut olayda davacı, davalı ile eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğunu iddia etmekte, davalı ise davacı ile aralarında sözleşme ilişkisinin kurulmadığını savunmaktadır. O halde, davacı akdî ilişkiyi kanıtlamak zorundadır. Davacı taraf, müvekkili şirketin inşası planlanan güneş enerjisi santrallerinin tüm projelerini masraflarını ödeyerek ve imkanlarını kullanarak tamamladığını ve gerekli tüm idari izinleri kendi personel ve kaynaklarını kullanarak temin ettiğini ancak yapılan iş bedelinin ödenmediğini iddia etmekte olduğundan iddiasını, müddeabihin miktarına göre 6100 sayılı HMK'nın 200. maddesi hükmü gereği senetle ispat etmek zorundadır. Davalının ticari kayıtlarında yer alan bir belge ileri sürülmemiş ve sunulmamıştır. Taraflar arasında akdî ilişkinin kurulduğunu ispat açısından aynı Kanun'un 200/2. maddesi gereğince tanık dinlenmesine karşı tarafın açık muvafakatı da bulunmadığından tanık deliline de dayanılamayacaktır. Ayrıca davacı mahkemece hatırlatılmasına rağmen yemin teklifinde de bulunmamıştır. Davacı tarafça dayanılan vekaletname akdi ilişkiyi ispata yeterli değildir. Davalının elinden sadır bir belge olmaması itibarı ile yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi de mümkün değildir. Davacı ile davalı arasındaki akdî ilişkinin varlığı usulünce kanıtlanamamış olup, davacının vekaletsiz iş görmüş olabileceği yönündeki değerlendirmede de, yapılan işin davalının yararına olduğu ileri sürülüp ispatlanamadığından bu yönden de alacağının varlığı sonucuna ulaşılamamıştır. Bu nedenlerle davanın reddine ilişkin mahkeme kararına vaki istinaf başvurusunun reddi gerektiği kanaatine varılmıştır" gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, vekaletname, alınan idari izinler, hazırlanan ve onaylanan projeler, yapılan masrafların faturaları ve tarafların yazışmaları birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğunun tartışmasız bir gerçek olduğunu, kabul edilen bilirkişi raporunda dava konusu GES projesi için davacı şirketin kendi öz kaynaklarından toplam 229.172,00 TL masraf yaptığının tespit edildiğini, davacı şirket tarafından davalı şirket için yapılan işlerin maddi değeri ve uğradığı zarar tespit edilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, bu yönüyle verilen kararın bozulması ve belirsiz alacak davası olarak ikame edilen davanın değerinin hesaplanması gerektiğini, davacı şirket tarafından davalı şirket için hazırlanan ve delil listesinde sadece kapak sayfaları ibraz edilen projelerin fiziken oldukça büyük oldukları göz önüne alınarak yerinde incelenmesi ve davacı şirketin uğradığı zararın ve eserin yapılmış kısmının karşılığının hesaplanması amacıyla ek rapor alınması taleplerinin gerekçesiz olarak reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen ve yukarıda yer verilen gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci

fıkrası uyarınca ONANMASINA,

17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan

davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.