"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/777 E., 2022/976 K.
DAVA TARİHİ : 23.12.2016
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/993 E., 2018/799 K.
Taraflar arasındaki genel kurul ve yönetim kurulu kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi ve kooperatifin oluşturduğu Tek-Ün Sitesinin yöneticisi olduğunu, davalının kooperatifin mülkiyetinde bulunan 201, 202, 203, 204 no.lu işyerleri ile 14 no.lu bağımsız bölümün 28 Aralık 2016 günü saat 10.00'da ihaleyle satılacağını duyurduğunu, kooperatif taşınmazlarının satışına ilişkin işlemlerin kanuna, hukuka uygun olmadığını, şöyle ki yönetici sıfatıyla hareket eden kişilerin kooperatifin meşru yöneticisi olmadıklarını, Kooperatifler Kanununa göre kooperatif yönetim kurulunun ( tasfiyede olanlar dahil ) en az üç asil, üç yedek üyeden oluşması gerektiğini, davalı kooperatifin ana sözleşmesinde yönetim Kurulunun yedi kişiden oluşmasının öngörüldüğünü, kooperatif tasfiyeye girdiğinde (1996 yılında ) genel kurul kararıyla kooperatif tasfiye kurulunun üç asil üç yedek üyeden oluşması kararı alındığını, 2010 yılı genel kurulunda üç kişilik yönetim kurulu ve iki yedek üye seçtiğini, 2011, 2012, 2013 yıllarında seçim yapılmadığını, yönetim denetim kurulunun aynen devamına karar verildiğini, 2014 yılında gündeme tasfiyeden çıkmak istendiğinin eklendiğini, hükümet komiserinin genel kurulun en az 50 üyenin katılımı ile gerçekleşebileceğini belirttiğini ve bu sayıda üye bulunmadığından genel kurulun yapılmasına izin vermediğini, sonraki yıllarda genel kurul yapılmadığını, bilahare 2015 yılı başında kooperatif yönetim kurulu üyesi ...'in yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini, kooperatif yönetim kurulunun iki kişiye düştüğünü, 1163 sayılı Kanun uyarınca kooperatif yönetiminin temsil ve ilzam yetkisinin hukuken sona erdiğini, bu nedenle kooperatif yönetiminin kooperatife ait taşınmazların satışına ilişkin kararının yoklukla malul olduğunu, 2012 yılı genel kurulunda, "- Tasfiye işleri konusunda karar alınmasına geçildi; a) Kooperatife ait gayrimenkullerin yönetimce hazırlanan Ek-1 deki şartnamede her bir bağımsız bölüm için belirlenen muhammen bedellerden aşağı olmamak üzere satılması hususunda yönetim kuruluna yetki verilmesi oy birliği ile kabul edildi." şeklinde karar alındığını, davalı kooperatifin bu karara dayalı olarak 3, 4 ve 17 no.lu evler ile 205 no.lu dükkanı sattığını, 201, 202, 203, 204 no.lu dükkanlar ile 14 no.lu evi satmadığını, kooperatifin mülkiyetinde bulunan taşınmazların satışına ilişkin başka genel kurul kararı olmadığını, bu kararın yürürlüğünün devam eden genel kurula kadar (2013 yılı Genel Kuruluna kadar ) olacağını, bu genel kurulda taşınmazların satışına veya önceki genel kurul kararlarının gereğinin yapılmasına dair bir karar veya yönetim kuruluna verilmiş bir yetki bulunmadığını, taşınmazların satışının tüm hükümleri ile sona ermiş bulunan 2012 genel kurulu kararı ile o tarihte hazırlanmış şartnameye göre yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, aradan geçen dört yılda taşınmaz değerlerinin çok değiştiğini, davalı kooperatif yönetiminin 01.12.2014 tarih ve 8705 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yaptığı ilanda davalı kooperatifin tasfiyeden döndüğünü ilan ettiğini, Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre bir kooperatifin tasfiyeye girmesi, çıkması, tasfiyenin sonlanması vb. haller için genel kurul kararının şart olduğunu, davalı kooperatifte genel kurul kararı ile tasfiyeye başlandığını, yönetim kurulunun yukarıdaki ilanla kooperatifi tasfiyeden çıkardığını, kooperatif yönetiminin satış ilanında kullandığı "Tasfiye Halinde" unvanının üyeleri ve üçüncü kişileri yanıltıcı mahiyette olduğunu, 2013 yılı genel kurulunda 14 no.lu bağımsız bölümün Tek-Ün Sitesi Yöneticiliğine devrinin kararlaştırıldığını, aynı genel kurulda kooperatif yönetiminin 201, 202, 203, 204 no.lu bağımsız bölümlerin (dükkanların) satışlarından vazgeçildiğini bildirdiğini, davalı kooperatif yönetiminin bu bağımsız bölümler yönünden genel kurul karar ve iradesine aykırı hareket ettiğini, davalı kooperatif yönetiminin işlemlerinin tüm üyeleri zarara uğratacağını ileri sürerek, davalı kooperatif yönetim kurulu üyelerinin davalı kooperatifi temsil ve ilzam yetkilerinin bulunmadığının tespitine, kooperatifin tasfiyesine dair 1996 yılında alınmış olan genel kurul kararının yürürlükte olduğunun ve yönetim kurulunun 01.12.2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlattığı "Tasfiyeden dönüş" kararının hukuka aykırı olduğunun tespitine, davaya konu taşınmazların satışına dair yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle davalı kooperatifin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 81. maddesi 2. fıkrası ve ana sözleşmesinin 85. maddesi hükümleri uyarınca anasözleşmede gösterilen işlerini tamamladığını, ferdi mülkiyete geçerek konutları ortaklar adına tescil ettirdiğini, amacına ulaştığını, genel kurullarda alınan ve kesinleşmiş kararlar uyarınca da kooperatifin elinde kalan gayrimenkullerin satılması ve tasfiyenin tamamlanması gerektiğini, mevcut tasfiye kurulunun bu amaçla dava konusu edilen malların satışı için ilan verdiğini ve ihale duyurusu yaptığını, davacının talebi kooperatifin tasfiyesini engellemeye yol açacak nitelikte olup, hukuken korunamayacağını, kooperatife ait 3, 4, 14, 17 no.lu evler ile 201, 202, 203, 204, 205 no.lu dükkanların satışlarının Bakanlık temsilcilerinin katıldığı genel kurulda oy birliğiyle kabul edildiğini, tasfiye kurulunun bu işlemlerinden dolayı yine oybirliği ile ibra edildiğini, davalı kooperatifin 13.03.2011 tarihli genel kurulunda tasfiye kurulu asıl ve yedek üyelerinin seçildiğini, 04.03.2012 tarihli genel kurulda kooperatife ait gayrimenkullerin satışı ile ilgili olarak yönetim kurulunca hazırlanan gayrimenkul satış şartnamesinin kabul edildiğini ve mevcut yönetim-tasfiye kurulunun görevine devam etmesinin kararlaştırıldığını, 31.03.2013 tarihli genel kurulda tasfiye kurulunun ibra edildiğini ve satışı yapılamayan gayrimenkullerin satış bedellerinin düşürülmesine karar verildiğini, 06.04.2014 tarihli genel kurulda tasfiye kurulunun ibra edildiğini, söz konusu gayrimenkullerin satışına ilişkin olarak genel kurul kararları uyarınca dört kez ihale düzenlendiğini, kooperatife ait gayrimenkullerin satışından elden edilen gelirin, genel kurul kararları uyarınca davacı ...'un yetkisinde bulunan Tek-Ün Sitesi yönetimine ait banka hesaplarına yatırıldığını, site bilançolarında da yer aldığını, genel kurul kararları uyarınca elde edilen gelirden üyenin payına düşen miktarlar ile devlete ödenmesi gereken ve taksitlendirilen vergilerin taksitleri ödendiğini, altyapı işlerinin yapımında kullanıldığını, kalan miktarın isteyen üyenin banka hesabına yatırıldığını, aynı zamanda site kat maliki olan üyelerin bazılarının talebi doğrultusunda Tek-Ün Sitesindeki ödemelerine mahsup edildiğini, sonuç olarak kooperatife ait gayrimenkullerin satışının Kooperatifler Yasası ve genel kurul kararlarına uygun olarak aleni ve şeffaf bir şekilde yapıldığını, 06.04.2014 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında kooperatifin yararına olabilecek bazı işlemlerin yapılabilmesi için tasfiyeden dönüş konusunun görüşüldüğünü Bakanlık Temsilcisinin tutanağa düştüğü kayıtta tasfiyeden dönüşle ilgili işlemlerin 81. maddeye uyarlılığının bulunmadığını belirttiğini, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğünün 14.10.2016 tarihli 28526468-045.99 sayılı davacı ... ’a gönderilen bilgi yazısında, davalı S.S. Tek-Ün Arsa Konut Tesisi Yapı Kooperatifinin 06.04.2014 tarihli Genel Kurulda tasfiyeden dönüş işleminin gerçekleşmesi için TTK'nın 548. maddesinin öngördüğü (3/5) yeterli sayıda 119 üyenin kararının olmadığı, amacına ulaşmış olan kooperatiflerin de dağılması gerektiği hususlarının belirtildiğini, zaten hukuken butlan olan bir kararın uygulanmasının da beklenemeyeceğini, bu sebeple kooperatifin tasfiye halinde olduğunun açık olduğunu, bu nedenle Tasfiye kurulunun görevini yapması ve elindeki malları satarak kooperatifi kapatması gerektiğini, Tasfiye kurulu üyesi olarak görev yapan ...'in istifası üzerine, yedek üyelerden Yıldız Oktay görevi yapamayacağını bildirdiği için yerine Hayrunnisa Bingöl'ün tasfiye kurulu üyesi olarak görevi üstlendiğini, yönetim-tasfiye kurulu üyelerinden herhangi ikisinin tasfiye yapmakla yetkili ve yeterli olduğunu, davacının kooperatifin tasfiyesine karar verildiği 1996 yılından 2009 yılına kadar toplam 13 yıl davalı kooperatifin Tasfiye Kurulu üyeliğini yaptığını, bu süreçte tek bir genel kurul dahi toplamadığını, 13 yıl sonra üyelerin baskısı ile 31.03.2009 tarihinde genel kurulun toplanabildiğini, kendi uygulamalarını görmezden gelen davacının, ‘Davalı kooperatif yönetiminin kooperatifi yaklaşık 20 yıldır tasfiye edememesinin yanı sıra 2 yılda da olağan genel kurulu yapmamakta ve kendi akıbetine ilişkin kararlar alamamaktadır’ iddiasında bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Kooperatifler Kanunu 98. maddesinin atfı sebebi ile TTK'nın 548. maddesi uyarınca genel kurulda tüm ortaklarının 3/5'ini rızası ile kooperatifin devamına karar verilebileceği, 06.04.2014 tarihli genel kurul toplantısında ortak sayısı 196 olduğuna göre en az 118 ortağın rızası gerektiği, oysa toplantıya 27 üyenin katıldığı, bu hali ile alınan kararın kanunun emredici hükümlerine aykırı olması sebebi ile mutlak butlan ile batıl olduğu, yok hükmünde olduğu, bu nedenle Ankara Ticaret Sicil Gazetesinde tasfiyeden dönüş kararının yayınlatılmasının da hukuka aykırı olduğunun anlaşıldığı,
Tasfiye halindeki kooperatiflerde yönetim kurulunun tasfiyeye yönelik işlemleri yapma görevi ve yetkisi bulunduğu, Kooperatifler Kanunu 81/5-6 maddeleri, kooperatif ana sözleşmesi, TTK'nın 536 ve devamı maddeleri uyarınca tasfiyeye yönelik olarak yönetim kurulu üyelerinin yaptığı işlemlerin geçerli olduğu, Kooperatifler Kanun 81/3 maddesi uyarınca "Mahkemece veya genel kurulca tasfiye memurları seçilmediği takdirde tasfiye işlemini yönetim kurulu yapar." düzenlemesi çerçevesinde Tasfiye kurulunun görev süresi her ne kadar 28.12.2016 tarihinde dolmuş ise de, ayrıca yeni tasfiye memurları seçilmemekle birlikte görev süresi biten yöneticilerin görevlerinin sona ereceğine ilişkin yasada hüküm bulunmadığından yerine yenileri seçilene kadar yönetim kurulu sıfatı ile eski yönetim kurulu üyelerinin görevlerinin devam ettiği, Kooperatifler Kanunu ile paralel TTK'nın 536. maddesi uyarınca da tasfiye memuru atanmadığı takdirde tasfiyenin yönetim kurulu tarafından yapılacağı hükmü bulunduğu dikkate alınarak satışa yönelik işlemlerin tasfiyeye yönelik işlemler olarak değerlendirilmesi gerektiği ve bu doğrultuda kooperatif yönetim kurulunun satışa ilişkin yetkilerinin bulunmadığı yönündeki iddiaların yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, davalı Kooperatifin 01.02.1978 tarihinde 36 yıl için kurulduğunu ve tescil edildiğini, buna göre davalı kooperatifin hukuki varlık olarak süresinin 01.02.2014 tarihi itibariyle sona erdiğini, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/600 Esas no.lu kararıyla da kooperatifin münfesih olduğuna ve tasfiye memuru atanmasına karar verildiğini, davalı Kooperatifin 2010 yılı genel kurulunda üç kişilik yönetim kurulu seçildiğini, 2011, 2012, 2013 genel kurullarında seçim yapılmadığını, yönetim kurulu üyesi ...'in 2015 yılında yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini, böylece yönetim kurulunun karar alma nisabını kaybettiğini, Mahkemece konunun inceleme dışı bırakıldığını, mahkemece davalı Kooperatifin tasfiyeden dönüşünün mümkün olmadığı belirtilerek bu kararın tescilinin mutlak butlanla malul olduğuna karar verildiğini, kararın tescilinin butlanının usule ve kanuna uygun olmadığını, davalı kooperatifin 1996 yıl genel kurulunda tasfiyesine karar alındığını ve sicil gazetesinde ilan edildiğini, 06.04.2014 tarihli 2013 yılı genel kurul gündeminde tasfiyeden dönme maddesi görüşülerek yetersiz genel kurul nisabıyla tasfiyeden dönme kararı alındığını ve 01.12.2014 tarihli 8705 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, bu tarihten sonra 16.12.2016 tarihinde (istifadan sonra kalan ) iki yönetim kurulu üyesinin dava konusu 201, 202, 203, 204 ve 14 no.lu taşınmazların ihaleyle satılması kararını aldıklarını ve ilan ettiklerini, tasfiyeden dönüş kararları için genel kurul kararının zorunlu olduğunu, yönetim kurulunun bu konuda karar alamayacağını, 8705 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ve tescil ettirilen 01.12.2014 tarihli tasfiyeden dönüş kararını yönetim kurulu yok sayarak kooperatifin tekrar tasfiye haline döndüğüne karar veremeyeceğini, zira bir Genel Kurul Kararı veya Yargısal bir karar olmadan ilan olunan 01.12.2014 tarihli tasfiyeden dönme kararının dış dünyada sonuç doğurmaya devam edeceğini, Mahkemenin bu hususu dikkate almaksızın hüküm kurması ve münhasıran genel kurula ait olan bir yetkiyi yönetim kuruluna ait saymasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, kararda 201, 202, 203, 204 no.lu işyerleri ile 14 numaralı bağımsız bölümün el değiştirdiğine ilişkin bir tanımda bulunulmuş ise de taşınmazların halen davalı kooperatif adına kayıtlı olduğunu Manavgat Tapu İdaresinin yeni genel kurul kararı olmadan bu satışların tescilini yapmadığını belirterek, İlk derece Mahkemesinin "Yönetim Kurulu Kararının iptali konusundaki talebin reddine" dair kararının kaldırılmasına ve bu konudaki taleplerinin kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.