Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3659 E. 2023/3592 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında imzalanan özel koruma ve güvenlik hizmeti sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve buna bağlı faiz alacağına ilişkin itirazın iptali davasında, faizin başlangıç tarihinin belirlenmesi ve icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından davalıya gönderilen ikinci ihtarname ile uygulamada "atıfet süresi" olarak adlandırılan yeni bir süre verildiği ve faizin bu yeni tarih dikkate alınarak hesaplanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, ayrıca belirli olan anaparanın faizinin hesaplanması gerekliliğinin alacağı likit olmaktan çıkarmayacağı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1269 E., 2022/896 K.

DAVA TARİHİ : 03.10.2018

HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2018/895 E., 2020/92 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince duruşmasız, davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 31.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davacı vekili Avukat Büşra Altınkaya ile davalı vekili Avukat ... Şenel Yılmaz'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 12.02.2015 tarihli Özel Koruma ve Güvenlik Hizmeti Sözleşmesi imzalandığını, davacının sözleşme uyarınca üzerine düşen edimleri yerine getirmesine rağmen davalı yanca fatura bedellerinin hem geciktirilmesi hem de eksik ödenmesi nedenleriyle başlatılan icra takibindeki yetkiye ve faize itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hizmet bedelinin ödendiğini, takipteki faizi kabul etmediklerini, faizin ne şekilde hesap edildiğinin ve başlangıç tarihinin belli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takipten önce son olarak davacı vekilince davalıya gönderilen 16.02.2018 tarihli ihtarname ile 1.996.502,83. TL cari hesap borcunun tebliğden 5 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği, bu ihtarnamedeki bedel bakımından takipten önce davalının 27.02.2018 tarihinde temerrüde düştüğü, bu temerrüt tarihi ile takip tarihi arasında davacının 36.798,56.-TL'lik faiz alacağının doğduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile takibe konu edilen 348.045,57TL'lik faizin 36.798,56 TL'lik kısmına yapılan itirazın iptali ile takibin bu bedel üzerinden devamına, devamına karar verilen alacağın yüzde yirmisi oranındaki 7.359,97 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; Türk Ticaret Kanunu'nun 1530/4. maddesi uyarınca temerrüt için ihtar gerekmediğini, takip ile kesinleşen ve davalının da kabul edip ödediği asıl alacak tutarı üzerinden faiz hesabı gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davalının ilk olarak 26.05.2017 günlü ihtarla temerrüde düştüğünü, en azından bu ihtarda belirtilen tutar olan 2.603.109,45 TL üzerinden avans faizi hesaplanmasının gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın tam kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

Davalı vekili; alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, eksik inceleme neticesinde faiz alacağı tespiti yapıldığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı yanca davalı borçluya yeni bir ihtar gönderilerek, uygulamada "atıfet süresi" olarak adlandırılan yeni bir süre verildiği anlaşıldığından faizin bu yeni tarih dikkate alınarak belirlenmiş olmasında yasaya aykırı yön bulunmadığı, belirli olan anaparanın faizinin hesaplanması ihtiyacının alacağı likit olmaktan çıkarmayacağı gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

Davalı vekili; istinaf dilekçesinede yer almayan bir kısım nedenler ile istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ve re'sen dikkate alınacak gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tacir olan taraflar arasındaki hizmet sözleşmesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 18 inci maddesinin üçüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan karşılıklı alınarak Yargıtaydaki duruşmada vekille temsil olunan taraflara verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.