Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3753 E. 2024/905 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eser sözleşmesinden kaynaklanan yabancı para cinsinden iş bedeli alacağı davasının reddine ilişkin temyiz incelemesinde, vekalet ücretinin hangi tarihteki kur ve tarife üzerinden hesaplanması gerektiği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının eser sözleşmesi kapsamındaki işin ifasını ispatlayamaması nedeniyle davanın reddine ve vekalet ücretinin yabancı paranın dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanmasının yerinde olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2019/884 E., 2022/505 K.

DAVA TARİHİ : 24.07.2015

HÜKÜM/KARAR : Red

1-Mahkemece eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemi sonucunda, davacının dava tarihi itibariyle alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

2-Mahkeme kararına karşı, davacı vekilince temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin (Yargıtay kapatılan 15. Hukuk Dairesi) 16.09.2019 tarihli ve 2018/4238 esas ve 2019/3492 karar sayılı ilamıyla, davacının sözleşmenin konusu olan ve takip talebinde yazılı faturalarda belirtilen marka ve logo tasarımlarını yapıp davalıya teslim edip etmediği, bedeline hak kazanıp kazanmadığı, faturaların tebliğ edilip itiraz edilmemesi sonucu TTK 21/2 maddesi gereğince içeriğinin kesinleşip kesinleşmediği ile faturalar tebliğ edilmemiş ise, davacının yaptığı iş ve tasarımların 6098 sayılı TBK 481. maddesi gereğince yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçleriyle bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp davalının kabul edip ödediği 3.400 Euro düşüldükten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek, karar davacı yararına bozulmuştur.

3. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki e-mail yazışmalarından ve sunulan belgelerden teslim edilen bir logo/marka tasarımı olduğuna dair bir onay maili olmadığı, söz konusu işin ifa edildiğine dair davacının ispat külfetini yerine getiremediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karara davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Kamu düzenine aykırılık halleri ile uyulan bozma ilamının içeriği ve usuli kazanılmış hak ilkesinin re'sen gözetildiği; kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış keza; davacı tarafın iddiasını ispatlayamamış olması itibariyle ve davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin dava konusu yabancı paranın dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanmasının yerinde bulunmasına göre, taraflar vekillerinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkeme kararına ilişkin taraflar vekillerinin temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.04.2024 tarihinde oy çokluğuyla ile karar verildi.

(Muhalif)

MUHALEFET ŞERHİ

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.

Mahkemece, (kapatılan Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin) bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine yürürlükteki AAÜT ve Avukatlık Kanunu gereğince ret olunan dava değerine göre takdir olunan 10.536,63 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsil edilerek, davalıya ödenmesine karar verilmiştir.

Mahkemece verilen karar, Yüksek Özel daire Sayın Çoğunluğunca oy çokluğuyla onanmıştır.

Aşağıda açıklanan nedenlerle Yüksek Özel Daire Sayın Çoğunluğunun kararına katılmıyorum.

Uyuşmazlık, yabancı para cinsinden hüküm kurulduğundan vekâlet ücretinin karar tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru ve yine karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi dikkate alınarak hesaplanmasının gerekip gerekmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

TBK’nın 99. (Mülga 818 sayılı BK m 83) maddesine göre;

‘’Madde 99 – Konusu para olan borç Ülke parasıyla ödenir.

Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir.

Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir’’.

Bu maddeye göre, Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.

1136 sayılı Avukatlık Kanununun 168. maddesine göre;

‘’Madde 168 – (Değişik madde: 02.05.2001 – 4667/81. md.)

Baronun yönetim kurulları, her yıl Eylül ayı içerisinde, yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari hadlerini gösteren birer tarife hazırlayarak Türkiye Barolar Birliğine gönderirler.

Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca, baro yönetim kurullarının teklifleri de göz önüne alınmak suretiyle uygulanacak tarife o yılın Ekim ayı sonuna kadar hazırlanarak Adalet Bakanlığına gönderilir. (Ek cümle: 16.06.2009 – 5904 S.K./35. mad) Şu kadar ki hazırlanan tarifede; genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir. Bu tarife Adalet Bakanlığına ulaştığı tarihten itibaren bir ay içinde Bakanlıkça karar verilmediği veya tarife onaylandığı takdirde kesinleşir. Ancak Adalet Bakanlığı uygun bulmadığı tarifeyi bir daha görüşülmek üzere, gösterdiği gerekçesiyle birlikte Türkiye Barolar Birliğine geri gönderir. Geri gönderilen bu tarife, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunca üçte iki çoğunlukla aynen kabul edildiği takdirde onaylanmış, aksi halde onaylanmamış sayılır; sonuç Türkiye Barolar Birliği tarafından Adalet Bakanlığına bildirilir. 8 nci maddenin altıncı fıkrası hükümleri kıyasen uygulanır.

Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır’’.

Kanunun 168/son maddesine göre, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 1. maddesine göre;

‘’MADDE 1 – (1) Mahkemelerde, tüm hukuki yardımlarda, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sonlandıran her türlü merci kararlarında ve ayrıca kanun gereği mahkemelerce karşı tarafa yükletilmesi gereken avukatlık ücretinin tayin ve takdirinde, 19.3.1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve bu Tarife hükümleri uygulanır.

(2) Taraflar arasında akdi avukatlık ücreti kararlaştırılmamış veya kararlaştırılan akdi avukatlık ücretinin geçersiz sayılması halinde; mahkemelerce, dava konusu edilen tutar üzerinden bu Tarife gereğince hesaplanacak avukatlık ücretinin altında bir ücrete hükmedilemez. Bu Tarife 1136 sayılı Kanunun 164 ncü maddesinin dördüncü fıkrası doğrultusunda gerçekleştirilecek olan akdi avukatlık ücreti belirlenmesinde sadece asgari değerin hesaplanmasında dikkate alınır. Diğer hususlar 1136 sayılı Kanundaki hükümlere tabidir.

(3) Bu Tarife hükümleri altında kararlaştırılan akdi avukatlık ücretleri, bu Tarife hükümleri üzerinden yapılmış olarak kabul edilir’’.

Tarifenin 1. maddesine göre, mahkemelerde, tüm hukuki yardımlarda, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sonlandıran her türlü merci kararlarında ve ayrıca kanun gereği mahkemelerce karşı tarafa yükletilmesi gereken avukatlık ücretinin tayin ve takdirinde, 19.3.1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ve bu Tarife hükümleri uygulanır.

Tarifenin 21. maddesine göre;

‘’MADDE 21 – (1 ) Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan Tarife esas alınır’’.

Bu maddeye göre, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan Tarife esas alınır.

Somut olayda uyuşmazlık konusu alacak yabancı para cinsindendir. Bu durumda ret vekâlet ücretinin de TBK’nın 99. (Mülga 818 sayılı BK m 83), 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 168/son, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 1 ve 21. maddeleri gereğince, reddedilen döviz cinsinden alacağın karar tarihindeki kur üzerinden Türk Lirası karşılığı ve yine karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi dikkate alınarak hesaplanması gerekmektedir.

Açıklanan tüm bu nedenlerle, vekâlet ücreti konusunda Yüksek Özel daire Sayın Çoğunluğunun, hükmün onanması yönündeki kararına katılmıyorum.