Logo

6. Hukuk Dairesi2022/3832 E. 2023/3594 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eser sözleşmesi kapsamında yapılan tünel kazısında, davacının kullandığı makinenin tünelden çıkarılamaması nedeniyle oluşan zarardan davalının sorumlu olup olmadığına ilişkin tazminat istemi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, tüneldeki çalışma koşullarını ve teknik şartları önceden kontrol etme ve makinenin tünelden nasıl çıkarılacağı konusunda gerekli çalışmaları yapma yükümlülüğünü ihmal ederek makinenin tünelden çıkarılamaması nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olduğu, davalının ise kusurunun bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1327 E., 2022/660 K.

DAVA TARİHİ : 11.11.2014

HÜKÜM/KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2014/1187 E., 2019/1024 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 31.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde davalı vekili Avukat ... geldi. Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığı anlaşılmakla onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların HES inşaatı kapsamındaki tünel işi kazısına ilişkin 03.09.2011 tarihli sözleşmeyi akdettiklerini, müvekkilinin sözleşme kapsamındaki işin yapımı için, TBM makinesini temin ederek 748.607 TL ödediğini, makinenin geri hareket etme özelliği bulunmadığını, birinci etabın bittiği noktada ikinci etabın çapının 3000 mm'den az olması nedeniyle makinenin ikinci etabın başladığı noktada tünel içerisinde kaldığını, müvekkilinin bir çok kez uyarmasına rağmen davalı şirketin betonlama işinden vazgeçmediğini, makinenin hidrolik ve motor kısmının sökülerek ayrıldığını, ancak kalıp kısmı ve sehpaların tünel içerisinde kaldığını, 2014/94 D.iş sayılı dosyada delil tespiti yaptırıldığını, kalıp ve sehpalar olmadan makinenin hiçbir işe yaramayacağının, makinenin parçalanarak toplanmasının mümkün olmadığının ve sipariş verilerek özel imalat yaptırılması gerektiğinin tespit edildiğini belirterek müvekkilinde bulunan makineye ait hidrolik ve motor kısımların davalı şirkete teslimi ile makinenin ikame bedeli 400.000,00 TL'nin faiziyle tahsiline karar verilmesini dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; belirsiz alacak davası açılamayacağını, davalının dayandığı tek delil olan delil tespit raporunun hatalı bilgi ve çelişkilerle dolu olduğunu, tünelin birinci ve ikinci etaplarının dahi hatalı belirlendiğini, davacının tünel birleşim yerlerini tutturamadığını, belirtilen kalıp ve sehpanın tünele hiç girmediğini, tünel içerisinde kalıp ve sehpa gibi su akışına engel oluşturabilecek nesne bırakılmasının da mümkün olmadığını, sözleşmenin 18.maddesine göre BİGŞ'in sözleşmenin eki olduğunu, davanın BİGŞ 53. maddede öngörülen 6 aylık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığını, davacının hakediş ve tutanaklarda ihtirazi kayıtta bulunmadığını, tünel yapımına yükleme havuzu tarafından başlanıp, regülatör yönünden yaklaşık 1100 metre tünel açıldığını, çökeltim havuzundan itibaren 141 metre segmentli tünel yapıldığını, iki tünel arasının özel makineler ile kazılacağını, davacının başlangıçtan beri tünel inşaatında kazı işlerini alt yüklenici olarak yürüttüğünü, işin fiziksel durumunun bilinmediğine yönelik açıklamaların doğru olmadığını, sözleşmenin 10.maddesinde de işin fiziki durumunun açıkça belirtildiğini, dava dilekçesinde ikinci etap olarak tanımlanan kısmın aslında birinci etap olduğunu, 20.05.2009 tarihinde yüklenici olan Gentez...Şirketi ile taşeron Mutlu...Şirketi arasında işin anahtar teslim yapımına ilişkin sözleşme akdedildiğini, Mutlu ... Şirketinin de kazı işini davacıya taşere ettiğini, davacının bu işi 30.04.2010 tarihinde tamamladığını, işin fiziki koşullarının kontrol edilmesi ve yapıma ilişkin yöntemin seçiminin davacının sorumluluğunda olduğunu, tünelde genişliğin sabit olmasının mümkün bulunmadığını, bazı bölümlerde çapın 3000 mm'nin üzerine çıktığını, bazı bölümlerde ise 3000 mm altına düştüğünü, 4. madde gereğince makine ve aparatların davacı tarafından temin edileceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında imzalanan 03.09.2011 tarihli sözleşme uyarınca, davacı yüklenicinin davalı tarafa ait Giresun ili Piraziz ilçesi Bozat Beldesinde kurulacak olan HES tesisinde daha önce yükleme havuzundan çökeltim havuzu yönüne doğru konvensiyonel yöntemle açılarak betonlanmış 1100 mt uzunluğundaki tünel ile çökeltim havuzu yönüne açılmış 141 mt uzunluğunda betonarme segmentli tünel arasında kalan iletim yapısının özel kazı makinaları ile kazılarak segment yerleştirilmek suretiyle tünel yapma işini üstlendiği, sözleşmenin 3. maddesinde İşin 674 mt uzunluğunda iletim tünelinin her türlü işçilik, makine, alet edevat dahil olmak üzere tünel açma makinası ile kazılması ve önceden hazırlanan segmentlerin yerleştirilmesi işlerini kapsadığı, sözleşmenin 10. maddesinde; yüklenicinin sözleşme konusu işler ile ilgili tüm mevcut belgeleri incelendiği, arazi, ulaşım, çevre vb. koşullar ile işin yürütülmesi için gereken malzemeler, çalışma koşullan, vb. konularda haberi ve bilgisinin olduğunu kabul ettiği, konvensiyonel yöntemle açılan 1100 mt uzunluğundaki tünelin betonlanmış olduğunun 31.03.2011 tarihinde belli olduğu, tünel açma makinesinin 2012 yılı 4. ayında tünel kazma işinde kullanılmaya başlandığı, davacının kazı işinde kullandığı tünel açma makinesinin sadece ileri yönde hareket ettiği, tünelin önceden betonlanmış 1. etabındaki kısmının dar olması nedeniyle makineyi bir bütün olarak çıkarmanın mümkün olmadığı, sökülemeyen parçalarının tünel içinde kaldığı, davacının üstlendiği iş ile alakalı olarak geçmişte yapılan tünel kazılarında yer alması, çevresel koşullardan haberdar olması, tünel kazısında gerekli tünel açma makinesinin seçimi konusunda irade sahibi olması sebepleriyle iş için gerekli uygun çalışma koşullarının ve uygulamada gerekli teknik şartların kontrolü, takibi ve denetiminden sorumlu olduğu, çalışma yaptığı tünelde çevresel koşullara göre söz konusu makinenin işin bitiminde tünelden nasıl çıkarılacağı hususunda gerekli teknik çalışmaları yapmaması sebebiyle dava konusu iş makinesinin tünel içinde kalmasında kusurlu olduğu, davalı tarafın kusurunun bulunmadığı, iş makinesinin tünel içinde kalmasından kaynaklanan davacı zararından kusuru olmayan davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; işin sözleşmenin 2. maddesinde tanımlandığı ve açıkça belirtildiği üzere sözleşme tarihi itibariyle konvansiyonel yöntemle açılmış 1100 metre tünel kazısının mevcut olduğu, bu tünele ilişkin dava dışı Gentez ve Mutlu Şirketleri arasında akdedilen sözleşmenin 3. maddesinde işin fiziki tanımının 16,28 m² ödeme hatlı (4x4,5 m modifiye at nalı kesitli) olacağının açıkca belirtildiğini, davalıya ait işin ilk aşaması olan Mayıs 2009 tarihli sözleşme kapsamında açılan 1100 metrelik modifiye at nalı kesitli tünel genişliğinin 4x4.50 metre genişliğinde olması gerekirken betonlanarak tünel kesit genişliğinin çok daraltılması, davacı makinesi tarafından diğer yönde kazı çalışması yapılırken 1100 metrelik sahada cebri boru döşemesi ve yükleme havuzu için kazı çalışması yapılması nedenleri ile makinenin tünelden çıkma şansının hiç kalmadığını, davalı tarafından yaptırılan 1100 metrelik tünel bölümünün projesine uygun olmadığı ve bu nedenle makinenin içeriden çıkartılmadığı hususlarının kanıtlandığını, davalı tarafından ilk açılan tünel kesitinin de davacı tarafından yapıldığı iddia edilmekte ise de 1100 metrelik tünel kesitinin açılmasında davacının sadece işçilik hizmeti verdiğini, tünelin betonlanmasında hiçbir dahli olmadığını, davacı tarafından basiretli bir iş adamı gibi tünelin 1100 metrelik bölümünün en az 3,65x4,15 metre genişliğinde olacağı öngörüsü ile makinenin tünel içerisine sokulduğunu, davacının basiretli bir iş adamı gibi davalının daha önceden açmış olduğu ve davacı tarafından yapılan işin tam ters tarafında yer alan 1100 metrelik bölümün sözleşmeye göre genişliğini kontrol ettiğini ve makinesinin rahatça çıkabileceği öngörüsüyle işi üstlendiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun ve isabetli gerekçeyle karar verilmiş olduğu, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde belirttiği sebepler ile aynı temyiz itirazlarını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmelerin usul ve yasaya uygun olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun gerekçeli ve denetime elverişli olduğu, davacının itirazlarını karşıladığı anlaşıldığından davacının temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin birinci

fıkrası uyarınca ONANMASINA,

17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan

davalıya verilmesine,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.