"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen 28.08.2012 tarihli sözleşme gereğince davacının, davalı tarafından ... ilinde yapılan ... AVM olarak bilinen alışveriş merkezi inşaatına ilişkin olarak AVM içi yangın tesisatları ve cihazları, temiz su ve pis su tesisatları ve cihazları, havalandırma tesisatları ve cihazları, kazan dairesi ve cihazları, ısıtma ve soğutma tesisatları ve cihazları, ortak mahaller mekanik tesisatları ve cihazlarının yapım işini 2.800.000,00 TL+KDV= 3.304.000,00 TL anahtar teslimi götürü bedel karşılığı üstlendiğini, davacının ana sözleşme ve zeyilname çerçevesinde edimini eksik, kusur ve ayıptan ari olarak tamamlayarak davalıya fili ve hukuki teslimini gerçekleştirdiğini, yapılan imalatlara ilişkin faturaların davacı tarafından davalıya teslim edildiği ve tarafların ticari defterlerine işlendiğini, bu zamana kadar davalı tarafından, yapılan işlerden dolayı davacıya herhangi bir eksik, ayıp yada sorun bildiriminde bulunulmadığını, davalının sözleşme gereğince davacıya ödemesi gereken bedeli aradaki görüşme ve mutabakatlara rağmen eksik ödediğini, ... Noterliği'nde düzenlenen 02.05.2017 tarih ve 8207 yevmiye nolu ihtarnamenin gönderildiğini, buna rağmen davalının edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL alacağın ... 16. Noterliğinin 06.08.2015 tarih ve 17207 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile temerrüt kılındığı tarihten itibaren işleyecek reeskont ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 16.10.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini arttırarak 763.445,00 TL'nin ... 16. Noterliğinin 06.08.2015 tarih ve 17207 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile temerrüt kılındığı tarihten itibaren işleyecek reeskont ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu alacağa ilişkin ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/112 E., 2016/156 K. sayılı dosyasının halen derdest olduğunu, davacının bahsedilen dosyada talep konusu alacaklardan feragat ettiğini, söz konusu davanın feragat nedeniyle reddedildiğini, mezkur davanın kesinleşmesinin beklenmesi ve bilahare feragat nedeniyle ... bu davanın reddi gerektiğini, davacının belirttiği 06.11.2015 tarihli protokole bağlı olarak müvekkili şirketçe, ... Ltd. Şti. şirket müdürü-temsilcisi...'e 420.000,00 TL alacağın tamamının ödendiğini, alacağın 120.000,00 TL'lik kısmının taksitler halinde ödendiğini, 300.000,00 TL'lik kısmının ise... tarafından çek hesabından tahsil edildiğini, davacı tarafından ... Soğutma firmasına verilmiş olan çekin haricen edindikleri bilgilere göre ... Soğutma firmasınca icraya konulduğundan ve davacı tarafından asıl alacak ve faizleri ödenmediğinden davalı tarafça üçüncü şahıs konumundaki ... Soğutma firmasından temin edilemediğini, yine ... ... firmasında bulunan 50.000,00 TL'lik çekin her ne kadar davacı tarafından ... Noterliğinin 02.05.2017 tarih 8207 sayılı ihtarnamesiyle talep edilmişse de, ihtarnamede tevdii mahalli belirtilmediğinden söz konusu çekin davacıya teslim edilemediğini, mahkemece tevdii mahallinin tayin edilmesi halinde davalı firmaca sözkonusu çekin teslim edileceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile feragat sözleşmesine göre 420.000,00 TL karşılığında tarafların karşılıklı olarak ibralaştığı, 109.900 TL şirket yetkilisine EFT yapıldığı, 10.000,00 TL sözleşme esnasında nakit verildiği, 300.000,00 TL'lik kısmın çek ile ödendiği, 100,00 TL fark kaldığı, dava dışı ... firmasında yer alan 244.000,00 TL çek ile ... ... firmasında yer alan 50.000,00 TL tutarındaki çeklerin davacıya ödenmesi ve eksik kalan 100,00 TL'nin ödenmesi durumunda sulh sözleşmesinin maddelerinin yerine getirileceği beyan edilmiş ise de, sulh sözleşmesi incelendiğinde; 10.000,00 TL tutarın nakit olarak ödendiği, 7. maddesinde ise taraflarca sözleşme koşullarının yerine getirilmemesi ya da belirtilen ödemelerin herhangi birinin süresinde yapılmaması halinde ... bu sözleşme makbuz niteliğinde kabul edilecek, taraflar yeniden yargı yoluna başvurmakta muhayyer kabul edilecektir şeklinde düzenleme yapıldığı anlaşılmakla bu madde gereği, davacının defterlerinin incelenmesine göre 23/01/2014 tarihinden itibaren 763.445,00 TL borç bakiyesi görüldüğü, her ne kadar taraflar arasında sulh sözleşmesi yapılmış ise de bu sözleşmenin hükümlerinin davalı şirket tarafından yerine getirilmemesi, davalı şirketin dava dışı firmalarda bulunan çekleri davacıya iade edeceğine dair taahhütte bulunduğu ancak çeklerin iade edilmediğinin dosya kapsamında sabit olduğu nazara alınarak sulh sözleşmesinin hükümlerinin yerine getirilmemesinden dolayı sözleşme makbuz hükmünde kabul edilmiş buna istinaden davacının VUK ve TTK hükümlerine uygun olarak tutulan ticari defterlerine göre davanın kabulü ile davalının tacir sıfatına haiz ticaret şirketi olduğu ve taraflar bakımından dava konusu işin ticari ... olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile 763.445,00 TL'nin 06/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ... Tekstil İnşaat, Gıda, Petrol Ürünleri ve Sanayi ve Tic. A.Ş.'den alınarak davacı şirkete verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; karara dayanak raporlar ile maddi vakıaların uyuşmadığını, bilirkişi raporunda davacı yanın müvekkilinden 763.445,00 TL alacaklı olduğuna dair bir tespit bulunmadığını, aksine 06.11.2015 tarihli sulh sözleşmesi uyarınca üzerinde uzlaşılan 420.000,00 TL alacağın 419.900,00 TL'sinin davacı yana ödendiği tespitine yer verildiğini, nitekim davacı yanla uzlaşılan alacağın 10.000,00 TL'lik kısmının peşin olarak, 110.000,00 TL'lik kısmının davacı şirket temsilcisi... hesabına taksitler halinde ödenmiş olduğunu, 300.000,00 TL'lik kısmı ise davacı şirket temsilcisi... tarafından çek hesabından tahsil edildiğini, 763.445,00 TL'lik rakamın, bilirkişi raporunda müvekkilinin borçlu olduğu rakam olmadığını, davacı yanın ticari defterlerinde 23.01.2014 tarihi itibarıyla borç bakiyesi olarak tespit edilen rakam olduğunu, müvekkili şirketin davacı yanla bu tarihten sonra 06.11.2015 tarihinde Sulh Sözleşmesi yaparak 420.000,00 TL üzerinden anlaşma sağlandığını, sözleşme gereği borç ödeme yükümlülüğünü ifa edildiğini, bu haliyle müvekkilinin davacıya bir borcunun olmadığını, mahkemece 06.11.2015 tarihli sulh sözleşmesinden doğan yükümlülüklerin ihlal edilip edilmediği hususunda kusur irdelemesi yapılmadığını, protokolün müvekkili tarafından ihlal edildiği varsayımıyla karar tesis edildiğini, protokol şartlarından, davacının çeklerinin teslim edilmemesinin müvekkili tarafından değil davacı yanın edimini yerine getirmemesinden kaynaklandığını, bu hususta müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacının çeklerin teslim edilmediği iddiasının dayanaksız olduğunu, 763.445,00 TL'nin 06.08.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle ödenmesine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, 06.11.2015 tarihli sulh sözleşmesinden sonra müvekkili tarafından davacı tarafa 419.900,00 TL ödendiğinin sabit olduğunu, davacı yanın 23.01.2014 tarihi itibarıyla 763.445,00 TL alacağı olduğu varsayılsa bile sonradan ödenen 419.900,00 TL'nin bu alacaktan mahsup edilmesinin gerektiğini, hükmedilen bedele 06/08/2015 tarihinden itibaren faiz işletilmesinin de hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının davacıya 419.900,00 TL ödeme yaptığının sabit olduğu, davacı ile davalı şirket arasında yapılan 06/11/2015 tarihli protokolde açıkça belirtildiği üzere taraflar arasındaki alacak - borç miktarının 946.000,00 TL olduğu, bunun her iki tarafça imzası inkar edilmeyen sulh sözleşmesi ile sabit olduğu, sulhnamede yazılı olan hükümlerden, davalı taraf 420.0000,00 TL'lik ödemeye ilişkin edimini 100,00 TL farkla yerine getirmiş ise de söz konusu protokollerde geçen çeklerin alınarak davacı firmaya teslim edilmesine ilişkin edim davalı tarafça yerine getirilmediği, buna göre; belirtilen protokoldeki tahsil hükümlerinin makbuz hükmünde olduğu, davacının davalıdan 946.000,00 TL alacaklı olduğu imzası inkar edilmeyen sözleşmeyle sabit olup, ticari defterler karşılılıklı olarak birbirini doğrulamadığından sahiplerinin lehine delil teşkil etmeyecekleri dikkate alındığında, taraflar arasındaki bakiye borcun 946.000,00 TL olduğunun Dairece kabul edildiği, ilk derece mahkemesince karşılıklı olarak birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtlarına göre, başka bir söylemle davacı defterinde davacının 763.445.00 TL alacaklı göründüğünden bahisle bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş ise de birbirini doğrulamayan defter kayıtları sahiplerinin lehine delil teşkil edemeyeceğini, sözleşmeler, bilirkişi raporları, banka dekontları ve davacı vekilinin 30/08/2021 tarihli beyanıyla da sabit olduğu üzere davalının davacıya 419.900,00 TL ödeme yaptığı, yapılan ödemenin 06/11/2015 tarihinde kararlaştırılan borçtan düşürülerek kalan tutarın hüküm altına alınması gerekirken davanın ıslah talebi doğrultusunda tümden kabulüne karar verilmesinin usul ve esas bakımından hukuka aykırı olduğu, öte yandan talebin 16/10/2019 tarihinde harcı da yatırılmak suretiyle ıslah edildiği, her ne kadar dava dilekçesinde ... 16. Noterliğinin 06/08/2015 tarihli 17207 yevmiye sayılı ihtarnamesiyle temerrüt kılınan tarihten itibaren avans faiziyle birlikte tahsili talep edilmiş ise de belirtilen ihtarname incelendiğinde söz konusu ihtarnamede herhangi bir alacak miktarının belirtilmediği, davalının dava tarihi itibariyle ve ıslah edilen miktar bakımından ise ıslah tarihi itibariyle temerrüte düştüğü açık olup, mahkemenin 06/08/2015 tarihinden itibaren faize hükmetmesinin de usul ve esas bakımından hukuka aykırı olduğu belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında infaza elverişli olacak şekilde yeniden hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabul kısmen reddiyle, 526.100,00 TL'nin 10.000,00 TL'sinin ilk dava tarihi olan 18/05/2017 tarihinden, bakiye 516.100,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 16/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde istinaf dilekçesi içeriğini tekrar ederek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesi uyarınca bakiye ... bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369, 370 ve 371. maddeleri, 6098 sayılı TBK'nın 470-486. maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Taraflar arasında düzenlendiği ihtilafsız olan "Sulh Sözleşmesi- ... ve ..." başlıklı 06.11.2015 tarihli sözleşmede borcun 946.000,00 TL olduğu belirtilmiştir. Dosyanın tetkikinden sözleşmenin şartlarının ifası değerlendirildiğinde; davalı tarafın 419.900,00 TL ödeme yaptığı ancak çeklerden doğan edimlerini ifa etmediği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 5. maddesinde taraflarca sözleşme koşullarının yerine getirilmemesi halinde ... bu sözleşmenin makbuz niteliğinde kabul edileceği ve yeniden yargı yoluna başvurmakta muhayyer kabul edilecekleri kararlaştırılmıştır. Bu durumda davacının davalıdan 946.000,00 TL tutarında alacaklı olduğunun her iki tarafça imzası inkar edilmeyen sulh sözleşmesi ile sabit olduğu ve sadece 419.900,00 TL ödeme yapıldığı ispatlanmış bulunduğuna göre bölge adliye mahkemesince verilen kararda isabetsizlik görülmemiştir.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.