"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1479 E., 2022/1051 K.
DAVA TARİHİ : 23.09.2020
HÜKÜM/KARAR : Esastan Red
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/669 E., 2021/457 K.
Taraflar arasındaki maddi -manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli ve davacı vekilince duruşmasız temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 16.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz talebinde bulunan davacı vekili Avukat ... geldi. Tebligata rağmen gelen yok. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında imzalanan 12/05/2020 tarihli sözleşmeye göre davalının sözleşme gereği üstlendiği edimlerini kararlaştırılan sürede tamamlamadığını, dava dışı idarece teslim tarihinde tespit edilen eksikliklerin müvekkilince giderildiğini, bunun üzerine 06/08/2020 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini, sözleşme kapsamında iş bedeli karşılığında verilen çekler bakımından borçlu olunmadığının tespiti ile maddi zararları ile 20.000,00 TL manevi zararın davalıdan tahsilini talep etmiş, 14/06/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile dava konusu çek bedellerinin dava sürecinde ödenmiş olması nedeni ile davaya istirdat davası olarak devam ettiklerini ve ödenen 122.856,16 TL ile 8.549,15 TL maddi tazminat alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sözleşmenin 4. maddesine göre kırk takvim gününde yani 11.07.2020 tarihi itibariyle bitirilmesi gerekli işin Aksaray Belediye Başkanlığı'nca düzenlendiği anlaşılan 13.07.2020 tarihli tutanaktaki eksik işlere göre mezkur tarih itibariyle ancak %56,62’sının tamamladığı, yüklenici, işin tesliminde, eserin kararlaştırılan tarihte tamamlanması mümkün olmayacak derecede gecikmiştir. Davacı, işin tamamlanma seviyesini ve davalının işyerini terk etmiş olmasını nazara alarak eksik işleri üçüncü kişiye ikmal ettirmek suretiyle sözleşmeden dönmüş, sözleşmeden döndüğünü de 06.08.2020 tarihli ihtar ile davalıya bildirdiği, buna göre, sözleşmenin tasfiye edilmesi ve davalı tarafından yapılan işler ve imalat seviyesi (%56,62) ile karşılığı bedelin (160.347,84-TL) belirlenmesi ve bu tutarın işin bedeli olarak davalıya ödenen tutardan (283.200-TL) indirilmesi, bakiye tutarın (283.200-TL - 160.347,84-TL = 122.852,16-TL) tazminat olarak davacıya ödenmesi gerekmekte olduğu, çeklerin davadan sonra ödendiği de nazara alınıp menfi tespit isteminin istirdada dönüştüğü değerlendirilerek, 122.852,16-TL'nin son çekin ödeme tarihi olan 25.11.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, işin geç teslim edilmiş olmasına bağlı olarak tahakkuk ettirilen 1.730-TL tutarındaki ceza parasının da menfi zarar kapsamında tazmini gerektiği, ihale konusu iş kapsamında %20 keşif artışı yapılmış ve işin teslim süresi 12 gün daha uzamış ise de, gecikmenin her hâlde davalının temerrütüne bağlı olarak ortaya çıktığı ve keşif artışına bağlı olmadığının görüldüğü, bu sebeplerle, 1.730-TL'nin de ihtar tarihi olan 06.08.2020 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline, davacı vekilinin, kiralık araç km aşımı ve kalan günlük kira bedeli olarak talep ettiği 6.819,05-TL'nin tazmini talebine gelince; bu yöndeki talep müspet zarar kapsamında olup, sözleşmeden dönüldüğüne göre müspet zarar isteminde bulunulmasının mümkün olmadığı, tacir konumundaki davacının kişilik haklarının zedelendiği yönündeki iddia ispat edilemediğinden manevi zarar talebinin reddine, maddi tazminat davası hakkında (122.852,16-TL + 1.730-TL) 124.582,16-TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, fazlaya ilişkin istem (160.347,84-TL + 6.819,05-TL + 1.000-TL = 168.166,89-TL) reddedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekilinin dilekçesinde özetle; yerel mahkemece eksik inceleme sonucunda karar verildiğini, müvekkili aleyhine hatalı bir şekilde vekalet ücretine hükmedildiğini, kararın müvekkili aleyhine olan kısımlarını kabul etmediklerini, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın tümüyle kabulüne dair yeniden hüküm kurulmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
İstinaf başvurusunda bulunan davalı vekilinin dilekçesinde özetle; yerel mahkemece hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, tebligatların müvekkiline usule uygun olarak tebliğ edilmediğini, bu durumun müvekkilinin savunma ve delil sunma hakkını ihlal ettiğini, verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; hükme esas alınan bilirkişi raporlarının dosya kapsamı ile uyumlu bulunmasına, davalının süresi içinde bilirkişi raporuna itiraz etmemiş olmasına, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin AAÜT 13/2. maddesine uygun olmasına, sözleşmenin feshi nedeniyle davacının yalnızca menfi zararlarını isteyebilecek olmasına, manevi tazminatın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekili ile davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesinin feshi neticesinde ödenen fazla iş bedelinin istirdatı, maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (6100 sayılı Kanun) 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 6098 sayılı TBK 470-486 maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2.1. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalıya teslim edilen 25/09/2020 vadeli 1008434 nolu 133.200,00 TL bedelli, 25/10/2020 vadeli 1008432 no.lu 75.000,00 TL bedelli, 25/11/2020 vadeli 1008433 no.lu 75.000,00 TL bedelli çekler bakımından toplamda 283.200,00 TL bakımından borçlu olunmadığının tespitini talep etmiş, 14/06/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava konusu çeklerin yargılama sürecinde ödendiğini belirterek 122.852,16 TL’nin davalıdan istirdatını talep etmiştir.
2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 176. maddesine göre; iki taraftan her biri usule ilişkin olarak yaptığı işlemi tamamen veya kısmen ıslah edebilir. Ancak, davacının söz konusu istemi bir usul işlemi olmayıp maddi hukuka ilişkin kısmi bir feragattir. Doktrinde buna istem sonucunun daraltılması (azaltılması) da denilmektedir. Davacı tarafın istem sonucunu azaltması, davayı genişletme veya değiştirme sayılmaz. Tam veya kısmi feragat için karşı tarafın iznine ve ayrıca bunun için ıslah yoluna başvurulmasına gerek de yoktur. (Baki Kuru - Hukuk Muhakemeleri Usulü - altıncı baskı cilt IV sayfa 4048-4049) Dolayısıyla davacı vekilinin bu isteminin ıslah müessesinin niteliği ile bağdaşır bir yönü de bulunmamaktadır.
2.3. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere Mahkemece; davacı vekilinin istemi, kısmi bir feragat olarak kabul edilip, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca dava dilekçesindeki ilk talebi ile kabul edilen miktar arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka aykırı bir yan bulunmamaktadır. Davalı yararına hükmedilen vekalet ücretinin ise karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, istirdat istemi bakımından reddedilen 160.347,84 TL ve maddi tazminat istemi bakımından reddedilen 6.819,05 TL olmak üzere toplam 167.166,89 TL kısım üzerinden ilk 40.000,00 TL için (%15) 6.000,00 TL, sonraki 50.000,00 TL için (%13) 6.500,00 TL, sonraki 77.166,89 TL için (%9,5) 7.330,85 TL olmak üzere toplamda 19.830,85 TL olduğu ancak, davalı lehine 15.785,00 TL vekalet ücretine hükmedildiği, bu hali kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerektiği anlaşılmıştır.
2.4. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1- Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, davalı vekilinin temyiz itirazlarının diğer bentlerde açıklanan nedenlerle kabulüne,
2- Temyiz incelemesine konu Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2021/1479 Esas, 2022/1051 Karar sayılı ve 22/06/2022 tarihli kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının A- MADDİ TAZMİNAT davası hakkında olmak üzere; bölümünün 6. bendinde yer alan ‘‘ 15.785-TL’’ ibaresinin çıkarılarak yerine ‘‘19.830,85 TL’’ yazılmasına, ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
Temyiz peşin harcın istek halinde davalıya iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına,
Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davalı yararına duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
16/10/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.