"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1857 E., 2022/1252 K.
DAVA TARİHİ : 27.08.2018
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/544 E., 2018/610 K.
Taraflar arasındaki şikayet davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın şikayetçi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı iflas dairesinin 09/07/2018 tarihli kararı ile tasfiyenin adi tasfiye şeklinde yapılmasına karar verdiğini, ancak bir kısım alacaklılar vekilinin talebi ile 23/07/2018 tarihli kararında, 26/07/2018 tarihli birinci alacaklılar toplantısının, ilandan itibaren en geç on gün içinde yapılamayacağı gerekçesiyle, alacaklılar toplantısının yapılmayacağına ve tasfiyenin ikinci alacaklılar toplantısına kadar resen yürütülmesine, ayrıca müflis şirketin iflas içi konkordato talep etmesi nedeniyle paraya çevirmenin ikinci alacaklılar toplantısına kadar durduğuna karar verdiğini, bu kararlara karşı mahkemenin 2018/492 Esasına kayıtlı dosyasında itiraz ettiklerini, iflas dairesinin birinci alacaklılar toplantısını yasaya aykırı bir şekilde iptal ettiğini ve iflas idaresi yerine geçerek sıra cetveli hazırladığını, birinci alacaklılar toplantısının yapılması gerektiğini, iflas dairesinin alacaklıların yerine geçerek karar veremeyeceğini ileri sürerek yetkisiz iflas dairesi tarafından hazırlanan 13/08/2018 tarihli sıra cetvelinin yok hükmünde olduğunun tespitini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; iflas dairesinin 23/07/2018 tarihli kararının 3. bendinde sıra cetveli tanzim ve ilan edilmesine karar verildiğini, davacının bu karara itiraz etmediğini ve bu kararın kesinleştiğini, bu nedenle iflas dairesinin sıra cetveli düzenlemesinde hukuka aykırılık olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İİK'nın 219. maddesi uyarınca birinci alacaklılar toplantısının ilan tarihinden itibaren en geç 10 gün içinde yapılacağı, 10 günlük sürenin geçmesinden sonra birinci alacaklılar toplantısının yapılmasının mümkün olmadığı, İİK'nın 222. maddesine göre ise birinci alacaklılar toplantısının yapılamaması halinde iflasın kesinleşmesinden sonra yapılacak ikinci alacaklılar toplantısına kadar tasfiyenin iflas dairesince yürütüleceği, iflas dairesinin sıra cetveli düzenlenmesine ilişkin kararına da itiraz edilmediği, bu nedenlerle iflas dairesinin sıra cetveli düzenlemesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
2.Mahkemece 22.11.2018 tarihli ek karar ile; kararın kesin olduğunu belirterek davacının istinaf başvuru talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına ve ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; icra mahkemesinin şikayet üzerine verdiği kararlar istinaf edilebileceğinden mahkemenin kararın kesin olduğuna dair ek kararının yasaya aykırı olduğunu, doktrinde 10 günlük sürenin geçmesinin alacaklılar toplantısı yapılmasına engel olmayacağının kabul edildiğini, uygulamada da 10 günlük süreye hiç uyulmadığını, iflas dairesinin hazırladığı sıra cetvelinin yok hükmünde olduğunu belirterek karar ve ek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sıra cetveline şikayete ilişkin karar, İİK'nın 363 maddesinde sayılan istinaf yoluna başvurulması mümkün olmayan kararlardan olmadığından, davacı vekilinin ek karara yönelik istinaf itirazlarının kabul edilerek asıl kararın incelendiği, davacı tarafın iflas dairesinin 23/07/2018 tarihli, birinci alacaklılar toplantısı yapılmayacağına ve ikinci alacaklılar toplantısına kadar tasfiyenin resen yürütülmesine ilişkin kararına karşı şikayetinin, İstanbul Anadolu 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/492 Esas sayılı dosyasında reddedilerek kararın kesinleştiği, bu durumda iflas dairesinin birinci alacaklılar toplantısının yapılmayacağına ve tasfiyenin resen yürütülmesine dair kararı kesinleştiğine göre, davacı vekilinin yine aynı nedene dayanarak birinci alacaklılar toplantısının yapılması ve sıra cetvelinin iflas idaresince hazırlanması gerektiğine ilişkin iddiasının dinlenilemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, iflas dairesinin kendisini görevlendirmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk alacaklılar toplantısının yasaya aykırı olarak iptal edildiğini, sıra cetvelinin yok hükmünde olduğunu, iflas dairesinin konkordato teklifi hakkında karar verilinceye kadar tasfiyeyi tatil etme hakkı bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iflas sıra cetvelinde şikayete ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Başka bir dosyada şikayete konu edilip şikayetin reddine karar verilmiş olan iflas dairesinin 23.07.2018 tarihli kararına göre iflas tasfiyesini yürüten iflas dairesince sıra cetveli düzenlenmiş olup, temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci
fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.