"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/311 E., 2023/60 K.
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/553 E., 2020/734 K.
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında düzenlenen 01.12.2009 tarihli sözleşme ile davalının Libya'da yapımını üstlendiği proje için gerekli olan cebri borular ve parçaların imalatı ve montajı işinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin bu sözleşmeden doğan yükümlülüklerini sözleşmeye uygun şekilde ve zamanında yerine getirdiğini, davacı tarafından imalatı tamamlanan dava konusu boruların davalı tarafça teslim alınmadığını ve bedeli olan 76.865 Euro'nun ödenmediğini, boruların müvekkili şirketin stok sahasında bekletildiğini ve stoklama maliyetinin oluştuğunu ileri sürerek, 76.865 Euro karşılığı TL'nin 04.01.2012 tarihinden itibaren, 10.267 USD stoklama maliyetinin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'un 4/a maddesi uyarınca işletilecek yasal faizi ile birlikte ödeme tarihindeki efektif satış kuru üzerinden davalıdan tahsilini ve teminat mektubunun iadesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve Şubat 2011 tarihinde Libya'da meydana gelen olaylar sebebi ile bu ülkede çalışmanın imkansız hale gelmesi sebebi ile sözleşmenin bu tarih itibari ile feshedildiğinin kabulü gerektiğini, üretilen malların sözleşmede belirtilen nitelikleri taşımadığını, dava konusu ürünlerin bir kısmında eksiklik olduğunu ve sevke hazır olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davacının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiği, davalıya boruları teslim alması konusunda ihtarat yaptığı, sözleşme kapsamında üretilen boruları teslim almakta temerrüde düşen davalının üretilen boruların bedeli ile stoklama maliyetini davacıya ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, boru bedeli 63.047,09 EURO'nun ve stoklama bedeli 9.420 USD'nin dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının USD ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, teminat mektubunun davacıya iadesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince, taraflar arasındaki sözleşmede, imalatı yapılıp teslim edilecek boruların teslime kadar muhafaza giderlerine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi, sözleşmenin ifa imkânsızlığının doğduğu aşamaya kadar geçen süreçte sözleşmeye ve davaya konu boruların boyanması yönünde karşılıklı yazışmalar da olup, davacının, boruların teslim alınmasına, teslim alınmaması halinde depolama nedeniyle zarara uğradığına/uğrayacağına ilişkin davalıyı temerrüde düşürücü bir ihtarı da bulunmadığı, bu durumda boruların depolama (stoklama) bedeline ilişkin 10.267,00 USD'lik talep kaleminin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, sözleşmeden kaynaklanan bakiye alacak miktarı olan 63.047,09 Euro'nun dava tarihinden işleyecek 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının Euro ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, teminat mektubunun davacıya iadesine karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraf vekillerince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1- Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasında düzenlenen 01.12.2009 tarihli "Libya Great Man Made iver Water Utilization Authority -Contract No:357- Water Supply To Rajma Ghot Es Sultan And Benghazi Plain Projesi Cebri Borularının ve Parçalarının İmalat ve Montaj İçin İşgücü Temini İşi" sözleşmesi, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olup, davacı taşeron, davalı yüklenicidir. Bu sözleşme ile davacı taşeron, davalı yüklenicinin dava dışı iş sahibine karşı üstlenmiş olduğu projenin cebri borularının ve parçalarının imalatlarının tamamlanması ve davacı işyerinde teslimi ile bedeli ödenmek kaydıyla montaj için gerekli kalifiye işgücü ve süpervizör temini işini üstlenmiştir.
Davacı taşeron bakiye iş bedeli ile birlikte sözleşmeye uygun olarak imalatı tamamlanıp, stok sahasında hazır bekletilmesine rağmen davalı iş sahibince boruların teslim alınmaması sebebi ile oluşan stoklama maliyetinin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince taraflar arasındaki sözleşmede, imalatı yapılıp teslim edilecek boruların teslime kadar doğacak muhafaza giderlerine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, sözleşmenin ifa imkânsızlığının doğduğu aşamaya kadar geçen süreçte boruların teslim alınmaması halinde depolama nedeniyle zarara uğradığına/uğrayacağına ilişkin davalıyı temerrüde düşürücü bir ihtarı da bulunmadığı gerekçesiyle stoklama maliyetinin talep edilemeyeceği belirtilmiş ise de, dava konusu boruların imalatı tamamlanıp, bir kısmı davalı tarafça belirlenen kontrol firması tarafından kontrolleri yapılıp paketlenmiş halde, bir kısmı ise son kat boyası atılacak halde kontrol için davacıya ait stok sahasında hazır bekletilmesine rağmen dava tarihine kadar teslim alınmadığı sabit olduğuna göre, stoklama maliyetinin Türk Lirası karşılığının tespiti için bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak hesaplanacak bedele Türk Lirası olarak hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nin İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında verdiği karar usul ve yasaya aykırı görüldüğünden BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya iadesine, HMK'nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 04.11.2024 gününde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.