Logo

6. Hukuk Dairesi2023/2289 E. 2024/5023 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kooperatif ile yüklenici şirket arasında yapılan inşaat sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağı ve sözleşmenin geçersizliği talepli davaların birleştirilerek çözümlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamına uygun olarak, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve yapılan harcamaların uzman bilirkişi raporuyla tespiti sonucu yüklenicinin iş bedeli alacağının belirlenmesi ve sözleşmenin geçerliliğinin kabulü gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/443 E., 2023/218 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul-Kısmen Ret

1-Asıl ve birleşen davalar eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, yüklenici şirket tarafından açılan asıl dava ile birleşen Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/30 Esas, Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/145 Esas sayılı dosyalarında iş bedeli alacağının tahsili, iş sahibi kooperatif tarafından açılan birleşen Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/368 Esas sayılı dosyasında ise taraflar arasındaki sözleşmenin batıl olduğunun tespiti ile iptâline karar verilmesi istenmiştir.

2- İlk Derece Mahkemesince, yüklenici tarafından açılan asıl dava ile birleşen 2009/30 Esas ve 2010/145 Esas sayılı davaların reddine, iş sahibi tarafından açılan birleşen 2009/368 Esas sayılı davanın kabulü ile taraflar arasındaki sözleşmenin yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmiştir.

3-İlk Derece Mahkemesi kararının, asıl ve birleşen 2009/30 Esas, 2010/145 Esas sayılı davaların davacısı ve birleşen 2009/368 Esas sayılı davanın davalısı olan yüklenici şirket vekili tarafından temyizi üzerine,Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi'nin 2016/3648 Esas, 2017/2885 Karar sayılı ilamıyla; "1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 42. maddesi hükmü gereğince kooperatif genel kurulu bütün ortakları temsil eden en yetkili organdır. Genel Kurul 1163 sayılı Yasanın 42. maddesinde sayılı yetkilerini devir ve terk edemez. Aynı maddenin 7. bendinde imalat ve inşaat işlerinin yaptırılma yöntemini belirlemek kooperatif genel kurulunun devir ve terk edemeyeceği yetkileri arasında sayılmıştır. Kooperatif yönetim kurulu ise 1163 sayılı Yasanın 55. maddesi uyarınca kanun ve ana sözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetlerini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır. Devir ve terk edilemeyecek genel kurul yetkilerine dahil olan ya da ana sözleşme ile çözümü genel kurula bırakılan bir konuda yönetim kurulunca alınan karar geçersizdir. Genel kurulca kararlaştırılan yapım şekline uyulmaması sözleşmeyi geçersiz kılmaktadır. Somut olayda mahkemece kooperatifin 14.02.2004 tarihinde yapılan genel kurulunda inşaatın kooperatif yöneticileri tarafından yapılacağı başka bir inşaat firmasına iş verilmeyeceği kararlaştırılmasına rağmen yönetim kurulunca yüklenici şirket ile yapılan 13.09.2004 tarihli sözleşmenin geçersiz olduğu, daha sonra yapılan gene! kurullarda da söz konusu sözleşmeye açıkça icazet verilmediği belirtilerek sözleşmenin geçersiz olduğu sonucuna varılmıştır. Ne var ki, yüklenici şirket tarafından 2004 yılında yapımına başlanan ve mahallinde gerçekleştirilen keşif sonucu alınan 03.05.2012 tarihli rapor ile dosya üzerinden alman 08.08.2014 tarihli rapor içeriğine göre yapımı büyük oranda tamamlanan inşaat işine ilişkin sözleşmenin uzun zaman geçtikten sonra geçersizliğinin ileri sürülmesi Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde belirlenen iyiniyet kurallarıyla bağdaşmaz. Bu safhada sözleşmenin geçersizliğine dayanılması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup hukuk düzeninin bu davranışı korumayacağı ortadadır. Hâl böyle olunca mahkemece işin esasına girilerek 13.09.2004 tarihli sözleşme hükümleri doğrultusunda yüklenici tarafından açılan asıl ve birleşen davaların sonuçlandırılması, iş sahibi kooperatif tarafından açılan 2009/368 Esas sayılı davanın ise reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır" gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

4- İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen 2009/30 Esas, 2010/145 Esas sayılı davaların kabulüne, birleşen 2009/368 Esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir.

5-Bu kararın asıl ve birleşen 2009/30 Esas, 2010/145 Esas sayılı davalarda davalı ve birleşen 2020/368 esas sayılı davada davacı olan kooperatif vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi'nin 2020/2182 Esas, 2021/2972 Karar sayılı ilamıyla;" davacı yüklenici vekili, asıl ve birleşen 2009/30 esas ve 2010/145 esas sayılı davalarda, dava dilekçelerinde “kooperatif harcamalarının gözükeceği 2005, 2006, 2007, 2008 ve 2009 yılarına ait kooperatif defter ve kayıtları ile bilançolarını” delilleri arasında göstermiştir. Mahkemece hükme esas bilirkişi asıl ve ek raporlarında yapılan hesaplamalar afaki olup hüküm tesisine elverişli değildir. Taraflar arasındaki 13.09.2004 tarihli sözleşmede yüklenici alacağının hesaplanma yöntemi gösterilmiş olup asıl ve birleşen davalardaki yüklenici alacaklarının bu hesaplama yöntemine göre belirlenmesi gerekir. O halde mahkemece, yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan gerekçeli ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, davacı vekili de açtığı asıl ve birleşen dava dosyalarında delil olarak dayandığından, 13.09.2004 ile 31.12.2009 tarihleri arasındaki davalı kooperatif defter ve kayıtları baz alınarak sözleşme uyarınca inşaat için yapılan harcama ve imalat miktarı bulunup, sözleşmenin az yukarıda yer verilen hükümlerine göre davacı alacağının bilirkişilere hesaplattırılması, davacı yüklenicinin 02.01.2013 tarihli dilekçesindeki ödeme miktarı konusundaki kabulü de gözetilerek davacıya yapılan ödemelerin tespiti, yine davalı iş sahibi kooperatifin, asıl davaya cevap dilekçesinde 27.600,00 TL davacı yükleniciye borçlu olduklarını kabul ettiğinin gözönünden bulundurulması, rapora itiraz edildiği takdirde itirazların giderilmesi için ek rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir" gerekçesiyle kararın temyiz eden asıl ve birleşen 2009/30 Esas, 2010/145 Esas sayılı davalarda davalı, 2009/368 Esas sayılı davada davacı olan kooperatif yararına ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

6-İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen 2009/30 Esas sayılı davanın kısmen kabulüne, birleşen 2010/145 Esas sayılı davanın kabulüne, birleşen 2009/368 Esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir.

7-İlk Derece Mahkemesinin bozma üzerine verdiği karara karşı asıl ve birleşen 2009/30 Esas ve 2010/145 Esas sayılı davaların davacısı ve birleşen 2009/368 Esas sayılı davanın davalısı olan yüklenici şirket vekili tarafından süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Kamu düzenine aykırılık halleri ile usuli kazanılmış hak ilkesinin re'sen gözetildiği; dosya içeriği, kararın dayandığı gerektirici sebepler ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, yine bozma ilamı doğrultusunda Yargıtay denetimine elverişli, içerik itibariyle yeterli ve inandırıcı bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiş olmasına göre, asıl ve birleşen 2009/30 Esas, 2010/145 Esas sayılı davaların davacısı ve birleşen 2009/368 Esas sayılı davanın davalısı olan yüklenici şirket vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi kararına ilişkin asıl ve birleşen 2009/30 Esas ve 2010/145 Esas sayılı davaların davacısı ve birleşen 2009/368 Esas sayılı davanın davalısı olan yüklenici şirket vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacı 3M Mühendislik İnşaat Taahhüt ve Ticaret Ltd. Şti.'den alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 19.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.