Logo

6. Hukuk Dairesi2023/3324 E. 2024/604 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında, davacı tarafından talep edilen kesintinin tamamının davalıdan tahsil edilip edilemeyeceği ve alacağın hangi para birimiyle hüküm altına alınacağı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı taşeronun imal ettiği direklerin ağırlıklarının sözleşmeye uygun olmaması sebebiyle idarece yapılan kesintilerin davacı yüklenici tarafından rücuen talep edilebileceği, mahkemenin bozmaya uygun davrandığı ve davacı yararına kazanılmış hak bulunmadığı gözetilerek, davacının temyiz itirazlarının reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı ... vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından imâl edilerek sahaya sevk edilen galvanizli direklerin ağırlıklarının 16.08.2007 ve 05.01.2008 tarihli sözleşme hükümlerine, 28.08.2007 ve 06.02.2008 tarihli test raporları sonuçlarına, dava dışı ...'ın teknik şartnamelerine ve birim fiyatlarına aykırı olduğunu, bu nedenle dava dışı ... sahibi tarafından müvekkilinin 18 no.lu kesin hakedişinden kesinti yapıldığını, yapılan kesintinin 28.265,97 Euro kısmının davalının imâl ve teslim ettiği direklerden kaynaklandığını ileri sürerek, 28.265,97 Euro karşılığı 65.576,91 TL alacağın kesinti tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu direklerin siparişe, sözleşmeye, sözleşme eki teknik resimlere ve şartnamelere uygun olarak imâl edip davacıya teslim edildiğini, 16.08.2007 ve 05.01.2008 tarihli sipariş formlarında direklerin ağırlık değil adet üzerinden sipariş edildiğini, idare yetkililerinin katılımıyla yapılan testlerde direk ağırlığına yönelik bir test yapılmadığını, davacının iddia ettiği şekildeki ağırlık eksikliğinin ilk aşamada hesaplanabilecek miktarda olduğunu, davacının direkleri teslim aldıktan sonra itirazda bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 22.05.2013 tarihli ve 2012/69 Esas, 2013/221 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasındaki ilişkinin ticari satım olduğu, davalının usulüne uygun olarak direkleri üretip teslim ettiği, direklerde ağırlık kararlaştırılmadığına göre yapılan satımın ayıplı olduğundan söz edilmesinin mümkün olmadığı, ancak bir an için satımın ayıplı olduğunun (direklerde ağırlık eksikliği bulunduğu) kabul edilmesi halinde bunun açık ayıp olduğu, davacı tarafın ayıbın ileri sürülmesi için gerekli olan süre içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1- Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2- Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 03.02.2016 tarih ve 2015/5304 Esas, 2016/645 Karar sayılı kararı ile, davacı yüklenici, davalı taşeron ve dava dışı ... sahibi arasında ... işine ilişkin olarak düzenlenen 28.08.2007 tarihli ve ... işine ilişkin olarak düzenlenen 06.02.2008 tarihli “Test ve Tespit Raporu” başlıklı protokollerin son paragraflarında, bu protokollerin ...'ın haklarının saklı kalması ve daha sonra ortaya çıkabilecek teknik şartnameye aykırılıklardan imalâtçı firmanın (davalının) ve müteselsilen yüklenici firmanın (davacının) sorumluluğunun devam etmesi koşulu ile imzalandığı, davalı taşeronun sonradan ortaya çıkabilecek teknik şartnameye aykırılıklardan dava dışı ... sahibine karşı akidi olan davacı yüklenici ile birlikte müteselsilen sorumlu olmayı kabul ettiği, protokollerde süre tayin edilmediğinden davalının protokollere dayalı sorumluluğunun zamanaşımı süresince devam edeceği, dava dışı ... sahibinin teknik şartnameye aykırılıktan kaynaklanan hak ve alacaklarının müteselsil borçlulardan davacı yüklenici tarafından karşılanması halinde davalı taşeronun 28.08.2007 ve 06.02.2008 tarihli protokollere dayalı müteselsil sorumluluğunun davacı yükleniciye karşı devam edeceği, davalının imâl ve teslim ettiği direklerin ağırlıklarının ... birim fiyat ve analizlerindeki ağırlıkların altında kaldığı ve teknik şartname hükümlerine uygun olmadığı gerekçesiyle 18 no.lu kesin hakedişte dava dışı ... sahibince davacı yüklenicinin alacağından yapılan kesintiden 28.08.2007 ve 06.02.2008 tarihli protokol hükümleri uyarınca davalının sorumlu olduğu kabul edilerek, davalının sorumlu olduğu kesinti miktarının bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 13.02.2020 tarihli ve 2019/137 Esas, 2020/139 Karar sayılı kararıyla, bozmaya uyularak, davacının dava dışı ... sahibi idare tarafından sözleşme konusu elektrik direklerinin sözleşme eki teknik şartnamedeki ağırlıklara uygun ağırlıkta ve nitelikte olmaması nedeni ile idare tarafından hak edişlerinde yapıldığı sabit olan kesintileri rücuen davalıdan talep hakkının mevcut olduğu, bilirkişi kurulu ek raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, dava konusu 65.543,13 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1- Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2- Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 16.03.2022 tarih ve 2021/50 Esas, 2022/1450 Karar sayılı kararı ile; davalının sair temyiz itirazları reddedilmiş, davalı taşeronun sorumlu olduğu kesinti miktarını emsal ilâmlarda belirtilen şekilde hesap etmeyen bilirkişi kurulu ek raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğu gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacının dava dışı ... sahibi idare tarafından sözleşme konusu elektrik direklerinin sözleşme eki teknik şartnamedeki ağırlıklara uygun ağırlıkta ve nitelikte olmaması nedeni ile idare tarafından hak edişlerinde yapıldığı sabit olan kesintileri rücuen davalıdan talep hakkının mevcut olduğu, bu itibarla da bozma ilamı sonrasında aldırılan bilirkişi kurulu ek raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 42.976,50 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda bedelin yanlış hesaplandığını, tenzilat uygulanmasının mümkün olmadığını, dava dışı ... sahibinin yapmış olduğu kesintinin tamamının davalıdan tahsili gerektiğini, dava dilekçesinde alacağın Euro üzerinden talep edildiği halde, Türk Lirası üzerinden hesap yapılamayacağını, alacağın Euro para cinsi ile hüküm altına alınması gerektiğini, alacağa kesinti tarihinden itibaren avans faizi uygulanması gerektiğini belirterek, kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

818 sayılı Borçlar Kanununun 355 nci ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanunun 428. maddesi ile 439. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı harcın temyiz edenden alınmasına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.