Logo

6. Hukuk Dairesi2023/335 E. 2023/3981 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı kooperatiften ayrılan davacının, sermaye alacağının tahsili isteminin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Kooperatifin genel kurul kararının alacağın ödenmesini erteleyen açık bir hüküm içermediği, bu nedenle davanın erken açılmış olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğu ve işin esasının ineleneceği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

EK KARAR TARİHİ : 07.12.2022

SAYISI : 2020/132 E., 2022/1373 K.

DAVA TARİHİ : 01.03.2017

HÜKÜM/KARAR : Esas hakkında yeniden hüküm / Davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karacabey 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/337 E., 2019/476 K.

Taraflar arasında alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkilin davalı kooperatife geçmiş yıllarda yaptığı ürün satışlarından davalı kooperatif tarafından haksız ve hukuka aykırı bir şekilde sermaye katılım payı kesintisi adı altında kesintiler yapıldığını, 4572 Sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Geçici 1. maddedeki ortak üreticilerin kooperatif ortaklığından ayrılma talepleri halinde kendilerine sermaye payı iadesi işlemi yapılmaz hükmü de tümüyle yürürlükten kaldırıldığından üye olan ortakların ayrılmaları halinde sermaye payı iadelerinin önünde bir engel bulunmadığını ileri sürerek 180.403,31 TL’nin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının uzun yıllardan bu yana müvekkili kooperatif üyesi olduğunu, aksi yöndeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının talebi doğrultusunda müvekkili kooperatif yönetim kurulunun 23.06.2014 tarihli 86 no.lu kararıyla ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiğini, 22.11.2014 tarihli genel kurulunda alınan karar uyarınca, davacının sermaye ödemesinin 5 yıl ertelenerek 2019 yılında ödenmesine karar verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı idarenin 23.06.2014 tarihinde kooperatif birliğinden çıkma talebinin kabul edildiği, bu tarihte davacı idarenin sermaye payının ise 190.563,38 TL olduğu, davalı tarafın davacıdan yapılan kesintilere açık bir itirazının bulunmadığı, davacının talebinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının müvekkili kooperatif üyeliğinden çıkarıldığını ancak davacının sermaye payının ödenmesinin ana sözleşme ve mevzuat hükümleri doğrultusunda genel kurul kararı ile 5 yıl ertelenmesine karar verildiğini, bu karar davacıya bildirilmesine karşın genel kurul kararının iptali davasının açılmadığını, davacının talebinde haksız olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kooperatifin 22.11.2014 tarihli genel kurulunda davacıya sermaye ödemesinin 5 yıl ertelenerek 2019 yılında ödenmesi yönünde karar alınmış olup anılan kararın davacıya 23.12.2014 tarihinde bildirildiği, davacı tarafça genel kurul kararının iptali davasının açıldığı ileri sürülmediği gibi bu yönde dosyada herhangi bir bilgi ve belgeye de rastlanılmadığı, anılan genel kurul kararının alacağın muacceliyet tarihini öteleyen bir işlem olduğunun kabulü gerektiği, dolayısıyla davacının alacağını ancak 24.11.2019 tarihinden itibaren talep edebileceği gözetilmeden dava tarihi itibariyle henüz muaccel olmayan davacının alacak talebinin reddinin gerektiği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkil idare ile davalı arasında usul ve hukuka uygun bir ortaklık ilişkisi kurulmadığını, yönetim kurulunca davalı kooperatife ortak olunması yönünde alınmış bir karar bulunmadığını, 4572 sayılı Kanunda yürürlükten kaldırılan geçici madde ile üye olan ortakların dahi sermaye payı iadelerinin önünde bir engel bulunmadığını, davalı kooperatif kayıtlarında müvekkil idare ortak olarak gözüktüğü için sermaye katılım payı adı altındaki kesintilerin ortaklıktan çıkma şeklinde tahsil edilmesinin sağlanması yoluna gidildiğini, ana sözleşme uyarınca 5 yıl gibi çok uzun bir süre erteleme kararı alınmasının hakkın kötüye kullanılmasını oluşturduğunu, müvekkil idarenin taleplerinin sürekli bir şekilde reddedildiğini, haklı talebin sürüncemede bırakıldığını, ayrıca müvekkil aleyhine takdir edilen vekalet ücretinin maktu olması gerekirken nispi olarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı kooperatif ortaklığından ayrılmaya dayalı sermaye alacağının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1163 sayılı Kanunun 17 nci maddesi, Kooperatif Ana Sözleşmesinin 18 nci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Davacı tarafın davalı kooperatife üye olduğu, davacı tarafın 20.06.2014 tarihli kooperatif ortaklığından çıkma talebinin 23.06.2014 tarihli kooperatif yönetim kurulu kararı ile kabul edildiği ortaklığı sona erenlerin durumuna ilişkin 22.11.2014 tarihli genel kurulda karar alındığı dosya kapsamında sabittir.

2. Somut olayda, davalı kooperatifin 22.11.2014 tarihli genel kurulda 10. gündem maddesi ile "ana sözleşmenin 18 nci maddesinin 6. ve 7. fıkrasındaki ortaklığı sona erenlere yapılacak sermaye ödemelerinin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek durumlarda 5 yılı aşmamak üzere ertelenmesine" şeklinde alınan kararın açık bir erteleme kararı olmadığı anlaşılmakla erken açılan davadan söz etmek mümkün değildir. Bu durumda işin esasına girilerek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.