"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/427 E., 2022/279 K.
DAVACILAR : 1- ...2-... 3-... 4-...5-...
6-Evren İşık 7-... 8-... vekilleri Avukat ... 9-... 10-... 11-... 12-... 13-... 14-...
BİRLEŞEN DAVA : Trabzon 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/658 E.
DAVALILAR :1- ...2-... 3-... 4-...5-...
6-Evren İşık 7-... 8-... vekilleri Avukat ... 9-... 10-... 11-... 12-... 13-... 14-...
Mahkemece bozmaya uyularak verilen karar, Birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
1. Asıl davada davacı yüklenici vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında sözlü olarak yapılan anlaşmaya göre müvekkilinin dava konusu Trabzon ili 1 no'lu... Mahallesi, ada 1191, parsel 5 ve bitişiğindeki parsellerde taş duvar inşa etme konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin işi tamamlayarak teslim ettiğini, bakiye iş bedeli alacağının ödenmediğini ileri sürerek şimdilik 135.000,00 TL bakiye iş bedeli alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
2. Birleşen davada davacı iş sahibi vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında müvekkiline ait Trabzon Merkez 1 no'lu... Mahallesinde kain ada 1191, parsel 5 ve bitişiğindeki parsellerin çevresine taş duvar inşa etme konusunda anlaştıklarını, sözleşme kapsamında davalı taraf taş duvarı müvekkiline teslim ettikten sonra müvekkili tarafından dava konusu taş duvarda incelemeler yaptırılarak rapor aldırıldığını, raporda davalı tarafından yapılan duvarın kalitesiz harçtan yapıldığının ve sağlam olmadığının bilirkişi raporuyla sabit olduğunu, müvekkilinin davalıya inşaat için 151.665,00 TL ödediğini, arta kalan kısım için müvekkili ile davalının anlaşamadığını, bu nedenle Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/162 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine belirsiz alacak davası açıldığını, müvekkilinin eserdeki ayıbı sözlü olarak davalıya bildirdiğini, davalı tarafın tüm uyarılara rağmen bedelden herhangi bir indirim yapmadığını ileri sürerek davalı tarafından inşa edilen duvardaki ayıplardan şimdilik 5.000,00 TL bedel indirimine karar verilmesini talep etmiş, ilk bozmadan sonra 05.10.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 224.620,20 TL ye artırmıştır.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalı iş sahibi vekili cevap dilekçesinde; dava konusu parsel ile yanındaki parsellerde yapılmakta olan duvar inşaatı için davacı ile müvekkili arasında sözle ve güvene dayalı bir anlaşma yapıldığının doğru olduğunu, davacıya 151.665,00 TL ödeme yapıldığını, davacıya borçlarının olduğunu, ancak alacağının ne olduğunun bilinmesi için anlaşamadıklarını, bu miktarın teknik bilirkişiler tarafından tespit edilmesini, çıkacak bedeli ödemeye hazır olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Birleşen davada davalı yüklenici vekili cevap dilekçesinde; eserin ayıplı olmadığını, yapılan imalatların sözlü anlaşmaya uygun olduğunu, davacının eserin hangi özellikleri taşıması gerektiğini yazılı bir sözleşme ile kanıtlaması gerektiğini, ücret indirimi isteminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, işi Mart 2012 tarihinde tamamladığını ve fiilen teslim ettiğini, bakiye iş bedelinin ödenmediğini, davacının öncelikle duvarın hangi vasıf ve kalitede olması gerektiği konusunda yazılı delil sunması gerektiğini, davalının bizzat alt taraftaki duvarın arkasını boydan boya açtırdığını, duvarın taşlarını söktürdüğünü, öte yandan taş duvarın iklim koşulları ve aradan geçen süre nedeniyle eskidiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.06.2014 tarihli ve 2012/162 Esas, 2014/241 Karar sayılı kararı ile davalı iş sahibi vekilinin cevap dilekçesinde uzman ve teknik bilirkişiler marifetiyle yapılacak tespitte ortaya çıkacak rapora göre ödenmesi gereken bakiye bedelin hemen ödeneceği, 15.02.2013 tarihli celsede bilirkişi raporuna yapılan imalatın büyüklüğü açısından bir itirazının olmadığı, niteliği açısından itiraz hakkının saklı olduğu hususundaki beyanı, 28.10.2013 tarihli yazılı beyanında kalan 41.335,00 TL dışında herhangi bir ödemeyi müvekkilinin kabul etmediği yönündeki beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; alınan bilirkişi heyeti raporuna göre toplam imalat bedellerinin 224.620,20 TL kabul edilerek bu miktardan önceden ödenen miktarın düşümü ile bakiye iş bedeli alacağının 72.955,20 TL olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, davaya konu duvar imalatının ayıplı olması hususunda davanın açıldığı tarihten 22.11.2013 tarihine kadar davalı tarafça herhangi bir talepte bulunulmadığı, bilirkişilerce belirlenecek bedelin ödeneceği yönündeki beyanlar da dikkate alınarak birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı-birleşen dosya davacısı iş sahibi vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi'nin 30.03.2015 tarihli ve 2014/6916 Esas, 2015/1587 Karar sayılı kararıyla; sair temyiz itirazlarının reddiyle dava konusu duvarın 6100 sayılı HMK’nın 266 ve devamı maddelerine uygun seçileçek uzman bir bilirkişiye incelettirilmesi, eserin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın açık ayıp mı gizli ayıp niteliğinde mi bulunduğunun açıklattırılması, açık ayıplı ise talebin reddine, gizli ayıplı ise ayıbın alınan rapor ile öğrenilmiş olacağı ve davalı birleşen dosya davalısı tarafından süresinde dosyaya rapor ibrazı ile ayıp ihbarının süresinde yapıldığının kanıtlandığı kabul edilerek gizli ayıptan kaynaklanan zararın ayıbın ortaya çıktığı tarihteki rayiç piyasa fiyatlarıyla hesaplattırılarak birleşen davada hüküm altına alınması gerekirken aksi düşüncelerle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle söz konusu kararın temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısı lehine bozulmasına karar verilmiştir.
2. Mahkemenin 12.12.2017 tarihli ve 2015/343 Esas, 2017/772 Karar sayılı kararı ile bozmaya uyularak alınan bilirkişi raporu ile dava konusu istinat duvarındaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, davalı- karşı davacının makul sürede teknik inceleme yaptırarak ayıbı ihbar ettiği, ayıp nedeniyle bedelde indirim talep edilmiş ise de ayıbın niteliği ve ayıp nedeniyle eserin kullanım durumunun tamamıyla imkansız olması sebebiyle davalı- karşı davacının talebinin sözleşmeden dönme ve bedelin iadesi anlamı taşıdığı, eser için ödenen bedelin 224.620,20 TL olduğu hususunun daha evvel yapılan ve Yargıtay onaması ile kesinleşen karar ile sabit olduğu, bu sebeple eserin iadesi ile ödenen bedelin geri verilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl davada verilen hüküm kesinleşmiş olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı-birleşen dosya davalısı yüklenici vekili tarafından temyiz isteminde bulunulması üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi'nin 25.10.2018 tarihli ve 2018/469 Esas, 2018/4078 Karar sayılı kararıyla; sair temyiz itirazlarının reddiyle mahkemece bozmadan sonra alınan raporların çelişkili olduğu ve itiraz edildiğinden maddi gerçeğin ortaya çıkması için HMK'nın 281/3 maddesi gereğince yeniden oluşturulacak öncekiler dışında konusunda uzman bilirkişisi kurulu marifetiyle, mahallinde keşif de yapılarak eserin ayıplı olup olmadığı, niteliği, birleşen dosya davacısı iş sahibince eser reddedilmeyip bedelde indirim talep edildiği ve kullanılan seçimlik haktan dönülemeyeceğinden ayıp nedeniyle indirilmesi gereken bedelle ilgili önceki raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek biçimde gerekçeli, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp değerlendirilerek, birleşen davanın kısmi dava olduğu ve bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı da gözetilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle söz konusu kararın
bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; birleşen davada davacı iş sahibi ile yüklenici müteveffa Kerem Işık arasında akdedilen eser sözleşmesi kapsamında davacı iş sahibi tarafından ayıplı ifa nedeniyle bedelde indirim yapılması istemiyle iş bu davanın açıldığı, birleşen dosya davacısının talep edebileceği indirim bedelinin tespiti hususunda hükme esas alınan 22.04.2022 havale tarihli raporda dava konusu eser için ödenen bedelin 224.620,20 TL olduğu dikkate alınarak eserde bulunan ayıp nedeniyle yapılması gereken indirim yeniden hesaplandığında 3.015,294 m² taş istinat duvar için ödenen imalat bedelinin 224.620,20TL, kullanılan harcın ödenen imalat bedeli içerisindeki parasal miktarının 63.387,82TL, ayıplı harç miktarının bedelinin 3.169,39 TL, indirilecek bedel miktarının 3.169,39 TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle asıl dava ile ilgili olarak verilen hüküm kesinleşmiş olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın 3.169,39 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı- birleşen davada davacı iş sahibi vekili temyiz dilekçesinde; dosyada bozmadan sonra tahkikat yürütülmüş olup HMK'nın 177/2. maddesi uyarınca ıslah talebi kabul edilerek hüküm kurulması gerektiğini, bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmadığını, rapor içeriğinde hangi kısımların ayıplı olduğuna yönelik olarak bir değerlendirme olmadığını, raporda 2.552,75 TL indirilmesi gereken kısım olarak belirleme yapıldığını, bozma öncesi alınan raporla çelişkili olduğunu, sadece sıva yönünden değerlendirme yapıldığını, bu sıva neticesinde duvardaki ayıp miktarının daha fazla olacağının dosya kapsamında daha önce alınan raporlarla birlikte sabit olduğunu beyan etmektedir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmaların mahiyeti ve kapsamına göre asıl dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili, birleşen dava; ayıplı ifa nedeniyle bedelden indirim yapılması istemlerine ilişkindir.
Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 427 nci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı-birleşen davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
19.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi