Logo

6. Hukuk Dairesi2023/607 E. 2024/318 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptaline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kooperatif üyeliğinden ihraç sebeplerinin kanun ve ana sözleşmede belirtilen sınırlamalar dahilinde kullanılması gerektiği ve davalı kooperatifin ihraç gerekçesinin bu sınırlamalar dahilinde değerlendirilemeyeceği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının onanmasına ve ihraç kararının iptaline karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında açılan kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının kooperatife herhangi bir aidat borcu olmadığını, kooperatif yönetiminin müvekkiline 10.02.2016 tarihinde gönderdiği genel kurula çağrı tebligatında da gündem maddelerini içeren yazıda aidat borcu bulunmadığının bildirildiğini, davacının 1991 yılından 01.05.1998 yılına kadar kooperatif yönetiminde bulunduğunu, yönetimde bulunduğu dönemde yapılan tüm genel kurullarda diğer yönetici arkadaşları ile birlikte ibra edildiğini, kooperatif yönetiminin 19 yıl sonra davacıya zimmet iddiasında bulunduğunu, ihtarnameler gönderip ihraç işlemi yaptıklarını, sürecin keyfi ve hukuksuz olduğunu, BK'na göre alacak zaman aşımının 10 yıl ile sınırlı olduğunu ileri sürerek, yönetim kurulunun 04.07.2017 tarihli ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal süresinde açılmadığını, davacının yönetimde bulunduğu 1991 yılı dönemine ait karar defterinin 27.05.1995 tarihli sayfasında gerekçesiz olarak istifa eden bir üyeye 32.000,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiğinin tespit edildiğini, bu ödemeyi davacı ve diğer iki dava dışı yönetim kurulu üyesine sorduklarında bu paranın zimmetlerinde olduğunu kabul ederek şimdilik 7.000,00 TL'sini ödemeyi kabul ettiklerini, bu bedele mahsuben düzenledikleri bonoyu teslim ettiklerini, bu bononun vade tarihinde ödenmemesi üzerine aleyhine icra takibine başlandığını, davacının kooperatifi zarara uğrattığı bedelden payına düşen kısmın bono miktarına oranlanması sonucu 2.334,00 TL.'sini ödediğini, kalan 8.666,00 TL.'sini ödemediğini, bu tutarla ilgili ihraç ihtarnameleri gönderildiğini, buna rağmen borcunu ödememesi üzerine ihracına karar verildiğini, ihraç kararının Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşmeye uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı kooperatif üyesi olduğu, davalı kooperatif yönetim kurulunun 04/07/2017 tarih 2017/52 numaralı kararıyla davacının kooperatif üyeliğinden çıkarılmasına karar verildiği, kararın 1163 sayılı kanun ve ana sözleşme uyarınca davacıya tebliğ edildiğine dair bilgi ya da belge sunulmadığı, dolayısıyla itiraz davası açma süresinin başlamadığı ve davanın 3 aylık süresi içinde açıldığı görüldüğü, kooperatif ana sözleşmesi ile yönetim kuruluna ortaklıktan çıkarma görevi verildiği, ana sözleşmede ortaklıktan çıkarma sebepleri 5 bent halinde tahdidi olarak sayıldığı, yönetim kurulunun bu sebeplerden biri mevcut olduğunda usulüne uygun yönetim kurulu kararı ile ortağı üyelikten çıkarabileceğinin görüldüğü, cevap dilekçesinde de açıkça belirtildiği üzere davacının kooperatif üyeliği yaptığı 1991-1998 dönemine ilişkin bir miktar kasa açığı nedeniyle zimmetinde para olduğunun mevcut kooperatif yönetimince tespit edildiği, bu yönde mahkeme kararı veya kooperatif genel kurulu kararı olmadığı, bunun davacı üyenin parasal yükümlülüğü olarak kabul edilemeyeceği, yönetim kurulunun böyle bir yetkisinin olmadığı, bu durumun ana sözleşmede ortaklıktan çıkarma sebebi olarak sayılan hiçbir sebeple uyuşmadığı görüldüğü, yönetim kurulu kararının hukuka aykırı olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne, davalının ihracına ilişkin yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının 1991-1998 yılları arasında kooperatifte yönetim kurulu üyeliği yaptığını, 1991 yılı karar defterinde 27.05.1995 tarihli sayfasında gerekçesiz olarak istifalı bir üyeye 32.000,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiğinin farkına varıldığını, bu işlemi yapan davacı ve diğer üyelere sorulduğunda bu paranın zimmetlerinde olduğunu ve şimdilik 7.000,00 TL.'sini ödemeyi kabul ettiklerini, bu bedelle ilgili bono verdiklerini ve icra takibi sonucu bu miktarın tahsil edildiğini, kalan kısmın ihtarnamelere rağmen ödenmediğini, davacının müvekkil kooperatifi zarara uğrattığı, kusurlu olduğu ve zararı gidermeyi kabul ettiği sabit olup bu nedenle kooperatife karşı parasal yükümlülüğünün doğduğunu, davacının parasal yükümlülüğün yanı sıra kooperatifi zarara uğratması nedeniyle hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/2495 nolu dosyasıyla soruşturmanın devam ettiğini, yerel mahkemenin soruşturma neticesini beklemeksizin esas hakkında hüküm kurmuş olmasının da usule ve hukuka uygun olmadığını belirterek hükmü istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, re'sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu kannatiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf sebepleri ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasıdır.

2. İlgili Hukuk

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 27. madde.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.