"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında açılan hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırılması ve yeniden hüküm kurulması ile davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında 2007/19905 ihale nolu sözleşme ile el bilgisayarı ile endeks okuma hizmet alım sözleşmesi yapıldığı, yapılacak hizmet karşılığında bedelin ödeneceğini, sözleşmeye göre idare şartname, sözleşme tasarısı, birim fiyat tarifeleri, birim fiyat cetveli, özel teknik şartname var ise açıklamalar ile hizmet işleri genel şartnamesinin sözleşmenin ayrılmaz parçası olduğunu, 10 yıllık zaman aşımının geçerli olduğu, adli yargının görevli olduğu, sayaç okumanın sözleşmeye uygun olarak yapıldığı ancak ödemelerin eksik yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000-TL asıl, 1.800-TL KDV olmak üzere 11.800-TL'nin davalıdan tahsiline, bu alacağa sözleşmenin bitiş tarihi olan 31/07/2018 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumet yönünden davanın ... müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini, zaman aşımının gerçekleştiğini, ödenmeyen işlerin olduğuna dair kayıt ve şerhin bulunmadığını, ödeme yapılması için aboneliğe tahakkukun yapılmış olması gerektiği, abone tarafından ekdeksin işletmeye bildirmemesi ve sonucunda tahakkuka bağlanmaması halinde ödeme yapılamayacağının, kaçak kullanım tespitinin doğru bulgulara dayandırılması gerektiğini, net olmayan kaçak kullanım iddiasının varsayıma dayandığını, abone sayacının kapalı yerde okunamıyor veya herhangi bir sebeple okunamamasının ücret ödenmesini gerektirmediğini, davacının almış olduğu ödemeleri ihtirazı kayıtsız olarak aldığını, ek ücret talebinin yerinde olmadığını, uzunca bir süreden sonra alacak iddiasının ileri sürülmesinin doğru olmadığını, sözleşmenin bitiş tarihi itibariyle faiz talep edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin temerrüdünün oluşmadığını, belirsiz alacak davası açılamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mahkemece alınan bilirkişi raporu kapsamına göre davacının endeks okuma sözleşmesi kapsamında 26.903-TL alacaklı olduğu, hak edişlerin itirazı kayıt konulmadan imzalandığı, davacının kaçak kullanım ihbarı olarak nitelendirilen abone durum kodlarından asıl raporun 14. sayfası 2. bendinde bildirilen durumlar kodlanmasına rağmen bunlar için kaçak elektrik kullanımına ilişkin ihbar formları doldurularak davacı şirkete verilmesi gerektiği, bu durumunun davalı yetkililerince kontrol edilmesi gerektiği, kaçak tahakkukunun oluşturulmasından sonra kaçak ihbar ücretinin ödeneceği, bu durumda davalının yapmış olduğu uygulamanın yerinde olduğunu, davacı vekilinin itirazı üzerine alınan ek bilirkişi raporunda da kaçak niteliğinde olan kodların girilmesi işleminde davacının ücreti hak etmeyeceği ancak sözleşmenin eki teknik şartnamenin 3. maddesinin 1. bendinin 6. paragrafına göre bildirimlerinin kontrol edilmesi ve kaçak tutanakları hakkında işlem yapıldıktan sonra taahhuka bağlanmasının ön görüldüğü, kaçak tutanağı sayısına göre ödeme yapılması gerektiğini (ek rapor 4. sayfa 5. paragrafında açıkça belirtmiştir) bildirmiş, davacı vekili itirazlarında ve dava dilekçesine örnek Yargıtay kararları ve mahkeme kararları ibraz etmiş ise de, ibraz edilen karar ve raporlarda sadece 17. madde kapsamında bildirim yapılmasının yeterli görüldüğü, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde teknik şartnamenin ilgili kısımlarının değerlendirilmediği gerekçeleriyle taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin hesaplarına göre 1.200.000,00 TL alacak miktarının bilirkişi raporunda ancak %2'si kadar 22.799,00 TL hesap edildiğini, yerel mahkeme bilirkişi raporlarına dair beyan dilekçelerini okuyup incelemeden, hatalı ve eksik bilirkişi raporuna göre hüküm kurduğunu, bilirkişiler tarafından kaçak ihbarı olan kodların hesaplamaya dahil edilmemesi Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına aykırı olduğunu, kaçak kullanıma giren kodların tümünün hesaplaması teknik şartname 3.1 maddesine göre kaçak bildirim prim bedeli üzerinden yapılması gerektiğini, abone durum kodları hesap listesine az tüketim var durum kodu ile eşit endeks durum kodu hesaplamalara dahil edilmediğini, dosyanın kaçak kullanıma giren tüm durum kodlarının hesaplamaya dahil edilerek uzman akademisyen teknik bilirkişi heyetinden rapor aldırılması gerektiğini beyanla hükmü istinaf etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşme ve eklerinde yükleniciye hangi koşullarda ne miktarlarda ücret bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, sözleşme ve eki şartnamelerin düzenleyicisi, uygulatıcısı olan ... Genel Müdürlüğünün durum kodları ve karşılığı hizmetlerin işleyiş ve hakedişe bağlı esaslarına açıklık getirdiğini, tahakkuka bağlanmayan okumalar için ödeme yapılmayacağı belirttiğini, tahakkuk yok adında bir durum kodu olmadığını, bu kavramın sayısal bir değerden ibaret olup yüklenici tarafından yapılan işi göstermediğini, müzekkereye ve davaya konu kodlar için ödeme yapılmayacağının açıkça belirtildiğini, yüklenicinin teklifini verirken kendisine bedel ödenmeyecek durumları da maliyet bileşeni olarak teklifine yansıtmış olması gerektiğini, teklif fiyatına yansıtılmış olan bir maliyet bileşeninin yükleniciye ödenmesinin mükerrer ödeme sonucunu doğuracağına, davacının kendilerinde alacağı bulunmadığını, aksi kabul edilse dahi hak ediş dosyalarına ödemelerine ve kabul tutanağı gibi dokümanların hiçbirisine davacının itirazı kaydı bulunmadığını beyanla hükmü istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasındaki sözleşmenin 9. maddesinin 9.1. bendinde ihale dokümanının bu sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olup idareyi ve yükleniciyi bağlayacağı, sözleşme hükümleri ile ihale dökümanını oluşturan belgelerdeki hükümler arasında çelişki olduğu zaman ihale dokümanında yer alan hükümlerin esas alınacağının kararlaştırılmış olup; maddenin 9.2. bendinde ihale dökümanını oluşturan belgelerin Hizmet İşleri Genel Şartnamesi, idari şartname, sözleşme tasarısı, teknik şartname, standart formlar yer aldığını, anılan şartnamenin 42. maddesine göre yüklenicinin geçici hak edişleri, itirazı olduğu takdirde, karşı görüşlerinin neler olduğunu ve dayandığı gerekçeleri, idareye vereceği ve bir örneğini de hak ediş raporuna ekleyeceği dilekçesinde açıklaması ve hak ediş raporunun "İdareye verilen ......tarihli dilekçemde yazılı ihtirazı kayıtla" cümlesini yazarak ya da bu anlama gelecek bir itiraz şerhi ile imzalaması gerektiğini, eğer yüklenicinin hak ediş raporunun imzalanmasından sonra tahakkuk işlemi yapılıncaya kadar yetkililer tarafından hak ediş raporunda yapılabilecek düzeltmelere bir itirazı olursa hak edişin kendisine ödendiği tarihten başlamak üzere en çok on gün içinde bu itirazını dilekçe ile idareye bildirmek zorunda olduğunu, yüklenici itirazlarını bu şekilde bildirmediği takdirde hak edişi olduğu gibi kabul etmiş sayılacağını, yani anılan maddede geçici hak edişlere itirazın ne şekilde yapılacağı açıkça düzenlenmiş olup, belirtilen usule uygun olarak itiraz edilmediği takdirde geçici hak edişlerin hizmet veren açısından kabul edilmiş sayılacağının belirtildiğini, dosyadaki belgelere, davacı tarafından kaçak kullanıma ilişkin bildirilen kaçak ihbarlarının tutanağa bağlanmamasına ve tahakkuk yapılmamasına, sözleşme ve eki şartnameye göre davacının durum kod bildirimleri ve kaçak ihbarından doğan alacak talebinin yerinde olmamasına ayrıca dava konusu sözleşmelere ilişkin hakediş raporlarına davacı hizmet verenin Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 42. maddesinde gösterilen şekilde yaptığı herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin hak ediş bedellerini almasına davacının hak edişleri olduğu gibi kabul etmiş sayılmasına göre davanın reddi gerektiği kanaatiyle davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, dava konusu sözleşmelere ilişkin hak ediş raporlarına davacı hizmet verenin Hizmet İşleri Genel Şartnamesi'nin 42. maddesinde gösterilen şekilde yaptığı herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin hak ediş bedellerini almasına davacının hak edişleri olduğu gibi kabul etmiş sayılmasına göre davanın tümden reddi gerekirken kabulüne dair verilen karar yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebepleri ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi uyarınca eksik ödediği iddia edilen hak ediş bedelinin tahsili istemli davadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 maddesi, Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 42/a maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 193. maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunun 370 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.