"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/834 E., 2022/1571 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Zonguldak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahk. Sıf.)
SAYISI : 2010/302 E., 2022/24 K.
Taraflar arasındaki asıl ve karşı dava alacak, birleşen dava tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararıdavalı karşı davacı birleşen davalarda davacı Yapı-Tek İnşaat Sanayi Ve Ticaret A.Ş. vekili tarafından duruşma istemli, davalı birleşen davada davacı ...Ş. ve asıl davada davacı ... Genel Müdürlüğü vekillerince duruşmasız temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 19.09.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz talebinde bulunan davalı karşı davacı birleşen davalarda davacı Yapı-Tek İnşaat Sanayi Ve Ticaret A.Ş. Vekili Avukat ..., temyiz talebinde bulunan asıl davada davalı birleşen davada davacı ... AŞ vekili Avukat ... ile temyiz talebinde bulunan davacı karşı davalı birleşen davalarda davalı ... Genel Müdürlüğü vekilleri Avukat ..., Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
ASIL DAVA:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; vekil edeni Kurumun Karadon Taşkömürü işletme müessesinde 17/05/2010 günü saat : 13.28'de patlama meydana geldiğini, meydana gelen patlama önemli ölçüde Karadon Yeni Servis Kuyusunu da etkileyerek tahribata yol açtığını, Karadon yeni servis kuyusunun ihraç sisteminde özellikle dip kotlarda aşırı tahribat oluşması sonucu kuyunun çalışamaz hale geldiği, kazanın yüklenici firma Yapı-tek İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. yüklenimindeki işi kapsamında yer alan 540 katındaki hazırlık çalışmaları esnasında olduğunu, K.Y.S.K. ihraç sisteminin kullanılamaz hale geldiğini, Kilimli İşletme müdürlüğünde bulunan bazı hava kapılarının kullanılamaz hale geldiği, -540 katındaki galerilerde göçüklerin olduğu, Kuyu içi teçhizatların hasar gördüğü, kurtarma çalışmalarının yapıldığı, üretim ve iş gücü kayıplarının yaşandığını, K.Y.S.K. onarım işinin ihale edildiğini, patlamadan kaynaklı tüm sorumluluğunun yüklenici firmada olduğunu, yüklenici firmanın kusurundan kaynaklandığını, işin ve işyerinin korunması için Eureko Sigorta Şirketi ile İnşaat All Risk poliçesi düzenlendiğini, kaza sonrası oluşan zararların bu poliçe kapsamında giderilmesi gerektiğini, Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/128 D.İş dosyası ile tespit yapıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, vekil edeni işyerinde toplam 4.298.129,78.-TL zarar olduğunu, bu zararın müştereken ve müteselsilen Yapı-Tek İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş ve Eureko Sigorta A.Ş'den tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP ve KARŞI DAVA
Davalı Yapı-Tek A.Ş. Vekilinin cevap ve karşı dava dilekçesinde; vekil edeni şirketin, davacı kurum ile imzaladığı sözleşme ve ekleri gereği “ Karadon Yeni Servis Kuyusu Bağlantı Galerileri ve Su Atım Tesisleri ile Kilimli İşletmesi -540 Kat Hazırlık Galerilerinin Sürülmesi işi”ni üstlendiğini, vekil edeni şirket ile T.T.K. arasında imzalanan sözleşme hükümleri gereğince, işyerinde meydana gelecek her türlü zararı kapsayacak şekilde primleri vekil edeni şirket tarafından ödenerek EUREKO Sigorta A.Ş” ye “AlI RİSKS” yaptırıldığını, işyerinde olabilecek her türlü kazadan kaynaklanan maddi hasarlar ve zararlar ile üçüncü şahıslar tarafından ileri sürülebilecek ölümlü-ölümsüz zarar-ziyan taleplerinin sigorta kapsamına alındığı, Sigorta poliçesinin Davacı idarenin talep ettiği kapsamda ve bildirdiği değerler doğrultusunda, olabilecek herhangi bir kazada zarar görebilecek varlıklar esas alınarak idarenin her türlü zararının karşılanması amacıyla yapıldığını davacı idarenin 17/05/2010 tarihindeki patlamadan kaynaklandığını iddia ettiği, dava konusu hasarlar, sigorta kapsamında olup, diğer davalı ... şirketinden talep edilmesi gerektiğini, davacı idarenin, 17.05.2010 tarihinde meydana gelen patlamadan kaynaklandığını iddia ettiği hasarların sigorta poliçesi kapsamında olduğunu, bu hasarların diğer davalı ... şirketinden talep etmesi gerektiğini, vekil edenine husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, talep edilen avans faizin hatalı olduğu, avans faizi yerine yasal faiz edilmesi gerektiğini, vekil edeni şirket faaliyetlerinin, idare görevillerinden oluşan Yapı Denetim tarafından denetlenmesi, Yapı Denetim görevlilerince verilecek talimatlara yüklenicinin uymasının kararlaştırıldığını, iş yerinde iş güvenliği ile ilgili alınması gerekli bütün tedbirlerin idare tarafından alınacağını, dava konusu olayda vekil edeni şirketin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, davacı idarenin delil olarak gösterdiği “ Zonguldak 1. Asliye Hukuk 2010/128 D. İş sayılı tespit raporunu kabul etmediğini, davacı idarenin iddia ettiği hasar miktarı, bedelleri ile hesap ve hesaplamaya esas belgeleri ve yöntemini kabul etmediklerini, idare ile imzalanan sözleşme ve ekleri incelendiğinde, iş yerinin tüm emniyetinin T.T.K. tarafından sağlanacağının belirtildiğini, fenni nezaret yükümlülüğünün de T.T.K. Karadon Taş Kömürü İşletme Müessesesi tarafından üstlenildiğini, idare tarafından görevlendirilen Yapı-Denetim Teşkilatı tarafından vekil edenin tüm çalışmalarını yerinde denetlediğini, herhangi bir eksiklik olduğunda ikaz ve çalışmayı durdurma, her türlü önlemi alma ve aldırtma yetkisine haiz olduklarını, vekil edeni şirketin, İdare tarafından verilen talimatlar doğrultusunda sözleşmede öngörülen her türlü tedbire eksiksiz riayet ederek çalışmalarını sürdürdüğünü, taahhüdünü yerine getirmek için her türlü gayreti gösterdiğini, vekil edeni şirketin çalışmalarının sürekli engellendiğini, başarılı olmaması için maksatlı şekilde olumsuz tutum ve davranışlar sonucunda motivasyonunun bozulduğunu, idarece gerekli destek verilmediğini, her türlü haklı taleplerinin reddedildiğini, sürüncemede bırakıldığını, iş yerinde ekip ve ekipmanıyla boşta bekletilerek verimsiz çalıştırıldığını, vekil edeni şirketin meydana gelen kazada herhangi bir ihmali ve kusurunun olmadığını, her türlü iş güvenliği tedbirinin alındığını, kazanın oluşumuna neden olacak hiçbir eksikliğinin bulunmadığını, Davalı idarenin patlamanın olduğu tarihten itibaren vekil edeni şirketi dışladığını, gelişmelerden hiçbir bilgi vermeden tek başına süreci yönettiğini, olay yerinin kontrolünün halen davalı idarede olduğunu, tüm faaliyetlerin davalı idarece yürütüldüğünü, vekil edeni şirketçe bir kısım delillerin karartılabileceği ya da vekil edeni lehine olan delillerin kaybolabileceği endişesini taşıdıklarını, dava konusu olaydan dolayı vekil edeni şirketin büyük zarar gördüğünü, patlamanın olduğu galerilerde vekil edenine ait yer altında çalışabilme (anti grizu) teknik özellikleri olan iş makineleri bulunduğu, bunların uğradığı hasar durumunun ve değer kaybının mahkemece yapılacak keşif sırasında tespit edilmesini talep ettiği, bir yıla yakın bir süredir iş makine ve teçhizatların atıl bir durumda çürümeye terk edildiğini, bahse konu makinelerin ve teçhizatların vekil edeni şirketçe değerlendirilememesinden ötürü kira kayıplarından kaynaklı zararların oluştuğu, kalan işe ne zaman başlanacağı konusunda davalı idarece bilgi verilmediğini, işçilerin yasal hakları ödenerek iş akitlerinin fesih edildiğini, bu yönden de zarar gördüklerini, hiçbir faaliyet ve çalışma olmadığı halde şantiyeyi muhafaza etmek zorunda kalındığından en az 5 kişiye hiçbir çalışma yapmadan oturduğu yerde ücret ödendiğinden zarara uğradıklarını, sözleşme nedeniyle işin başlangıcında verilen banka teminat mektubunun gecikme nedeniyle fazladan masraf ve komisyon ödendiğini, başka iş almak için gerekli olan teminat mektubu temininde ki karşılaşılan zorluklardan kaynaklanan iş kayıplarından zarar oluştuğunu, EUREKO Sigorta şirketi ile yapılan "All Rısks" poliçesi ile teminat altına alınmayan bu zararların tazmini ve tahsili için iş bu karşılık davanın açıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00.-TL zararın davalı idareden tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Şirketi vekilinin cevap dilekçesinde; Dava, usul ekonomisi ve davacının dayandığı sigorta poliçesi kapsamında yanlış açılmış bir dava olduğunu, taraflar arasında menfaat çatışması olduğunu, davalıların savunmaları doğal bir usuli engele takıldığını, menfaat çatışmasından dolayı savunmaların kısıtlandığını, aynı davada hem sözleşmeye hem de sigorta poliçesine dayanılmasının mümkün olmadığını, mükerrer taleplerin olabileceğini, Zonguldak 1. Asliye Hukuk mahkemesinin 2010/128 D. İş sayılı tespit raporunun davacı kurum tarafından tek yanlı kayıtlara dayanılarak ve vekil edeni şirketin katılmadığı bir keşif sonucunda hazırlandığı için delil mahiyetinde olmadığını, davacı tarafça talep edilen hasarlarının teminat kapsamında olmadığı için vekil edeni şirketin sorumluluğunun olmadığını, davacı tarafça hesap edilen göçük mesafeleri , işçilik ücretlerinin hatalı olduğunu, mevcut durumun çok üzerinde belirlendiğini, talep edilen bedellerin içeriğinin belli olmadığını, talep edilen üretim kaybının poliçe kapsamında olmadığını, davacı kurum işletme müdürü İsmail Güler'in savcılık kayıtlarından "-540 metre katında müessesenin hiçbir faaliyetinin bulunmadığını " açıkçı beyan ettiğini, yeni servis kuyusunun poliçe kapsamında olmadığını, davacı tarafça hazırlanan kaza kanaat raporunu imzalayan kişilerin soruşturma geçirdiğini, davacı kurum tarafından sunulan raporun davacı lehine delil kabul edilmesinin mümkün olmadığını, hasarın davacının ağır kusur ve ihmali nedeniyle meydana geldiğini, İSGŞ A.4 gereğince teminat kapsamı dışında olduğunu, öncelikle davacıya süre verilerek hangi sözleşmeye dayandığının açıklattırılmasını, sigorta poliçesine dayanıyor ise diğer davalı bakımından inşaat galeri hazırlık sürülmesi sözleşmesine dayanıyor ise vekil edeni bakımından husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2013/302 ESAS 2013/679 KARAR SAYILI DOSYASINDA;
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; vekil edeni şirketin davalı kurumun Zonguldak Karadon İşletmesinde yapım yüklenicisi olduğunu, 17.05.2010 tarihinde iş mahallinde gaz sıkışması sonucu patlama meydana geldiğini, olay sonucunda işveren tesisatı, vekil edeninin alet, edevat, makine ve ekipmanının tahrip olduğunu, birçok işçinin vefat ettiğini, olayın meydana geldiği mahallin davalı ... şirketinin 2801190 no'lu all-risk poliçesi ile güvence altına alındığını, vefat eden işçilerin yakınları tarafından tazminat davaları açıldığını, davaların derdest olduğunu, olayın akabinde davalı ... şirketine başvuruda bulunulduğunu, hasar dosyası açıldığını, hasar tespit edilmesine rağmen davalı ... şirketinin meydana gelen hasarı işverenin muvafakat vermemesi nedeniyle tazmin etmediğini, all-risk poliçelerinde ayrık bir düzenleme olmaması halinde ana prensibin poliçe lehtarının işveren olduğunu, risk gerçekleştiğinde, yani hasar oluştuğunda hem işverenin hem de 3. kişilerin ve yüklenicinin zararının işveren muvafakatiyle ödendiğini, somut olayda ise meydana gelen patlamada işçilerin yanı sıra, hem işveren tesisinde hem de yüklenici vekil edeni şirketin tesis, makine ve ekipmanında zarar meydana geldiğini, hasar gören bölümlerin tamirinin vekil edeni tarafından karşılandığını, işverenin zararı gidermesinin söz konusu olmadığını, buna rağmen kendi zararının tazmini için dava açan davacı vekil edeninin zararının giderimi için davalı TTK muvafakat vermeyerek huzurdaki nizaya neden olduğunu, öncelikle davalı TTK nun zararın tazmini için muvafakat vermemesinin hukuka aykırı olduğunun tespiti ile meydana gelen kaza sonucunda vekil edeni şirketin zararının davalı ... şirketinden faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Davalı TTK tarafından vekil edeni şirkete ve davalıya karşı ticaret mahkemesi sıfatıyla Zonguldak 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/302 esas sayılı dava dosyasında aynı poliçe ve olay kapsamında alacak davası açtığını, uyuşmazlığın aynı maddi vakadan kaynaklanması, aynı sigorta poliçesine dayanılması ve taraflarınında aynı olması karşısında davalar arasında bağlantı bulunduğundan dosyaların birleştirilmesini istemiştir.
Davalı TTK vekili cevap dilekçesinde; yetkili mahkemenin Zonguldak mahkemeleri olduğunu, alacağın zaman aşımına uğradığını, 17.05.2010 tarihinde meydana gelen kaza sonrası iş yerlerinin tekrar çalışmaya elverişli duruma gelmesi için kurumca gerekli çalışmalar yapılarak iş yerinin firmaya teslim edildiğini, kaza sonrası kurum yönünden meydana gelen maddi hasarların ve bedellerin tespiti için mahkemeye başvurulduğunu, tespit yapıldıktan sonra bu zararın tazmini amacıyla davacı ve sigorta şirketine karşı alacak davası açıldığını, davanın halen devam ettiğini, davalı ... şirketine gönderilen 10.01.2013 tarihli yazı ile kurum zararının karşılanması için Zonguldak 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığını, davaya ait hak ve alacaklar saklı kaymak kaydıyla, dava konusu edilen miktardan hiçbir şekilde düşülmemesi, mahsup edilmemesi koşulu ile ödemeye kısmi muvafakat edildiğini, açıklanan nedenlerle haksız açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir .
BİRLEŞEN ZONGULDAK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NİN 2018/473 ESAS 2018/515 KARAR SAYILI DOSYASINDA :
I. DAVA
Davacı yüklenici vekili dava dilekçesinde; vekil eden şirketin; davalı idare ile imzaladığı 30 Mart 2005 Tarihli sözleşme ile “Karadon Taşkömürü İşletme Müessesi Karadon Yeni Servis Kuyusu Kat Bağlantı galerileri ve Su Atım Tesisleri ile -540 Kat Hazırlık Galerilerinin Sürülmesi İşi” ni üstlendiğini, vekil edeni şirketin; üstlendiği işi büyük bir özveri ile yerine getirirken; davalı idareden kaynaklı sebeplerle 17.05.2010 günü Grizü Faciası meydana geldiğini; 30 işçisinin vefat ettiğini, bu olaydan kaynaklı Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen kamu davası yerel mahkemece karara bağlanmış olup; temyiz iddialarının incelenmesi için Yargıtay’ a gönderilmiş olup; henüz kesinleşmediğini, 17.05.2010 günü meydana gelen kazadan dolayı; Davalı TTK tarafından kazanın meydana geldiği alanda hasar tespiti yaptırmak için; Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/128 D.İş sayılı dosyası ile tek taraflı tespit yaptırıldığını, akabinde iddia ettiği zararların tahsili istemiyle Zonguldak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/302 Esas sayılı dosyasıyla vekil edeni şirkete dava ikame edildiğini, dava konusu kazanın meydana geldiği 17.05.2010 ile tekrar çalışılmaya başlanılan 11.07.2011 tarihleri arasındaki çalışılamayan dönemden kaynaklı verilen ek sürelere ilişkin fiyat farkı alacağımızın tespiti ile fazlaya ve faize ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 USD’ nin olay tarihinden itibaren işleyecek Bankaların USD olarak açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranıyla birlikte tahsil tarihindeki Türk Lirası karşılığını tahsilini, iş bu huzurdaki davanın; Zonguldak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/302 Esas sayılı dava dosyasının devamı niteliğinde olup; tarafları ve konusu aynı olduğunu, her iki mahkeme dosyasına konu olan davanın sonuçları birbirlerini etkileyeceği, aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde; HMK 166 maddesi uyarınca davaların aynı sebepten doğması veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması nedeniyle yargılamada kolaylık ve usul ekonomisi için iş bu dava dosyasının Zonguldak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/302 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesini, fazlaya ve faize ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla;Uzatılan Sigorta Poliçelerinden Kaynaklı alacağımızın Tespiti ile 500,00 USD’ nin olay tarihinden itibaren bankaların 1 yıl vadeli USD cinsi mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranı uygulanmak sureti ile tahsil tarihindeki TL karşılığının Davalıdan Tahsiline, Uzatılan Teminat Mektubundan Kaynaklı alacaklarının Tespiti ile 500,00 USD’ nin olay tarihinden itibaren bankaların 1 yıl vadeli USD cinsi mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranı uygulanmak sureti ile tahsil tarihindeki TL karşılığının Davalıdan Tahsiline, iş makinelerin atıl kalmasından kaynaklı alacağımızın tespiti ile; 1.000,00 TL nin olay tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, -zorunlu çalışanlara ödenen işçilik maliyetlerinden kaynaklı alacağımızın tespiti; 1.000,00 TL nin olay tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, iş makinelerin değer kaybından kaynaklı alacağın tespiti ile 500,00 USD’ nin olay tarihinden itibaren bankaların 1 yıl vadeli USD cinsi mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranı uygulanmak sureti ile tahsil tarihindeki TL karşılığının davalıdan tahsiline, Süre uzatımından kaynaklı fiyat farkı alacağımız tespiti ile; 500,00 USD’ nin olay tarihinden itibaren bankaların 1 yıl vadeli USD cinsi mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranı uygulanmak sureti ile tahsil tarihindeki TL karşılığının davalıdan tahsiline, Zonguldak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/302 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine, tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davada davanın davalı ... şirketi yönünden reddine, davanın davalı Yapı-tek A.Ş yönünden kısmen kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne, birleşen Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 203/302 E Sayılı dosyasındaki davanın davalı ... yönünden feragat nedeniyle reddine, davanın davalı TTK yönünden reddine, birleşen Mahkemenin 2018/473 E Sayılı dosyasındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı ve birleşen dava davalısı Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü ve davalı-karşı davacı Yapı-tek İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. Vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı- karşı ve birleşen dava davalısı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle;
-Asıl dava yönünden; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabul yönünde verilen kararın hatalı olduğunu,
-Yerel Mahkemece, meydana gelen patlama nedeniyle göçük açma çalışması, arama kurtarma ve tahliye işlemleri, makine ve teçhizat hasarı, Karadon Yeni Servis Kuyusu Asansörü hasarı bakımından tazminat taleplerinin haklılığına karar verilmişken, üretim kayıplarına ilişkin talebimizin reddedilmesi ve bu ret kararının gerekçesi hatalı olduğunu,
-Oysaki olay her ne kadar üretim noktasında meydana gelmese de temiz hava gelmesi gereken kısımda karbonmonoksit gelmesi, göçük ve müdahale edilmemesi nedeniyle belirtilen sürede çalışma yapılmadığını, kurumlarının tahlisiye ekipleri kontrolünde arama ve kurtarmaya yönelik faaliyetler sürdürüldüğünü, Kurumun işçileri tarafından -540 katı dışındaki galerilere de ulaşım Karadon Yeni Servis Kuyusun Asansörü ile sağlanmakta olduğundan, üretim kayıplarının zarara dâhil edilmemesinin haklı bir gerekçeye dayanmadığı açıkça ortada olduğunu,
-17.05.2010 tarihinde meydana gelen patlama 30 işçinin ölümüne neden olduğunu, patlamanın etkisiyle gerek kuyu ve gerekse galeriler kullanılamaz hale geldiğini, ölen işçilere ancak 3 gün sonra ulaşıldığını, patlamanın olduğu gün ve ölen işçilerin yeraltından kurtarılmasına kadar geçen süreçte ocağa sadece arama kurtarma ekipleri ile diğer görevliler girdiğini, yer üstünde ise güvenlik çemberi oluşturularak görevliler dışında hiç kimse ocak girişine yaklaştırılmadığını, oluşturulan kriz masasında sürecin en iyi şekilde yönetilmesi sağlandığını, arama, kurtarma ve diğer görevli personelin rahat çalışması sağlandığını, işçilerin ocaklara inip üretime devam edebilmesi için, arama kurtarma ekiplerinin yanı sıra iş güvenliği ekipleri de sürecin içinde yer aldığını ve çalışma yerlerinin güvenli hale getirilmesi için çalışmalarını yaptıklarını, tüm üretim alanlarının patlamadan kaynaklı gaz ölçümleri, tahkimattaki bozulmaların göçükler diğer iş güvenliği ekiplerince kontrol edildiğini, Yer altında bir noktada meydana gelen olayda ocağın her yeri etkilenebilir, bu risk olduğunu ve bu riskin ortadan kaldırılması gerektiğini, sürecin idare tarafından en kısa sürede tamamlanmış ve işçiler ocağa güvenli bir şekilde indirildiğini,
-Dolayısıyla 17.05.2010-20.05.2010 tarihlerindeki üretim kaybının; Karadon Yeni Servis Kuyusu ile bağlantıları olan -160/-360/-460/-540 katları olmak üzere tüm üretim katlarındaki bütün güvenlik önlemleri alınarak işçilerin çalışabileceği güvenli ortam oluşturuluncaya kadar geçen süreçteki 4 günlük kayıp olduğunu, ocağa işçi indirilmediğini, ayrıca Karadon Yeni Servis Kuyusu işletmenin nakliyat (personel, malzeme, posta) ve havalandırma kuyusu olup işçilerin iş yerlerine gitmesinis, malzeme ve postanın yeraltına indirilmesi/çıkarılması gibi faaliyetlerin ne şekilde yapılacağı da bu 4 günlük süreçte idare tarafından yönetilerek çözüldüğünü, üretim kaybı kesin olup, mahkemenin bunu reddetmesi doğru olmadığını, büyük bir kazanın hemen ardından ocağa işçi sokulması İş Güvenliği Mevzuatına uygun olmadığını, üretim kaybı kaçınılmaz olduğunu,
-Sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğunu,
-Yerel Mahkemece davalı ... şirketi tarafından düzenlenen poliçe uyarınca Kurumumuzun üçüncü kişi konumunda olmadığını, bu nedenle de davalı ... şirketinin Kurumumuzun uğradığı zarardan sorumlu olmadığı gerekçesiyle davalaırnın sigorta şirketi yönünden tümden reddine karar verildiğini, bu hususun kabulünün mümkün olmadığını, 19.05.2021 tarihli raporda 3.şahıs mali mesuliyet teminatı yönünden hiçbir değerlendirme ve açıklama yapılmadan, sigorta şirketinin sorumlu olmadığı yönünde yapılan tespit hatalı olduğunu,
-Karadon Yeni Servis Kuyusu direkt bu işle bağlantılı bir tesis olup, sigorta kapsamında olduğunu, davalı ... şirketi ve Yapı-Tek firması Karadon Yeni Servis Kuyusunda meydana gelen zararın tamamından sorumlu olmasının gerektiğini,
- %50 Kusur üzerinden karar verilmesi hatalı olduğunu, Yerel Mahkemece %50 kusur oranı üzerinden hüküm kurulmuş olduğu, böyle bir oranın kabul edilmesi mümkün olmadığını, davalı Yapı-Tek şirketi kazada %100 kusurlu olup; tazminat taleplerin tamamından sorumlu olduğunu,
-Aynı kaza nedeniyle aynı Mahkeme tarafından farklı kusur oranları üzerinden karar verilmesinin kabulü de mümkün olmadığını, durum hukuki belirsizliğe yol açmış olduğunu, taraflar için öngörülemez nitelikte olan bu uygulama nedeniyle yargılamanın hakkaniyeti zedelenmiş, hakkaniyete uygun yargılanma hakkımız ihlal edildiğini,
-Karşı ve birleşen davalar yönünden, zamanaşımına itirazlarının; dava konusu alacağın kaynağı eser sözleşmesi olduğunu, eser sözleşmesinden doğan alacaklar 5 yıllık zamanaşımına tabii olduğunu; bu süre teslim veya fesih tarihinden itibaren başladığını,
-Islahla artırılan tutar yabancı para cinsinden olamayacağını, Yapı-Tek şirketi 22.02.2011 tarihli dilekçesiyle karşı davasını ikame ederken Türk Lirası üzerinden talepte bulunduğunu, davacı seçimlik hakkını bu şekilde tüketmiş olduğunu, ıslah veya ek dava yolu ile yeniden yabancı para üzerinden talepte bulunulmasının mümkün olmadığını,
-Yapı-tek firmasının kurumdan bir alacağı bulunmadığını, davacısının Yapı-Tek, davalısının TTK ve Eureko Sigorta Şirketi olduğu, birleşen Ankara 6. Asliye Ticaret 2013/302 Esas sayılı dosyadaki talepler bu davadaki taleplerle aynı olduğunu, davacı firmanın Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/302 Esas sayılı dosyasındaki taleplerine yönelik olarak sigorta şirketinden alacaklarını almış ve davadan feragat ettiğini, birleşen bu dava Yerel Mahkeme tarafından da (davalı ... şirketi yönünden feragat nedeniyle) reddedildiğini,
-İş makinalarının atıl kalmasından kaynaklı meydana gelen zararın talebi ile ilgili Yapı-Tek firması Euroko sigorta şirketinden alacaklarını aldığını ve davadan feragat ettiğini, bilirkişi kurulunca iş makinalarının atıl kalmasından kaynaklı kira kaybı ödemeleri yapılması gerektiği görüşü Kurumca kabul edilmediğini,
-Görüleceği üzere İş Makinelerinin atıl kalması, işçilik maliyetlerinden kaynaklı alacaklar ve iş makinelerinin değer kaybı kalemlerine ait zararların Eureko Sigorta Şirketince karşılandığından işçilik maliyetleri-makinelerin atıl kalmasından ve değer kaybından söz edilemeyeceğini, bu alacak kalemleri için feragat nedeni ile davanın reddini talep edeceğini,
-Asıl davada kurumumuz aleyhine hükmedilen vekâlet ücretleri hatalı olduğunu,
-Yapı-tek firması lehine hükmedilen ret vekâlet ücreti bakımından; asıl davanın toplam 1.783.687,81 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş olduğunu; kurumca lehine 95.229,07 TL vekâlet ücretine hükmedilmişken, davalı Yapı-Tek firması lehine 109.084,96 TL vekâlet ücretine hükmedilmesinin tarifeye aykırı olduğunu, karara ve tarife hükmüne göre davalı Yapı-Tek lehine hükmedilebilecek vekâlet ücretinin 95.229,07 TL olduğunu,
-Sigorta şirketi lehine hükmedilen vekâlet ücreti maktu olmasının gerektiğini, ayrıca asıl davada, davalı ... şirketinden olan tazminat taleplerinin tümden reddedilmesine rağmen, nısbi vekâlet ücretine hükmedilmesi de hatalı olduğunu,
-Bu nedenlerle; yerel mahkeme kararının kaldırılarak, asıl davada davanın Yapı-Tek firması ve Sigorta şirketi yönünden kabulüne, karşı ve birleşen davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ve karşı- birleşen dava davacısı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
-Yerel mahkemenin; dosyadaki tüm bilirkişi raporlarında sorumlu bulunan ve poliçe kapsamında sorumluluğu doğan davalı ... Şirketi yönünden davanın tümüyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu,
-Yerel dosyasından; dava konusu hasarın All Risks Sigorta poliçesine girip girmediği hakkında ve hesaba ilişkin 2 adet kök 2 adet de ek olmak alındığını,
-Davacı TTKca dava konusu yapılan dava ve taleplerinb; all risk poliçe kapsamında değerlendirmek; varsa bir hasar davalı ... şirketince karşılanması gerektiğini,
-Poliçenin kapsamı ise asıl dava davacısı TTK tarafından belirlenmekte, sözleşme konusu işin tamamı teminatlandırıldığını, primleri ise vekil edence ödendiğini,
-İdari şartname incelendiğinde; söz konusu işin 1. Sınıf Gazlı Kömür Ocaklarında galeri sürülmesi işi olduğu ,8075,5 m farklı kesit, meyil ve tahkimatla galeri işlerinden oluştuğu, bir kısım makine ve ekipmanların bulundurulmasının şartlar kılındığı bir sözleşme olduğunu,
-Bu anlatımlarla hareket edildiğinde; yaptırılacak All Risk poliçesinin kapsamı idare tarafından tespit edilmiş; vekil edenden istenildiği şekilde, eureko sigorta şirketi ile anlaşma yapılarak All Risk Poliçesi düzenlendiğini, Eksik sigortadan kaynaklı sorumluluk tamamıyla TTK' ya ait olduğunu,
-ALL RİSK kelime anlamıyla bütün riskler anlamını taşıdığını; dava konusu işyerindeki işle ilgili bütün yapı, malzeme, alet, edavat vb. herşey sigorta kapsamına alındığını, dava konusu olayda sigorta kapsamında olmayan bir hasar söz konusu olmadığını, davacı TTK tarafından iddia edilen tüm hasarlar all risk poliçesi kapsamında olduğunu,
-Bundan mütevellit; yerel mahkemenin davalı ... şirketi yönünden vermiş olduğu kararın; yasaya ve usule uygun olmadığından kaldırılmasının zaruri olduğunu,
-Bundan 12 yıl önce; vekil eden firma bir kaza yaşadığını, 30 çalışanı vefat ettiğini, bütün makineleri hasarlandığını, iş yaptığı kurum tarafından bir çok davaya muhatap olduğunu, her biri sigorta kapsamına girmesine rağmen 11 yıldır sigorta şirketi tarafından direnim gösterildiğini ve dava ile de gösterilmeye devam ettiğini, bu durumun vicdanlarda da yerinin olmadığını,
- "Karadon yeni servis kuyusu hasarının" all risk poliçe kapsamına girip girmediği hususunda yerel mahkeme dosyasına sunulan ankara 9. asliye ticaret mahkemesi eliyle aldırılan bilirkişi raporları ile istanbul 4. asliye ticaret mahkemesi 2020/44 talimat numarası ile aldırılan 22.10.2020 tarihli kök rapor da; "karadon yeni servis kuyusu" hasarının all risk poliçesinde mr end. no: 002 kloz adının: çapraz sorumluluk ek teminatı kapsamında olduğunu ve 500.000 usd limit dahilinde poliçe kapsamında tazmin edilmesi gerektiği belirtildiğini ve bu görüş istikrar kazandığını,
-22.10.2020 tarihli kök rapora itirazların karşılanması için heyete Özgür Akpınar isimli bilirkişi eklendiğini;s bilirkişice hazırlanan 19.05.2021 tarihli raporu ile mevcut durumu, hukuka, poliçeye ve sigorta tekniğine aykırı bir şekilde "Karadon Yeni Servis Kuyusu" hasarının All Risk Poliçesi kapsamında olmadığını belirterek mübayenet yarattığını,
-Poliçe hükmünde; bu sigortalı şahısların her birini; sanki bunlar adına müstakil bir sorumluluk poliçesi düzenlenmiş gibi 3. Şahıslara ve birbirine temin eder dendiğini, bu ifadenin tartışılacağı hiç bir boyutunun olmadığını, yorumlanacak bir durumu da olmadığını, eğer Poliçenin sigortalı bölümünde ismi geçen vekil eden Yapı-Tek A.Ş.; diğer sigortalı TTK Genel Müdürlüğü'nün malına bir zarar vermişse 3. şahıs mali mesuliyet teminat limiti olan 500.000 usd kadarını bu klozdan tazmin edeceğini,
-Sigorta şirketi bunu tazmin etmek zorunda olduğunu, bu poliçenin ve çapraz sorumluluk ek teminatı klozunun tartışılacak bir durumunun olmadığını,
-Uzman Görüşünü veren kişilerin; Davalı ... Şirketinin bilgilendirme yükümlülüğünü de çok güzel izah ettiklerini, bu hususun tam olaylarına uygun olduğunu,
-Vekil eden firmanın; 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu'na tabi bir işi ihale sonucu üstlendiğini, all risk poliçesi yaptırmak vekil edenin keyfiyeti değil; kanundan gelen zorunluluk olduğunu, TTK ile vekil eden arasında imzalanan 30.05.2005 tarihli sözleşmenin 17 maddesinde de bu husus açıkça belirtildiğini, Yapım İşleri Genel Şartnamenin 9. Maddesinde de bu düzenlemeye genişçe yer verildiğini,
-Böyle bir zorunlu All Risk poliçesinde; iş yerinde meydana gelebilecek tüm riskleri analiz etmenin ve poliçe kapsamına almak sigorta şirketinin sorumluluğu olduğunu, vekil edenim şirket burada poliçenin kapsamını belirlemeye yetkili olmadığını, vekil edenim; üstlendiği yapım işinin sözleşmesi ve eki şartnamelerine göre tüm riskleri kapsayacak all risk poliçesini yaptırmayı ve primlerini ödemekle mükellef olduğunu, poliçe kapsamına müdahale etme yetkisinin olmadığını,
-Sözleşmelerine göre; hasarlanan Karadon Yeni Servis Kuyusu; sözleşme kapsamında vekil edenin kullanımına özgüllenmiş olduğunu, yapılan işin bir parçası ve vazgeçilmezi olduğunu, Sözleşmenin ismi de "Karadon Yeni Servis Kuyusu Bağlantı Galerileri" şeklinde belirtildiğini,
-TTK’ Nın İddia Ve Talep Ettiği Ve Mahkemece Kabul Gördüğü Hasarlara İlişkin İstinaf Nedenlerinin; bilirkişilerin; mahkemeye sundukları raporlarını Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/128 D.İş sayılı tespit dosya üzerinden aldırılan ve İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim görevlilerinden oluşan bilirkişilerce hazırlanan rapora dayandırdıklarını, 2010/128 D.İş sayılı dosya üzerinden yapılan keşifin; vekil eden şirketin bilgisi ve katılımı sağlanmadan yapıldığı için itiraza maruz kalmış keşif olduğu; rapora karşı da tarafımızdan itiraz edildiği için raporun vekil eden yönünden bağlayıcılığının olmadığını,
-Sadece TTK’nın sunduğu bilginin, belge ve yönlendirmeye nazaran yapılan bu keşifte; hiçbir şekilde vekil eden şirket yetkilileri veya vekili dinlenmediğini, bilgi ve belge sunulmasına imkan verilmediğini, Tek taraflı-salt TTK iddia ve talepleri ile hazırlandığını, bu raporun hiçbir masraf kaleminin doğruluğunun araştırmadan, talep edilen masraf kalemleri irdelenmeden, malzemelerin birim fiyatları ve işçilikleri araştırılmadan TTK’ nın iddia ettiği rakamların kabulü çok ciddi hata olduğunu,
-Arama Kurtarma ve Tahlisiye Çalışmalarına ilişkin tespit ve hesaplamalara itirazlarnın; Arama-Kurtarma ve Tahlisiye Çalışmaları nedeniyle toplam 149.466,76 TL masraf talep ettiğini, TTK’ nın bu taleplerinin ne sözleşmesel ne de hukuki hiçbir dayanağının olmadığını, herhangi bir fiyat analizinin yapılmadan, araştırılmadan, yorumlanmadan 149.466,76 TL alacağın varlığı yönünde tespit yapmanın yanlış olduğunu,
-Arama-Kurtarma-Tahlisiye çalışmalarında kullanılan malzemeler için ise 18.239,76 TL masraf çıkarıldığını, istenilen kalemler içinde Ocak Çizmesi, Madenci bareti vardır ki bunlar asla zayi olacak malzemelerin olmadığını, diğer malzemelerin birim fiyatları araştırılmadığını, hurda değerleri (sovtaj bedeli ) hesaplanan masraflardan düşürülmediğini,
-Mahkemece atanan bilirkişiler hiçbir şekilde bu yönden incelemeye girmediğini, kurumun iddia ettiği masrafları aynen raporlarına geçirdiklerini, bu yönüyle hazırlanan raporun kabulü mümkün olmadığını,
-540 42600 lağımı üzerinde oluşan göçüklerin açılması çalışmalarına ilişkin tespit ve hesaplamalara ilişkin itirazlarının; 2010/128 D.İş sayılı dosya üzerinden yapılan inceleme ve tespitlere göre; kaza sonrası 540 katı 42600 lağımı üzerinde 227 metrelik kısım hasar gördüğünü bunun 44 metresi tamamen kapalı göçük, 121 metresi kısmi göçük, 62 metresi ise ahşap tahkimatların zarar gördüğü yönünde tespit yapıldığını,
-Öncelikle belirtmek gerekirse; iddia edilen bu hasarın; sigorta şirketince veya vekil edence giderilmesi istenilmeden, kurumun kendi maliyetli işçilikleriyle yaptırıp bu bedelleri dava yoluyla talep etmesinde hiçbir hukuki dayanak olmadığını,
-74 Metrelik Kısım maliyetlerini ise; 12 Takım 10 B (140Profil) + 12 Takım 10 B (110 Profil) + 28 Takım 14 B (140 Profil) olmak üzere toplam 52 Bağ kullandığını, yukarıdaki birim fiyatlarıyla çarpıldığında 24.268,00 TL hesap çıkarıldığının görüldüğünü, yerinden sökülüp ve değiştirildiği iddia edilen toplam 52 Bağın hurdası TTK’da kalmış olup; bu sökülen ve değiştirilen bağların ciddi maddi değerleri olmasına rağmen hesaplanan bedellerden düşülmediğini,
-540 Kotunda TTK Makine ve Teçhizatların hasarlarına ilişkin yapılan tespit ve hesaplamalara ilişkin itirazlarının; bilirkişiler; TTK’nın iddia ve talep ettiği makine ve teçhizat hasarlarına ilişkin hiçbir değerlendirme yapmayarak; 2010.128 D. İş sayılı dosya üzerinde yapılan tespitleri aynen raporlarına geçirerek toplam 223.974,60 TL alacaklı olduğu yönünde yapılan tespitlere katılmak mümkün olmadığını, 16 kalem olarak sıralanan malzemelerin gerçekten zayi olup olmadığı yönünde şüpheye mahal vermeyecek tespitler yapılmadığını, talep edilen yol verici, kesici, vecon başlık asla böyle bir kazada zarar görecek, bozulacak malzemeler olmadığını,
-Ayrıca TTK; iddia ettiği 16 kalem malzemelerin temin edilip, kurulması yönünde tarafımızdan bir talebi olmadan, 28 yevmiye harcandığını iddia etmiş; buna karşılık da 4.116,00 TL talep ettiğini, TTK; iddia ettiği bu malzemelerin temin ve kurulumu için harcadığını iddia ettiği fahiş işçilik bedellerini vekil edenden isteyemediğini, vekil eden şirket; daha düşük bedellerle bu malzemeleri temin edebileceğini, daha düşük işçiliklerle kurulumunu sağlayabileceğini, bilirkişilerin bu hususlara hiç değinmediklerini, en azından serbest piyasada rayiç bedeller araştırılıp hesaplamaya alınması gerekeceğini,
-Üretim Kayıpları açısından yapılan tespitlere ve hükme ilişkin açıklamalarının; Yerel mahkeme dosyasına sunulan bilirkişi raporlarında TTK’ nın “üretim kaybı” adı altında talep ettiği 719.436,00 TL bedeli uygun bulmadığını; yerel mahkemede de raporlardaki tespit ve görüşleri hükme esas alarak Davacı TTK kurumunun Üretim Kaybı talebini reddettiğini,
-TTK Karadon yeni Servis Kuyusu Asansör Tesisatının Hasarlarına ilişkin yapılan tespit ve hesaplamalara ilişkin itirazlarının; Davacı – Karşı Davalı TTK’ nın dava ile vekil edene yönelttiği taleplerin en büyük kalemini kuyu hasarı oluşturduğunu, talebini de kabul etmediklerini, hasarlandığı iddia edilen kuyu ve müştemilatlarından özellikle çelik halatların; içerdiği malzeme ve sağlamlığı sebebiyle kullanılamaz hale geldiği yönündeki tespitlere katılmadıklarını, bu hususa ilişkin detay bir araştırma yapılmadığını,
-Vekil edenin İddia Ve Talep Ettiği Ve Mahkemece Kabul Görmeyen Hasarlara İlişkin İstinaf Nedenlerinin; Yerel mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda; bilirkişilerin; uzatılan ek sigorta poliçesi zeyilnamelerini ve banka teminat mektubu karşılığında ödenen bedelleri eksik hesapladığını, vekil edenin poliçeler için ödediği bedeller daha fazla olduğunu,
-Kusura ilişkin istinaf nedenlerinin; yerel mahkemenin; Mahkeme dosyasına sunulan 22.10.2020 tarihli rapordaki %50 - % 50 kusur oranını kabul ederek hüküm kurduğunu, 22.10.2020 tarihli bilirkişi raporunun kusura ilişkin bölümündeki tespit ve görüşlerin büyük bir bölümüne katılıyor olmalarına rağmen; taktir edilen kusur oranını kabul etmek mümkün olmadığını,
-637.712,60 USD’lik ödeme hakkındaki tespit ve görüşlere itirazlarının; bilirkişilerin; Eureko Sigorta A.Ş. tarafından TTK’ya ödenen 637.712,60 USD’nin Yapı-tek tarafından Yapı-tekin zararları için talep edilen bedel olduğunu tespit etmelerine rağmen; vekil eden aleyhine hesaplanan toplam bedelden 637.712,60 USD’yi düşürmemesi yerel mahkemece de bu talebimizin dikkate alınmaması hatalı olduğunu, bedel Yapı-tek’in hasarları için belirlenmiş olduğunu, Davacı-Karşı Davalı TTK kurumunun haksız ve hatalı bir şekilde muvafakat vermemesinden dolayı söz konusu bedel TTK’ya ödendiğini, vekil eden Yapıtek A.Ş. tarafından talep edildiği, Yapı-Tek’in hasarlarını kapsadığı hususunda şüphe olmadığını, TTK’nın Yapı-Tek yönelttiği iş bu davada TTK lehine-Yapıtek aleyhine hesaplanacak zarardan düşürülmesi gerektiğini, dosyadaki yazışmalardan da bu durum anlaşıldığını, yerel mahkemece aksine hüküm kurulmasının hatalı olduğunu,
-Birleşen ankara 6. asliye ticaret mahkemesi 2013/302 esas sayılı dosya yönünden istinaf nedenlerinin; asıl mahkeme dosyası ile birleştirilen dosyada talep ve dava ettikler, üzere; dava konusu olayda vekil eden nezdinde meydana gelen zararlarımızın Davalı ... şirketinden tahsili için TTK ca muvafakat verilmemesinden dolayı 637.712,60 USD alacağımız vekil edene ödenmediğini; TTK ca muvafakat verilmemesi hususunun hukuka aykırı olduğu yönünde tespit talepli davanın açıldığını, bu bedele ilişkin Davalı TTK ca muvafakat verilmemesi ve 637.712,60 USD lik kısmı kendi uhdesine geçirmesi haksız ve mesnetsiz olduğunu, 637.712,60 USD bedelin vekil edene iadesi ya da asıl davada olası bir şekilde hesaplanacak TTK alacağından mahsubu gerekirken; asıl davada bu kısmın vekil edene düşen kısımdan tenzil edilmemesi, dava da muvafakat vermemesinin hukuka aykırı olduğu yönünde tespit yapılmamasının hatalı olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkemenin birleşen dosyaların yönünden verilen RED kararı yasaya ve usule aykırı olduğunu,
-Birleşen zonguldak 2. asliye hukuk mahkemesi 2018/473 esas sayılı dosya yönünden istinaf nedenlerinin; asıl dava olan 2010/302 Esas sayılı dosyasında ileri sürdüğümüz tüm istinaf nedenlerini iş bu birleşen dosya yönünden aynen yineleceğini, vekil edenin dava konusu olayda kusuru olmadığını, vekil edenin alacaklarından kusur tenzilatı yapılmaması gerekeceğini, mahkemede bir an için aksi kanaate olursa bile; taktir edilen % 50 kusur çok fahiş olduğunu, mahkemece daha düşük bir kusur oranı taktir edilmesi gerekeceğini, dava konusu kazadan sonra vekil edenin sözleşmeyle edindiği iş durdurulmuş ve bu süreçte hiçbir gelir elde edilmemesine rağmen; şantiyede bekçi, güvenlik, büro elemanları, şantiye şefi gibi bir kısım işçiler zorunlu olarak çalıştırıldığını, bu işçilere maaş ödendiğini, SGK Primleri, Vergileri ve sair kesintileri eksiksiz ödendiğini, buna ilişkin tüm kayıtlar mahkeme de dosyasında mevcut olduğunu, kaza sonrası çalışılamayan dönem için büro giderleri, makinelerde meyadana gelen hasar nedeniyle oluşan değer kayıpları, işin uzamasından kaynaklı fiyat farkı, gibi başlıca zarar kalemlerimiz hesaplanmadığını ve hüküm kurulmadığını, eksik ve hatalı bilirkişi raporu ile hüküm kurulmasının hatalı olduğunu,
-Yerel Mahkeme kararının hem asıl hem birleşen dosyalar yönünden yapmış olduğu istinaf başvurunun tümüyle kabulünü, yerel mahkeme kararının vekil eden lehine bozularak ortadan kaldırılmasını, vekil eden aleyhine açılan davaların tümüyle reddini, vekil edence ikame edilen haklı davaların tümüyle kabulünü, Tehir-i icra kararı verilmesini, istinaf İncelemesinin öncelikli yapılmasını, istinaf incelemesinin duruşmalı yapılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile
Asıl Dava bakımından;
Davacı kurum tarafından, Zonguldak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/128 Değişik İş sayılı delil tespiti dosyasındaki belirlemeler doğrultusunda 4.298.129,78 TL hasar bedelinin tahsili istemi ile Yapı-Tek A.Ş. ve Eureko Sigorta A.Ş. firmasına dava açıldığı, hükme esas alınan içerisinde sigorta bilirkişisinin bulunduğu 26.09.2019 tarihli ek raporda ve 22.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda davacının hasar taleplerine ilişkin değerlendirmede; göçük açma masrafı olan 1.008.336,42 TL'nin Ali Risk Poliçesinde teminat altına alınan "İnşaat işleri" kapsamında değerlendirilerek poliçe bedeli ile sigorta şirketinin sorumluluğu olduğu, poliçede "İnşaat İşleri" limitinin 10.725,092 USD olduğu, hasarın 58.957,27 USD (1.003.336,42TL) olduğu değerlendirildiği, arama-kurtarma-tahsiliye masrafları olan 138.148,60 TL'nin Ali Risk Poliçesinde teminat altına alınan "Enkaz Kaldırma" kapsamında değerlendirilerek poliçe bedeli ile sigorta şirketinin sorumluluğu olduğu, poliçede limitin 200.000 USD olduğu, 138.148,60 TL hasar bedelinin kaza tarihindeki dolar karşılığı 90.281,40 USD (1 USD=l,5302) olduğu değerlendirildiği, makine-teçzihat malzeme masrafları olan 228.090,60 TL'den Akülü Lokomotif poliçe kapsamında olduğu ve patlama sonucu hasarlandığı anlaşılan Akülü Lokomotif Fan bedeli olan 892,00 TL ( 892,00/1,5302 = 582,93 USD)'nin sigorta şirketinin sorumlu olduğu, bakiye kalan 227.198,60 TL zarardan Yapı-Tek A.Ş. firması kusuru nispetinde sorumlu olduğunun değerlendirildiği, dava konusu kazadan kaynaklı meydana gelen patlamada kuruma ait Karadon Yeni Servis Kuyusunun hasar giderim bedelinin işçilik dâhil toplam hasarın 2.192.800,00 TL olduğu, davacının asıl davadaki hasar taleplerine ilişkin hükme esas alınan bilirkişi raporlarının açıklayıcı ve denetime elverişli olduğu, kurum zarar kalemleri ve miktarlarının doğru belirlendiği, gerçek zararın belirlenmesine yönelik hesap raporunun yöntemine uygun olduğu, davalı ... şirketinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olduğu, kazanın meydana geldiği yüklenici tarafından hazırlık işleri olarak tabir edilen galeri sürme işlerinin yapıldığı, -540 katında kurum faaliyetlerinin olmadığının davacı kurumun kabulünde olduğu, bu sebeple kazanın meydana geldiği - 540 katında davacı kurum tarafından kömür üretimin yapılmadığı, üretimin yapıldığı galerlerde ve arınlarda herhangi bir hasarın meydana gelmediği, gerekli önlemler alınarak diğer galerilerde üretim faaliyetlerinin sürdürülebileceği, asıl davadaki davacı kurumun üretim kayıpları taleplerinin reddine karar verilemesinde isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece, davalı ... şirketi tarafından düzenlenen poliçe uyarınca davacı kurumun üçüncü kişi konumunda olmaması sebebiyle davalı ... şirketinin davacının zararından sorumlu olmadığı gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı kurumun talep ettiği zararlardan 658.957,27 USD Göçük Açma yönünden, 90.281,40 USD Arama Kurtarma Tahlisiye yönünden, 582,93 USD Makine, Teçhizat Hasarı yönünden, 500.000,00 USD ise Karadon Yeni Servis Kuyusu yönünden olmak üzere toplam 1.249.821,60 USD (1.912.477,02 TL) Ali Risk Poliçesi kapsamında teminat altına alındığı ve davacı kurumun hasarının 1.912.477,02 TL tutarındaki kısmından davalı ...nin sorumlu olduğu,
Davalı ... şirketin sigorta poliçesi kapsamında davacı kuruma 637.712,60 USD ödemede bulunduğu, Yapı-tek AŞ 'in davalı ... şirketinden talep ettiği bu bedelin yüklenici şirketin üstlendiği ve iş yaptığı bölümde olay sonucu oluşan hasarlarla ilgili olduğu, bu tutarın, davalı karşı davacı tarafından yapılan, hakedişlerle bedeli TTK dan alınmış olan ve patlama sırasında tamamen hasar gören imalatların tutarı olduğu, davacı için zarar teşkil ettiğinden, tarafların mutabakatı sonucu davalı ... şirketi tarafından davacı kuruma ödendiği, yapılan mutabakat ile bakılan iş bu davadaki hasarlar hariç olmak üzere davacıya ödendiği anlaşıldığından Eureko Sigorta Şirketi tarafından yapılan 637,712,60 USD' lık ödemenin bakılan davada talep edilen hasarlarla ilgili olmadığı ve mükerrerlik arz etmediği,
Bu açıklamalara göre dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve sigorta sözleşmesi ve zeyilnameler dikkate alındığında; Davacı kurumun 1.008.336,42 TL göçük açma bedeli, 138.148,60 TL arama kurtarma tahlisiye masrafları, 228.090,60 TL makine, teçhizat hasarı ve 2.192.800,00 TL karadon yeni servis kuyusu hasarı olmak üzere toplam 3.567.375,62 TL zararının olduğu, davaya konu hasar sebebiyle davalı ... şirketinin sigorta sözleşmesinden, davalı yüklenicinin eser sözleşmesinden kaynaklı ayrı ayrı sorumluluklarının bulunduğu, davalı sigortacı şirketinin sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden poliçe bedeli miktarı ile sorumlu olduğu, poliçede ağır kusur durumunu teminat dışı tutma yönünde bir düzenleme bulunmadığı, 658.957,27 USD göçük açma yönünden, 90.281,40 USD arama kurtarma tahlisiye yönünden, 582,93 USD makine, teçhizat hasarı yönünden, 500.000,00 USD ise karadon yeni servis kuyusu yönünden olmak üzere toplam 1.249.821,60 USD (1.912.477,02 TL) All Risk Poliçesi kapsamında teminat altına alındığı, davacı kurumun 3.567.375,62 TL hasarının poliçe bedeli teminat altına alınan 1.912.477,02 TL tutarındaki kısmından davalı ... şirketinin sorumlu olduğu, diğer davalı yüklenicinin sorumluluğu davacı kurumun gerçek zararından genel hükümler çerçevesinde ve kusuru oranında sorumlu olduğu, davacı kurumun gerçek zararının belirlenmesi için Karadon Yeni Servis Kuyusu Asansör içerisinde bulunan halat malzemelerinin hurda ve amortisman değerlerinin toplam zarardan düşülmesi gerektiği, bu şekilde davacı kurumun gerçek zararının (3.567.375,62 TL-142.160,00 TL-142.160,00 TL=) 3.283.055,62 TL olduğu, davalı yüklenici genel hükümler çerçevesinde ve kusuru oranında sorumlu olması sebebiyle gerçek zararın (3.283.055,62 TL: 2=) 1.641.527,81 TL'den Yapı-Tek A.Ş.'nin sorumlu olduğu,
Asıl dava davacısı-karşı ve birleşen dava davalı vekilinin ve asıl dava davalısı-karşı ve birleşen dava davacı vekilinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile Asıl davanın kısmen kabulü ile, 1.912.477,02 TL'nin (davalı Yapı-Tek İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin 1.641.527,81 TL'sinden sorumlu olmak üzere) dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Karşı Dava Bakımından;
Davacının karşı davadaki hasar taleplerine ilişkin hükme esas alınan bilirkişi raporlarının açıklayıcı ve denetime elverişli olduğu, kurum zarar kalemleri ve miktarlarının doğru belirlendiği, zararın belirlenmesine piyasa rayici dikkate alındığı, hesaplama yönteminin uygun olduğu, davalı ... şirketinin sorumluluğun bulunmaması sebebiyle bu zarar kalemlerinin belirleme yöntemine ve bedeline ilişkin karşı davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde bulunmamış, karşı davacının dava konusu kaza sebebiyle işten çıkarılmak zorunda kalınan çalışanlara ödediği kıdem ve ihbar tazminatı talebinin işçilere ödenen tazminat haklar meydana gelen olaydan bağımsız olduğu, açıklayıcı ve denetime elverişli 22.10.2020 tarihli ve 26.04.2019 tarihli bilirkişi raporları dikkate alınarak bu taleplerin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, Somut olayda, karşı davacı dava dilekçesinin konu ve neticei talep bölümünde meydana gelen kaza sebebiyle zarar kalemlerine ilişkin 20.000,00 TL'nin tahsili istenildiğine ve vade yahut ödeme günündeki kur üzerinden tahsil talep edilmediğine göre, davacının seçimlik hakkını Türk Lirası ile ödenme biçiminde kullandığı, Bu durumda, davacının seçimlik hakkını ıslah yoluyla yada tavzih talebi ile değiştirmesi söz konusu olamayacağından, mahkemece, karşı davada talep edilip hüküm altına alınan yabancı para bedelinden kaynaklanan ödenmeyen alacağın ve ıslah ile arttırılan kısmının karşı dava tarihindeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuruna göre Türk lirası karşılığı bulunarak bu miktarın karşı dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi yerine Amerikan Doları üzerinden hüküm kurulması da doğru olmamış, Davacı Yapı-Tek A.Ş. nin kaza tarihi ile karşı dava tarihi arasındaki dönem için uzatılan sigorta poliçelerinden kaynaklı yapmış olduğu ödemelere ilişkin talebinin kabulü ile, toplam (karşı davadaki bu zarar kalemi için talep edilen miktar ile Türk lirası olarak ıslah edilen miktar ve ıslah ile arttırılan 16.735,77 USD kısmının karşı dava tarihindeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuruna göre Türk lirası karşılığının toplamı) 36.316,45 TL'nin 1.000,00-TL sine karşı dava tarihi olan 22.02.2011 tarihinden, bakiye kısma ıslah tarihi olan 25.11.2020 tarihinden itiraben işleyecek avans faizi ile birlikte davalı TTK dan alınarak davacıya verilmesine,Davacı Yapı Tek A.Ş nin kaza tarihi ile karşı dava tarihi arasındaki dönem için mahsur ve atıl kalan iş makinelerine ilişkin talebinin kabulü ile 82.500,00-TL nin 15.000,00-TL sine karşı dava tarihi olan 22.02.2011 tarihinden, bakiye kısmına ıslah tarihi olan 25.11.2020 tarihinden itiraben işleyecek avans faizi ile birlikte, davalı TTK dan alınarak davacıya verilmesine, Davacı Yapı Tek A.Ş nin kaza tarihi ile karşı dava tarihi arasındaki dönem için uzatılan teminat mektuplarından kaynaklı yapmış olduğu ödemelere ilişkin talebinin kabulü ile toplam (karşı davadaki bu zarar kalemi için talep edilen miktar ve ıslah ile arttırılan 3.533,63 USD kısmının karşı dava tarihindeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuruna göre Türk lirası karşılığının toplamı) 6.666,17 TL'nin 1.000,00-TL sine karşı dava tarihi olan 22.02.2011 tarihinden, bakiye kısma ıslah tarihi olan 25.11.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı TTK dan alınarak davacıya verilmesine,Davacı Yapı-Tek AŞ nin işyerinin kapanması sebebiyle işçilere ödenen ihbar ve kıdem tazminatına ilişkin, şantiyede sonradan çalışmalarda bulunan görevlendirilen 3 elemana yapılan ödemelere ilişkin ve şirket aleyhine açılan davalar nedeniyle yapılan masraf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Birleşen 2018/473 esas sayılı dava bakımından;
Davacı Yapı-Tek A.Ş nin kaza tarihi ile karşı dava tarihi arasındaki dönem için uzatılan sigorta poliçelerinden kaynaklı yapmış olduğu ödemelere ilişkin talebinin kabulü ile, 16.678,44-USD den 500,00-USD nin birleşen dava tarihi olan 27.12.2018 tarihinden, bakiye kısmına ıslah tarihi olan 25.11.2020 tarihinden itiraben işleyecek 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince Devlet bankalarının 1 yıl vadeli ABD doları mevduat hesabına fiilen uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının davalı TTK dan alınarak davacıya verilmesine, Davacının mahsur ve atıl kalan iş makinelerine ilişkin talebinin kabulü ile 33.900,00-TL den 1.000,00-TL sine birleşen dava tarihi olan 27.12.2018 tarihinden, bakiye kısmına ıslah tarihi olan 25.11.2020 tarihinden itiraben işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacının uzatılan teminat mektuplarından kayanklı yapmış olduğu ödemlerin kabulü ile; 1.656,98-USD den 500,00-USD sine birleşen dava tarihi olan 27.12.2018 tarihinden, bakiye kısmına ıslah tarihi olan 25.11.2020 tarihinden itiraben işleyecek 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince Devlet bankalarının 1 yıl vadeli ABD doları mevduat hesabına fiilen uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının davalı TTK dan alınarak davacıya verilmesine, Davacının iş makinlerinin değer kaybı talebinin kısmen kabulü ile 5.527,65-USD den 500,00-USD sine birleşen dava tarihi olan 27.12.2018 tarihinden, bakiye kısmına ıslah tarihi olan 25.11.2020 tarihinden itiraben işleyecek 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince Devlet bankalarının 1 yıl vadeli ABD doları mevduat hesabına fiilen uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının davalı TTK dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine Davanın süre uzatımdan kaynaklı talebinin ve zorunlu çalışanlara ödenen işçili maliyetinden kaynaklı alacak taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı ve birleşen davalarda davalı ..., davalı karşı ve birleşen davalarda davacı Yapı-Tek vekili, asıl ve birleşen davalarda davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı karşı davalı ve birleşen dosyalarda davalı ... Genel Müdürlüğü vekili; Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen bedelden sigorta şirketinin de sorumlu olduğuna yönelik tespite katıldıklarını, ancak üretim kayıplarına ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkeme kararında 540 katında üretim faaliyetlerinin bulunmadığının tarafımızca kabulüne dayanılmış ise de 540 katı dışındaki galerilere de asansör ile sağlanmakta olduğundan diğer galerilere ulaşım imkanının kalmadığını ve kurum zararının bundan kaynaklandığını, patlamanın meydana geldiği 17/05/2010 ile 20/05/2010 tarihleri arasında diğer galeriler de dahil olmak üzere yeniden çalışma ortamı sağlanıncaya kadar geçen 4 günlük süreçte faaliyetler durduğundan kurum zararı meydana geldiğini, yerel mahkemece kusur oranının %50 olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, davalı yüklenicinin tam kusurlu olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin fesih tarihinin 24/06/2013 olduğunu yüklenici tarafından karşı ve birleşen 2018/473 Esas sayılı dava yönünden ıslahın 25/11/2020 tarihinde yapıldığını ve ıslah tarihi itibarı ile alacağın zamanaşımına uğradığını, yüklenicinin Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açmış olduğu 2013/302 Esas sayılı davada alacaklarını sigorta şirketinden tahsil ettiği için sigorta şirketi bakımından davadan feragat ettiğini, yüklenicinin müvekkilinden işçilik maliyetleri, iş makinelerinin atıl kalmasından kaynaklı zarar, sigorta poliçesi prim ödemesi ve teminat mektubu komisyonu bedeli ödemesini talep etmesinin mümkün olmadığını, asıl davada davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu, kararın bozulmasını talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı ... vekili; Karadon Yeni Servis Kuyusunda meydana gelecek hasarların sigorta poliçesi kapsamında olabilmesi için ek prim ödenmesinin ön koşul olduğunu ancak ek primin ödenmediğini, Bölge Adliye Mahkemesi’nin dosyadaki çok sayıda bilirkişi raporundan asıl davada davacı lehine olan bir ek raporu neden hükme esas aldığına yönelik bir gerekçe sunmadığını, dosyadaki raporların çoğunluğunda müvekkilinin asıl davadaki hasarlardan ve taleplerden bir sorumluluğu bulunmadığı belirtilmiş olduğunu, anılan nedenlerle müvekkili aleyhine tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, asıl davada reddedilen miktar üzerinden davalılar lehine ortak bir vekalet ücretine hükmedildiğini, diğer yandan müvekkili yönünden feragat nedeni ile reddedilen davada lehlerine hükmedilen maktu vekalet ücretinin hatalı olduğunu, kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı karşı davacı ve birleşen davalarda davacı Yapı-Tek A.Ş. vekili; asıl davada hükmedilen %50 kusur oranının hatalı olduğunu, daha önce açılan rücu davalarında alınan son raporlarda aynı bilirkişilerin sorumluluk oranını %30 müvekkili, %70 iş sahibi idare aleyhine şeklinde tespit ettiklerini, eldeki davada %50 kusur oranının bu nedenle yeniden ele alınması gerektiğini, olayın esasının yeniden incelenmesinde ise meydana gelen patlama nedeni ile müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığını, karşı davadaki taleplerinin USD olmasına karşın bölge adliye mahkemesince TL üzerinden hüküm kurulmasının kabul edilemez olduğunu, sigorta şirketi tarafından müvekkiline ödenmesi gerekirken davacı idareye ödenen 637.712,60 USD’nin müvekkili aleyhine hesaplanan bedelden mahsup edilmesi gerektiğini, birleşen Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açmış olduğu 2013/302 Esas sayılı davada verilen ret kararının sigorta şirketinin bedeli idareye ödemesi nedeni ile bozulması gerektiğini, birleşen 2018/473 Esas sayılı dava bakımından hükmedilen bedellerin piyasa rayiçlerine göre çok düşük olduğunu, faiz başlangıç tarihinin patlamanın meydana geldiği 17/10/2010 olması gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, eser sözleşmesi kapsamında alacak ve rücu istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 ncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 nci maddeleri, 818 sayılı Borçlar Kanununun 355-371 . maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına göre davacı, karşı ve birleşen davalarda davalı ... Genel Müdürlüğü'nün, davalı, karşı ve birleşen davalarda davacı Yapı-Tek İnş. San. ve Tic. A.Ş.’nin tüm temyiz itirazlarının reddine, asıl dava ve birleşen 2013/302 Esas sayılı davada davalı ...Ş.’nin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2. Asıl davada davacı iş sahibi ile asıl davada davalı yüklenici Yapı-Tek arasında 30/03/2005 tarihli T.T.K Genel Müdürlüğü Karadon Taşkömürü İşletme Müessesesi Karadon Yeni Servis Kuyusu Bağlantı Galerileri ve Su Atım Tesisleri İle Kilimli İşletmesi -540 Kat Hazırlık Galerilerinin Sürülmesi İşine Ait, birim fiyatlı, 14.987.206,00USD bedelli sözleşme imzalanmıştır. Yapım İşleri Genel Şartnamesi sözleşme ekidir. İşin yapımı esnasında, 17.05.2010 tarihinde grizu patlaması meydana gelmiş, kaza sırasında 30 işçi ölmüş, Türkiye Taş Kömürü Kurumunda çalışan 11 işçi yaralanmıştır. Yüklenici Yapı-Tek A.Ş. firması Sözleşmenin 17.1 maddesi gereğince sözleşme konusu işi ve işyerini; davalı ...Ş. tarafından tanzim edilen Ali Risk Sigorta Poliçeleri ile sigortalatmıştır.
2.1.T.T.K. Genel Müdürlüğü; 2801190 Numaralı İnşaat Ali Risk Sigorta Poliçesinde İşveren olarak; Yapı-Tek İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti; müteahhit olarak Eureko Sigorta A.Ş. ise sigortacı olarak belirtilmiş; riziko adresi olarak Karadon/Kilimli Zonguldak; sigorta süresi olarak 01.05.2009-01.05.2009 tarihleri gösterilmiş; bakım süresi olarak ise 12 ay kararlaştırılmıştır . Ayrıca ana poliçenin devamı niteliğinde 6 adet de zeyilname düzenlendiği ve kazanın poliçe döneminde gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
2.2. Davacı idare ile davalı yüklenici arasındaki sözleşmeye ve sigorta poliçesine konu galeri bakımından, dava dışı ekspertiz firması tarafından zarar incelemesi yapılmış, neticesinde taraflarca kabul edilen idare zararına karşılık olarak davalı ... şirketi tarafından, 12/03/2013 tarihinde 637.712,60 USD davacı idareye ödenmiştir.
2.3. Asıl davada iş sahibi idare, patlama neticesinde başka bir kuyuda oluşan zararları olan arama- kurtarma, tahliye masrafları 149.466,76TL, göçük açma çalışma masrafları 1.008.336,42 TL, makine teçhizat malzeme bedeli 228.090,60TL, üretim kayıpları 719.436,00TL, Karadon yeni servis kuyusu hasar bedeli 2.192.800,00TL olmak üzere toplamda 4.298.129,78 TL’nin davalı yüklenici ve sigorta şirketinden müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı ... vekili ise dava konusu alanın, sigorta poliçesinde teminat altına alınan alanın dışında olduğunu savunarak, teminat dışında olan alan bakımından doğan zararlar bakımından sorumluluğunun bulunmadığını savunmuştur.
2.4. İnşaat All Risk Sigorta Poliçesi ve buna bağlı olarak düzenlenen zeyilnamelerin incelenmesinde; All Risk Sigorta poliçesinin 2- MR End. No: 002 Kloz Adı: Çapraz Sorumluluk Ek Teminatı başlıklı maddesinde; ‘‘Poliçelerde ve ekli zeyilnamelerde yer alan diğer hükümler aynen saklı kalmak şartıyla ve taraflarca kararlaştırılmış ek primin sigorta ettiren tarafından sigortacıya ödenmesi koşuluyla; işbu poliçenin 3. Şahıs mali sorumluluk teminatı, aynı poliçenin ‘‘ sigortalılar’’bölümünde yer alan özel ve hükmi şahısların her birini, sanki bunlar adına müstakil bir sorumluluk poliçesi düzenlenmiş gibi 3. şahıslara ve birbirine karşı temin eder.’’ düzenlemesinin mevcut olduğu görülmüştür.
2.5. Her ne kadar ilk derece mahkemesince, asıl dava bakımından davalı ... şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile bu davalı bakımından asıl davanın reddine karar verilmiş ise de davacı idarenin sigorta poliçesinde teminat altına alınan kuyu bakımından sigorta ilişkisinin tarafı olsa da asıl davaya konu olan kapsam dışındaki alan bakımından meydana gelen zararda, sigorta poliçesindeki III. Şahıs Mali Sorumluluk klozunda yer alan teminatlardan faydalanabileceği anlaşılmış olup, ilk derece mahkemesinin aksine Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararında davacı idarenin, III. Şahıs Mali Mesuliyet Sorumluluk klozundaki teminatlardan faydalanabileceği yönündeki görüşünde hukuka aykırı bir yan bulunmamıştır.
2.6. Davalı ... Sigortanın , davalı yükleniciye keşide ettiği Üsküdar 9. Noterliği’nin 01/03/2013 tarih ve 08054 yevmiye numaralı ihtarnamesinde toplam hasar tutarının 1.650.047,46 USD olduğu, TTK’ya ödenen bedelin 637.712,60 USD olduğu, davalı Yapı Teke ödenen bedelin 283.671,85 USD olduğu, Eureko Sigorta bünyesinde prim borcuna mahsup edilen tutarın 516.682,83 USD olduğu, temlikname gereği Garanti Finansal Kiralamaya ödenen bedelin 211.980,18 USD olduğu belirtilmiştir.
2.7. Yukarıda belirtildiği üzere, asıl davaya konu zarar bakımından davacı idarenin III. Şahıs Mali Mesuliyet Sorumluluk klozundaki teminatlardan faydalanabileceği anlaşılmış ancak; All Risk Sigorta poliçesinde III. Şahıs Mali Mesuliyet Sorumluluk klozundan faydalanılabilmesi için taraflarca kararlaştırılmış ek primin sigorta ettiren tarafından sigortacıya ödenmesi koşulu kararlaştırılmıştır. Bu bakımdan, davalı ... Sigortanın, davalı yükleniciye keşide ettiği Üsküdar 9. Noterliği’nin 01/03/2013 tarih ve 08054 yevmiye numaralı ihtarnamesinde belirttiği prim borcuna mahsup edilen 516.682,83 USD tutarın içerisinde ek prim borcunun da bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
2.8. Bununla birlikte Bölge Adliye Mahkemesi’nce karara esas alınan 16/07/2008 tarihli kök rapor ve 26/04/2019 tarihli ek raporda; davalı ... şirketince davacı idareye ödenen 637.712,60 USD bedelin içerisinde, teminat dışı olmakla birlikte poliçe konusu galeriye ulaşabilmek için geçilmesi gereken galerilerdeki göçüklerin açılması ile ilgili 60.406,58 USD bedelin ödendiği tespitinin yapıldığı, bu durumda, sigorta şirketi tarafından ek prim ödenmediği için sorumluluğu bulunmadığına yönelik savunmalarına rağmen yapılan ödemenin poliçe teminatı kapsamında ya da dışında yapılan bir ödeme mi, III. Şahıs Mali Mesuliyet Sorumluluk klozu kapsamında yapılan bir ödeme mi, yoksa bir lütuf ödemesi mi (=ex gratia) olduğunun herhangi bir kuşku ve duraksamaya yer verilmeyecek şekilde tespiti gerekmektedir.
2.9. Yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek, ödemelere ilişkin kayıt ve belgeler, yazışmalar da incelenmek suretiyle sonuca göre karar verilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme ve araştırma ile verilen kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle, davacı, karşı ve birleşen davalarda davalı ... Genel Müdürlüğünün, davalı, karşı ve birleşen davalarda davacı Yapı-Tek İnş. San. ve Tic. A.Ş.’nin tüm temyiz itirazlarının reddine, asıl dava ve birleşen 2013/302 Esas sayılı davada davalı ...Ş.’nin diğer bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Asıl dava ve birleşen 2013/302 Esas sayılı davada davalı ...Ş.’nin temyiz itirazlarının, 2.1 ve devamı bentlerde açıklanan nedenlerle kabulü ile, asıl dava bakımından temyiz incelemesine konu Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı ...Ş. lehine BOZULMASINA,
Temyiz peşin harcın istek halinde davalı ...ye iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden Davalı - Karşı davacı Yapı Tek. A.Ş. Ve Davacı - Karşı Davalı ... Genel Müdürlüğünden alınmasına,
Dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davacı ... Genel Müdürlüğü’nden alınarak, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı ...Ş.’ye verilmesine,
14/11/2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.