Logo

6. Hukuk Dairesi2024/2730 E. 2024/4218 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, davacının muhasebe hizmeti karşılığı alacağı olup olmadığı ve varsa miktarının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin şube sayısı ve iş hacmi gözetilerek bilirkişi raporunda hesaplanan muhasebe ücreti alacağının yerinde olduğu ve davacının alacaklı olduğunun tespit edilmesi, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesine gerekçe teşkil etmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/99 E., 2023/184 K.

KARAR : Kısmen kabul

Davacı vekili, müvekkilinin sözleşmenin feshine dayalı devir teslim tutanağında belirtilen 2013 yılı muhasebe ücreti alacağının tahsili istemiyle davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, ...'in müvekkil şirketin ortağı olmakla birlikte şirket adına sözleşme yapma şirketi borçlandırma yetkisinin olmadığını, davacının müvekkilin eski mâli müşaviri olduğunu, şirketin davacıya muhasebe ücreti borcunun olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, takibe dayanak olarak gösterilen sözleşmenin feshine dayalı devir teslim tutanağında imzası bulunan şirket ortağı ...’in şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı, davacının yetkisiz kişi tarafından imzalanan sözleşmeye dayanarak davalı şirketten ücret talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesinin 05.11.2018 tarihli ve 2016/1936 E., 2018/5131 K. sayılı ilamıyla, davalı şirket kayıtları üzerinde inceleme yapılıp mutabakatta imzası bulunan ...'in yaptığı işlemlere veya sözleşmelere davalı şirket tarafından muvafakat verilip verilmediği hususu üzerinde durularak bu mutabakatın geçerli olup olmadığının belirlenmesi, ayrıca davacının davalı şirketin muhasebecisi olduğu sabit olduğundan ve hesap mutabakatı geçersiz olsa bile yapılan hizmet karşılığı istenebileceğinden yapılan hizmetin karşılığı ve ödemelerin ayrı ayrı belirlenip davacının alacaklı olup olmadığı alacaklı ise miktarının tespit edilmesi, dava dışı bırakılan başka mahkemede dava konusu olan çek bedelinin de nazara alınarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, söz konusu kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak, 2011-2013 yılları şirket kayıtları üzerinde inceleme yapan bilirkişi raporuna göre ... tarafından yapılan bir işlem ve sözleşmeye rastlanmadığından bu kişinin davalı şirketi temsil yetkisine sahip olmadığı, davacının icra takibine konu sözleşme kapsamında alacaklı olduğunu ispat edemediği, zira kendisinin tutmuş olduğu defter kayıtlarına göre davacının alacağı olmadığı, aksine 27.000,00 Türk Lirası çekin de nazara alınması ile birlikte 40.825,20 Türk Lirası davacının davalıya borçlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair karara karşı davacı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin 24.01.2022 tarihli, 2021/1861 E. ve 2022/229 K. sayılı ilamıyla, devir teslim tutanağının yetkisiz kimse tarafından imzalandığı ve davalı tarafça bağlayıcı olmadığı yönündeki mahkeme kabulü doğru ise de, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilemediği, mahkemece davacının 2013 yılı muhasebe hizmeti bedelinin ne kadar olduğu ve buna ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığı ayrı ayrı belirlenip davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı tespit edilmeli, hakkında menfi tespit hükmü bulunan çek bedelinin tahsil edilip edilmediği belirlendikten sonra oluşacak sonuç dairesinde alacak miktarının hesabında nazara alınarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, söz konusu kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair karara karşı davalı vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

1-Temyizen incelenen mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı şirketin şube sayısı ve iş hacmi gözetilerek muhasebe ücreti alacağına ilişkin yapılan hesaplamanın yerinde olduğu anlaşılmakla; davalı vekilinin tüm temyiz istemleri yerinde görülmemiştir.

2- Mahkemece verilen kararda, gerekçesi de yazılmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verildikten sonra maddi hata sonucu bozmadan önceki davanın reddine ilişkin gerekçeye de ayrıca yer verildiği, ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'un 438/son maddesi uyarınca kararın gerekçesinin düzeltilerek onanması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, ilk derece mahkeme kararının 7. sayfasının son iki paragrafı ile 8. sayfasının hüküm fıkrasına kadar paragrafların gerekçeden çıkarılması suretiyle kararın re'sen DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde ilgilisine iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.